Devlette Değil Özel Sektörde İstihdam Alanı Yaratmalıyız!
Toparlanıyoruz Hareketi seçimler nedeniyle kısa bir süre ara verdiği köy ziyaretlerine ve sohbet toplantılarına Cumartesi gün yeniden başladı. Bu çerçevede Hareket gönüllüleri Ötüken ve Aygün köylerini ziyaret ederek bir yandan ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı yönetim anlayışının değiştirilmesi için yaptığı çalışmaları anlattı diğer yandansa vatandaşların ve özellikle köylerde bulunan gençlerin yaşadıkları sıkıntıları dinledi.


Ziyaretler sırasında konuşan vatandaşların pek çoğunun özellikle işsizlik ve devlet kurumlarının bazı firmaları denetlemeyerek yabancı ülkelerden getirilen ucuz ve kaçak iş gücüne imkan yaratmasından şikayet ettiği gözlemlendi. Öte yandan seçim döneminde bazı vatandaşlara oylarını satmaları için kendilerine para teklif eden siyasilere ilişkin anekdotlar anlatmaları ve kendi içinde tutarlılığı olmayan ilkesiz siyasetten şikayet etmeleri de dikkat çekti. Bu ziyaretler sırasında konuşan Toparlanıyoruz Hareketi lideri Kudret Özersay, özellikle erken genel seçimde Halkın bir tepki ortaya koyduğunu, Meclis’te belirli bir değişimin başarıldığını ancak yine de ortaya çıkan durumun özellikle yeni hükümetin geçmişteki söylemleriyle taban tabana zıt icraatlarına bakıldığında pek de iç açıcı olmadığını vurguladı. Konuşmasında Halkın bilinçli şekilde davranarak örgütlenmesi ve artık sesini çıkarması sonucunda daha fazla çalışarak, son dönemde başlayan uyanışı daha da yeşertebileceğini, bu nedenle umutsuz olunmaması gerektiğini anlattı ve “öz güvenimizi yitirirsek geleceğe bakamayız, kendimize güvenmeli alternatifimizi kendimiz yaratmalıyız” dedi.

Ziyaretler ertesinde açıklama yapan Toparlanıyoruz Hareketi lideri şu ifadeleri kullandı: “Maalesef en önemli sorun yasaların uygulanmaması ve bunun uygulanmasını sağlayacak olan denetimin yapılmamasıdır. Halkın canına tak etti, oteller ve ismi iyi bilinen inşaat şirketleri yabancı ve kaç işçi çalıştırıyor, sigorta ve emekli sandığını yatırmadan çok daha düşük ücretlere işçi çalıştırıyor. Bunu denetleyen, cezalandıran yok. Önceliğin KKTC vatandaşlarına verilmesine ilişkin kuralları da takan yok, bunu ihlal edenleri denetleyip cezalandıran da yok. Neden? Çünkü büyük ihtimalle bu firmalar seçim öncesinde siyasi partilere maddi destek veriyorlar ve sonra hükümetten bu konuda torpil bekliyorlar. Pek çok alanda durum budur ve köydeki vatandaş bunun farkındadır. Oysa bu ülkede üretmeyi başaramazsak, kendi gençlerimize kamuda değil özellikle özel sektörde istihdam sağlayacak yeni alanlar açamazsak esamemiz okunmaz, bizi ve düşüncelerimizi, hassasiyetlerimizi kimse kaale almaz. İskele bölgesinde çok sayıda firmaya siyasilerle özel ilişkileri nedeniyle yasalar uygulanmıyor, işçilerin ücretleri, özlük hakları, sosyal sigorta ve ihtiyat sandıkları, azami çalışma saatine dair hakları hiçbir biçimde korunmuyor. Hal böyle olunca yerli işgücü buralarda çalışamaz duruma geliyor ve kaçak ya da yasa dışı-usulsüz işgücü ile ülke ekonomisinin tüm dengesi alt-üst edilmiş oluyor. Bu gençler hayatlarını sürdürmek için devlette bir yer bulmak için siyasilerin iki dudağı arasına mahkum ediliyor. Özel sektörde yeni istihdam alanları yaratılması için yeni bir vizyona ihtiyaç vardır. Her konuda kuralların uygulanmasının denetlenmesiyle ve devlette istihdamın net şekilde sınırlandırılıp kamu açıklarının kısılmasıyla birlikte yeni istihdam alanları da yaratılmalıdır. Herkesin üniversite mezunu olmasına gerek yoktur. Çıkış yolu hem mevcut alanlarda kuralları uygulayıp yerli iş gücüne öncelik verilmesi hem de örneğin ülkeye gelecek su çerçevesinde tarımsal üretim için yerli iş gücünün planlama ile örgütlenmesinden geçer. Askerlik konusunda üniversite, genç erkekler için bir çıkış yolu olarak görülüyor. Oysa askerlik konusundaki bu imkan üniversitede okuyanlardan ziyade üretim yapan, hatta ihracat yapan gençlere verilse bugün çok daha farklı yerlerde olabiliriz. Üretmezsek dikkate alınmayacağımızı artık öğrenmiş olmalıyız.”

Özersay açıklamasında gidilen köylerde Halkın çok farklı alanlardan örnekler vererek “devlet adeta yok gibi” dediğini, bu durumun tersine çevrilememesi, kuralları uygulayanların ödüllendirildiği, ihlal edenlerin cezalandırıldığı ve ihlal etmemesi için caydırıldığı bir sistemin yaratılabilmesi için devletin gerçekten var olduğunun ve Halkın menfaati için var olduğunun hissettirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Özersay “eğer vatandaşlar ‘bu devlet ismi iyi bilinen bir iş adamının verdiği borca ve onun sözüne muhtaç bırakıldıysa ben daha ne diyeyim’ demeye başladılarsa artık bıçak kemiğe dayanmış demektir. Uyanmak zorundayız, üreten bir sistem yaratamazsak yöneticilerimiz de bizler de aciz duruma düşeriz, aynen bugün olduğumuz gibi” ifadelerini kullandı.



Toparlanıyoruz Hareketi tarafından yapılan açıklamada köylere yapılan ziyaretlerin süreceği, ülkenin meselelerini yerinde görmek, doğrudan vatandaştan dinlemek ve çözümleri birlikte üretmek için bu çalışmaların çok yararlı olduğuna dikkat çekildi. 
Editör: TE Bilisim