HaberTürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın yazısı şöyle: 

Kıbrıs fırtınası...

KARADENİZ’e odaklandığımız şu günlerde asıl fırtınanın güneyde, Kıbrıs’tan patlayacağı üzerinde toplanan bulutlardan belli...

Bunu görmek için bir süredir uluslararası medya kuruluşlarının sayfalarına bakmak yeterli.

Zaten bu coğrafyanın kaderidir; ne zaman Türkiye ile Yunanistan arasında yakınlaşma olsa, Kıbrıs sorunu bir şekilde hortlar.

Aslında daha önce bekliyordum...

Ancak Suriye sorununun Akdeniz’e akmasının ardından biraz geri planda kalmıştı.

Suriye meselesinin Akdeniz’e taşıdığı bulanıklığa şimdi bir de Kıbrıs eklenmek istiyor.

Bu da ister istemez Ege ve Karadeniz’in de beraberinde çok daha hareketleneceğini gösteriyor.

SONRAKİ HAFTA CENEVRE’DE

Özellikle de bu ayın 27-29’unda Cenevre’de yapılacak gayrı resmi görüşmelerin öncesinde, takip eden hafta içinde daha fazla gelişmeye tanıklık edersek şaşmayalım.

Nedeni de bugüne kadar çıkarları farklı hareket eden ABD ve AB’nin Akdeniz sahasında ortaklaşması ve birlikte hareket etme kararı alması.

İngiltere’nin de Kıbrıs’ta garantör devletlerden biri olması nedeniyle ABD’nin fazla ilgi alanında görülmüyordu.

Ancak Annan Planı sonrası ABD de devreye girdi, Lefkoşe Büyükelçisi yakın geçmişte taraflarla görüşüp iki toplumlu, tek devletli bir modelin hayata geçirilmesi için ciddi çaba gösterdi.

Şunu belirteyim ki ABD’nin bu çabası bitmiş değil.

Nedenini anlamak için Akdeniz’i en iyi bilen bilim insanlarından Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren’in yaptığı aşağıda yer alan iki haritaya bakmak yeterli.

Biri radar, diğeri bir ABD uçağının menzil alanını gösteriyor...

Bu da gittikçe ısınan Karadeniz ve Akdeniz’de, Kıbrıs’ın ne denli önemli bir konumda olduğunu göstermeye yetiyor.

Prof. Dr. Başeren BM’nin 27-29 Nisan’da Cenevre’de tam 53 yıl sonra taraflar arasında çözüm arama girişimine dikkat çekerek başladı sohbetimize...

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Kıbrıs’ı temsil eden tek hükümet gibi davranmasının getirdiği zorluğu anımsattı.

Bu kapsamda Ada’da garantör olarak Türkiye’nin, Kıbrıs’ın tamamında koşulları denetleyebileceği bir sistemin olması gerektiğini söyledi.

Kıbrıs Adası’nın jeopolitiğinin öneminin de altını bazı örneklerle sergiledi...

Örneğin Kıbrıs’ta bulunan Karlıdağ’ın (Trodos) 1950 metredeki zirvesine yerleştirecek bir ufuk ötesi radarının, Norveç’ten Hindistan’a, Rusya’nın en kuzeyinden Afrika kıtasının ortasına kadar geniş bir alanı kontrol altında tutabileceğini harita ile gösterdi.

Editör: TE Bilisim