Derya mesajında, “Yüzyıllardır çeşitli tahakküm biçimleri olarak hayatımızı kuşatan ataerkil düzen, son yıllarda neo-liberalizm ve muhafazakârlık ile kol kola girerek, biz kadınların haklarını gasp etmeye devam ediyor. Doğayı talan etmeye adanmış rant düzeni aracılığıyla çocuklarımızın hayatını çalan, kadın cinayetleri başta olmak üzere kadınlara ve lgbti’lere yönelik şiddetin son bulması için kılını kıpırdatmayan, yobaz bir kültürün taşıyıcısı olan tarikatlara meydan verirken kadın emeğinin sömürüsüne son verecek önlemleri almayan bu düzene itirazımız var” ifadelerini kullandı.

CTP’li kadınların yıllardır sürdürdükleri eşitlik mücadelesine ara vermeden devam ettiklerini, bugüne dek mücadeleyle kazandıkları haklara sahip çıktıklarını vurgulayan Derya, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Ortak yurdumuz Kıbrıs'ın birleşmesi, toplumumuz içinde ayrımcılık üreten militarist, ırkçı ve ötekileştirici söylemlerin yerini barış kültürünün alması, kadınların yaşamak zorunda bırakıldığı cinsel ve sınıfsal sömürünün ortadan kaldırılması, lgbti, çocuk, yaşlı ve engelli bireylerin maruz kaldığı ayrımcılığın son bulması için bıkmadan çalışmaya devam edeceğiz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde, eşitlik ve özgürlük için mücadele etmiş ve etmekte olan tüm kız kardeşlerimizi selamlarken;

Mücadelemiz sonucunda hayat bulan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi'nin bir an önce tam teşekküllü bir biçimde kurulmasını,

2011 yılında kabul ettiğimiz İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasını,

Din İşleri Başkanlığı koltuğunu işgal eden Ahmet Ünsal'ın derhal görevden alınmasını,

Döviz kurlarında bugün... Döviz kurlarında bugün...

Kadınların doğurganlık haklarını gasp eden zihniyetin son bulmasını ve HPV aşısı, doğum kontrol araçları, smear testlerine ulaşımın ücretsiz olmasını,

İnsan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı müfredatın eğitime dahil edilmesini

Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapılmasını,

Kaynakların doğru ve şeffaf bir şekilde yaratılarak ülkemizin depreme dayanıklı hale getirilmesini,

Özel sektörde sendikalaşma ve sektörel toplu sözleşme ile yaşanan emek sömürüsüne son verilmesini,

Külliye inşaatının derhal durdurulmasını ve buraya harcanacak paranın Türkiye'deki depremzedeler için kullanılmasını,

İSİAS katillerinin ve binlerce insanın hayatına son veren tüm sorumluların yargılanmasını talep ediyor ve bu konularda bıkmadan çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Biz kadınların söyleyecek sözü, değiştirecek gücü var. Yaşasın 8 Mart! Yaşasın feminist dayanışma”

Editör: Haber Merkezi