Serdar Denktaş, müzakerelerin gidişatı ile ilgili düşüncelerini paylaştı ve Dernek üyelerinin görüşlerini dinledi.

DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş’a, Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu ile Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Erol Aktoprak eşlik etti.

BORA

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Yılmaz Bora, konuşmasının başında DP Ulusal Güçler heyetinin ziyaretinin kendilerini mutlu ettiğini ayrıca endişeli oldukları müzakere sürecinden duydukları rahatsızlıkları paylaşmak amacıyla bu ziyaretin oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti.

“Endişeliyiz” diyerek söze başlayan Bora, öncelikle KKTC’yi esas almayan, devamını öngörmeyen her türlü çözüm formülüne şiddetle karşı çıktıklarının altını çizerek, bunun yanı sıra hayati öneme haiz olan Türkiye’nin garantörlüğünü ortadan kaldıracak veya sulandıracak bir formülü de kabul etmelerinin mümkün olmayacağının bilinmesi gerektiğini söyledi.

Bora, müzakerelerin gidişatı konusunda birincil ağızdan bilgi alamadıklarını savunarak bunun kendilerini endişelendirdiğini dile eğirdi. Bora, gizlilik bulunduğunu da iddia etti ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığını kaydetti.

DENKTAŞ: “DURUM VAHİM”

Varoluş mücadelesinde hizmet eden, tarihin tanıklarının endişelerinin ciddiye alınacak kadar yerinde olduğunun bilinmesi gerektiğinin altını çizerek sözlerine başlayan DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş; “durum vahim” dedi.

Müzakere süreciyle ilgili edindiği her izlenimi halkla paylaştığını hatırlatan Denktaş, ortaya koyduğu endişelerinin de gün be gün doğruluk kazandığını söyledi.

Denktaş “özellikle egemenlik, siyasi eşitlik, mülkiyet ve Türkiye’nin etkin garantörlüğünün zafiyete uğratıldığını ve ortadan kaldırılmakla karşı karşıya kalınabileceğini” savundu.

ARABACIOĞLU: “RUM, TOPRAK KONUSUNDA GERİ ADIM ATMIYOR, TAVİZ VERMİYOR”

DP Ulusal Güçler Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu da “Mülkiyet” konusunda gelinen aşamayla ilgili konuştu.

Toprak konusunda belli kriterlerin ortada olmasına rağmen netleşmediğini kaydeden Arabacıoğlu ancak Rumun toprak konusunda taviz vermeyeceğinin bilinmesi gerektiği söyledi.

Kıbrıs Türk Halkı adına müzakereleri yürütenlerin çok heveskâr olmalarının da kendilerini oldukça endişelendirdiğini belirten Arabacıoğlu; “gördüğüm kadarıyla arkadaşlarımız çözüm konusunda çok heveskârdırlar. Endişeliyim.

Karşı olduğum için değil ama aşırı heveskârlık aşırı taviz karlığı da beraberinde getirir” diye konuştu.

Arabacıoğlu konuşmasının sonunda tarihi gerçeklerin ve Kıbrıs Türk Halkı’nın çektiği acıların da unutulmak istenircesine hareket edildiğini ileri sürerek sözlerine şöyle devam etti:

“En büyük yanlışımız: Kıbrıs konusu 1974’te başlamış gibi lanse ediliyor. Yani 63-74 arası ölü bir süreç. Kıbrıs Türk Halkı’nın mücadelesi yok sayılıyor. O dönemde hiçbir şey olmamış gibi, kayıplarımız hiç yokmuş gibi konuşuluyor. Bu doğru bir yaklaşım olmamakla birlikte, tarihi gerçeklerinde yok sayılması olur ki kabul edilemez.”
Editör: TE Bilisim