Akansoy yazılı açıklamasında, BMGK’nın, 30 Ocak 2023 tarihli toplantısında oy birliği ile “siyasi eşitliğe sahip iki toplumlu, iki bölgeli federasyona dayalı” çözüm için müzakerelere dönme çağrısında bulunduğunu kaydetti.

Akansoy, “Ortak zeminin bozulduğu, tarafların çatışmacı ve maksimalist söylemlerle, müzakere aklını ve duyarlılığını bozmaya çalıştığı bir dönemde, BM Güvenlik Konseyinin iradesini adada yaşayan toplumlardan yana kullanması, toplumlara kulak vermesi oldukça önemlidir ve bu tarihi bir vurgudur” değerlendirmesinde bulundu.

Adada bir çözümün, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde mümkün olduğuna vurgu yapan Akansoy, şöyle devam etti:

Çocuklara özel mobil bankacılık... Çocuklara özel mobil bankacılık...

“Bunun dışında olası tüm öneriler, adada statükonun devamına yarar ve burada cezalandırılan taraf Kıbrıslı Türkler olur. Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının korunacağı, siyasi eşitliğe dayalı adil bir çözümün yolu, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde müzakere masasının kurulmasıdır.

Sonuç odaklı ve zaman düzenlemesi olan bir çözüm metodolojisi ile sonuca varılabilir. Bahse konu raporda; ‘Çözüm bulma sorumluluğu her şeyden önce Kıbrıslıların kendisine aittir’ ifadesi de tarihsel bağlamda değerlidir. Bu ifade toplumların kültürel bağlarla bağlı olduğu ve uluslararası hukuk bakımından 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, anayasal düzeni, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını korumak ve yeniden kurmakla yükümlü garantör ülkelerin sorumluluklarını da hatırlatmaktadır.

Kıbrıs adasında özne, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum halklarıdır. CTP olarak, siyasi eşitliğe dayalı kapsamlı bir çözüm için verdiğimiz haklı mücadeleye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğimizi belirtir, bu yönde çok yönlü temaslarımızı her düzeyde artıracağımızı halkımızla paylaşmak isterim.”

Editör: Haber Merkezi