Toparlanıyoruz Hareketi, Çevre Bakanı Bakırcı ve Bakanlık yetkililerinin özel bir şirketin tüm masraflarını karşıladığı Marsilya seyahati konusunda bir açıklama daha yaparak Çevre Bakanı tarafından yapılan açıklamaların içine düşülen yanlışı net şekilde teyid ettiğini, ilgili Bakanlığın yetkili olduğu alanlarda faaliyet gösteren bir şirketin bu türden bir teklifinin kabul edilmesinin “hem hukuken hem de siyaset etiği açısından yanlış olduğunun dahi anlaşılamamış olmasını hayretle izliyoruz” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada Bakan Bakırcı’nın kendisi aleyhinde “kişisel menfaat elde ettiği” şeklinde bir iddia varmış gibi davranarak buna tepki göstermesinin anlamlı olmadığına vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi: “Sayın Bakan, kendisine ya da aile mensuplarına bir menfaat elde edildiği iddia edilmiş noktasından hareket etmektedir. Oysa burada asıl problem, bu bakanlığın verdiği izinlerle ticari bir ilişkisi bulunan bir şirketin yapacağı bu türden bir maddi harcamanın kabul edilmiş olmasıdır. Sayın Bakan’ın bunu normal bir şeymiş gibi göstermeye çalışması hem yürürlükteki yasa hükümlerine hem de siyaset etiğine terstir. Sayın Bakan ve Bakanlık üst düzey yetkililerinin bu noktadan itibaren bahse konu şirketin herhangi bir başvurusu ya da işlemi konusunda objektif/tarafsız bir değerlendirme yapması ya da karar alması beklenemez. Sayın Bakan’ın gözden kaçırdığı ya da kaçırmaya çalıştığı husus budur. Bu ziyarete katılan eşinin masraflarının şirket tarafından karşılanıp karşılanmadığı değildir. Zaten kendisi tarafından karşılandığı söylenen masrafların belgelerini de herhalde kamuoyu ile paylaşacaktır”.

Toparlanıyoruz Hareketi uzunca bir süredir ülkemizde yüksek mahkeme yargıçlarının bir işadamı tarafından masrafları karşılanarak yurt dışındaki bir festivale götürülmeleri örneğinde olduğu gibi pek çok davranışın normal olmamasına rağmen üstünün örtüldüğünü ya da normalmiş gibi davranılıldığını vurgulayarak artık bu ve benzeri konularda susmayıp herkesin ses vermesi ve tepkisini göstermesi gerektiğine dikkat çekti. Yapılan açıklamada “bizler artık bu ülkede normal olmayan şeylerin bize normalmiş gibi gösterilmeye çalışılmasını istemiyoruz ve bunu kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada yapılan yanlışın sadece ilgili Bakan’ın değil, Çevre Bakanlığının en üst düzey bürokratlarının da yanlışı olduğuna dikkat çekilerek özellikle kamu görevlileri konusunda yürürlükte bulunan mevzuata aykırı davranan bu yetkililerin de yanlışın bedelini ödemeleri gerektiğine işaret edildi.

Açıklamada “dünyanın pek çok yerinde bu türden hatalar yapıldığında hatta çok daha hafif sayılabilecek siyasi etik açısından sorunlu uygulamalar ortaya çıktığında her düzeyde siyasinin istifa ettiği ya da en azından yanlışını kabul ederek kamuoyundan özür dilediği onlarca örnek varken, bu olayda Çevre Bakanının hala daha normal olmayan birşeyi normalleştirmeye çalışır bir tutum içerisinde olması kabul edilmezdir. Hem Başbakan, hem Başbakan Yardımcısı, hem de bizzat Çevre Bakanı ile ilgili Bakanlığın Müsteşar ve Müdürüne “hatanızı kabul edin, özür dileyin ve gereğini yapın” çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Editör: TE Bilisim