Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş, bugün yayınladığı yazılı açıklamada, yeni hükümetten beklentilerini dile getirdi.

Bektaş, geçmiş yıllarda çevre ile ilgili verilen sözlerin tutulmadığını, çevrenin sadece “seçim malzemesi” olarak kullanıldığını savundu.

Nilden Bektaş, bugüne kadar oluşturulmayan çevre politikasının hayata geçirilmesinin ve uygulanmasının şart olduğunu vurguladı.

“BAKANLIK GÜÇLENDİRİLMELİ”

Söz konusu politikaların ve denetimlerin oluşturabilmesi için odanın da girişimiyle kurulan Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Bektaş, yeterli teknik personel ve ekipman sağlanması için bakanlığa gerekli bütçenin ayrılması gerektiğini dile getirdi.

Bektaş, yeni hükümet döneminde yapılan ve yapılmayan her çalışmanın takipçisi olacaklarını belirterek, “Çevre kirliliğini engelleyerek, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması konusunda çalışmalar gerçekleştiren çevre mühendisliğinin hak ettiği değere kavuşması için birçok düzenleme yapılması gerekmektedir” dedi.

“ÇEVRE MÜHENDİSLERİ İÇİN GEREKLİ KADROLAR AÇILMALI”

Kamuda, yerel yönetimlerde ve özel sektörde çalışan çevre mühendislerinin çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Nilden Bektaş, “Çevre mühendisleri için gerekli kadroların açılması sağlanmalıdır. Bu konuda gerekli kurumsal yapılandırma ve bütçe sağlanmazsa bakanlığın hiçbir işlevi olamayacaktır” görüşünü ifade etti.

ÇEVRE MÜHENDİSLERİNİN YENİ HÜKÜMETTEN BEKENLETİLERİ

Nilden Bektaş yazılı açıklamasında şu beklentileri dile getirdi:

“18/12 Sayılı Çevre Yasası’nın altında çıkarılması gereken 60’a yakın tüzüğün sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanması ve hayata geçirilmesi.

“Kirleten öder” prensibinin hayat bulması. Kirletenin ödemesi. Yasaların uygulanması noktasında çevre denetimlerinin yapılması.

Ülkenin hemen her yanında bulunan çöp alanlarının kapatılması, katı atık politikasının reel olarak uygulanması.

Atıkların kaynağında ayrıştırıldığı, yeniden kullanıldığı veya geri dönüşüm tesislerinin olduğu, düzgün ve düzenli işletilen Güngör katı atık depolama sahası için gerekli olan tüm iyileştirmelerin yapılması.

Teknecik ve Kalecik Elektrik Santralleri’nden kaynaklanan kirliliğin önlenmesi.

Atık su kirliliklerinin sonlanması. Yasayla da kabul edilerek şart koşulan kanalizasyon ve atık su arıtma tesislerinin ülkenin her yanında hayat bulması.

Ülkeyle bağdaşmayan yatırımların gündemden çıkmasını ve bunun için yasal önlem alınması.

Lefke maden atıkları sorununun çözülmesi.

Taş ocaklarının bütünlüklü bir politika ile tekrar değerlendirilmesinin yapılması, bu konuda gerekli tüm önlemlerin alınması.

Çevre Yönetim Sistemleri’nin yasal zorunluluk haline gelmesi.

Hemen hemen hiçbir çevre problemi için oluşturulmayan acil müdahale ekip, ekipman ve planların oluşturulması.”

Editör: TE Bilisim