Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde öğrenim ve stüdyo üretimlerini sürdüren Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Bölümü yeni ders yılına yeni mekanında giriyor. Bölümün ilkesi sayılan “üretime yönelik eğitim” anlayışını pekiştiren yeni bina düzeni ve yeni kurulan DAÜ Sanat ve Tasarım Merkezi için düşünülen gösteri platformu, entegre mekân olarak hem öğrenciye hem de sanat ve tasarıma ilgi duyan izleyici kitlesine yönelik olacak.


Bölümün ve merkezin tanıtımı vesilesiyle düzenlenen “Eşyanın Sesi-Sesin Eşyası” Başlıklı Yeni Medya Sanatı Sergisi, Bölüm Başkanı Doç.Dr. Senih Çavuşoğlu ve Merkez Başkanı Doç.Dr. Ümit İnatçı’nın eserlerinden oluşuyor. 12 Ekim Cuma günü saat 18.00’de açılışı Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Öztoprak tarafından yapılacak olan sergi 24 Ekim’e kadar izleyiciye açık kalacak.


Doç.Dr. Senih Çavuşoğlu’nun videografik ve dijital kolaj çalışmaları bir görsel şiir disiplini içinde tasarlanırlarken, objenin aldığı rol anti-öncü bir karakter taşıyor. Sanatçı, buluntu eşyanın kendisine atfedilen yerleşik tanım ve anlamına müdahalelerde bulunarak onları yeni bir dil kurgusunun parçasına dönüştürüyor. Senih Çavuşoğlu’nun, tasarım yeteneğini araya sokması –böylelikle görselliğin stilize edilerek yeni bir algı tertibine evrilmesi– apayrı bir arayışı işaret ediyor. İroni ve “değilleme” gibi muhalif mesafeleri plastik bir dile dönüştüren Çavuşoğlu için “şey”, içinde sözü ve eylemi barındıran “ses”in ta kendisidir. Çavuşoğlu’nun bu sergide 10 adet görsel şiire dayalı poster ve “Kara Kutu” adlı bir de videoart çalışması yer alıyor.


Doç.Dr. Ümit İnatçı’nın çalışmalarını “Atıl olanın kozmetiği” olarak adlandırabiliriz. Fotografiden resimsel tatlara yönelme eğilimi taşıyan bu dijital tablolar, şeylerin kullanım halindeki kozmoslarıyla atıl durumda oldukları kozmosları arasındaki farkı vurguluyorlar. Kozmetik, bozulmaya yüz tutmuş olana uygulanan bir gizleme, örtme estetiğidir. Yaşadığımız kent ortamına hakim olan dağınıklık, atıl şey yığınları ve çöp savurganlığı anıtsal kütlelere dönüştü. Onları yerlerinden etmek yerine hayatlarımızda yer eden birer varlığa dönüştürüyoruz. Ümit İnatçı’nın bu durum karşısında aldığı tavır, bir kozmetik müdahale olarak nitelenebilir. Ancak, bu duruma dikkat çekmeye çalışmak da mutlaka politik bir duruşun habercisidir. İnatçı’nın bu sergide 10 adet pikto/fotografik çalışmasının yanında “Sesli Harfler Mezarlığı” adıyla sunduğu bir de deneysel video çalışması var.


Gerek Çavuşoğlu’nun gerekse İnatçı’nın yeni medya sanatı ortamında ürettiği eserlerindeki politik çıkış apaçık bir imgelem tertibiyle kendini ele veriyor. Sanatçılar, insan, çevre ve kültür kıyımı karşısında yıkıcı etkisi büyük olan “şeyleşme”ye karşı direnmenin, günümüz sanatının öncelikli meselesi olması gerektiğini vurguluyorlar.

 

Editör: TE Bilisim