Güney-Doğu Avrupa Yerel Yönetim Birlikleri Ağı tarafından düzenlenen ''AB Krizine Karşı Sosyal Belediyecilik Sempozyumu''nun Ankara Hilton Oteli'ndeki açılışına katılan Bağış, toplantıdan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.
AB'nin serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili devam eden tartışmalara ilişkin olarak, Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunu ve her türlü opsiyonu değerlendireceğini belirtti ve ''Gün gelir jest yapar, gün gelir rest çeker'' dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın, Gümrük Birliği'nin Türkiye'nin aleyhine işlemeye başladığı ve revize edilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarına ilişkin soru üzerine Bağış, bundan yaklaşık iki yıl önce Çağlayan, AB'nin Ticaretten Sorumlu Komisyon Üyesi Karel de Gucht ve Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Stefan Füle ile İstanbul'da bir toplantı gerçekleştirdiklerini, orada konuyla ilgili hassasiyetlerini aktardıklarını belirtti. O günden sonra, AB Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey yetkililerin bu konuları değerlendirdiklerini, Komisyon'daki muhataplarıyla istişare halinde bulunduklarını ifade eden Bağış, şöyle devam etti:
''Türkiye büyük bir devlettir. Aynı zamanda, her türlü opsiyonu değerlendirir. Gün gelir jest yapar, gün gelir rest çeker. AB'nin de Türkiye'nin ekonomik potansiyelini dikkate alarak özellikle yeni yaptığı serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye'nin de bir Gümrük Birliği üyesi olarak aynı haklardan yararlanabilmesi için gerekli güvencelere kavuşması konusunda adım atması gerekir. Zannediyorum, Ekonomi Bakanımızın çağrısı da, o adımların atılmasına yönelik kendilerini uyarıcı, hatta uyandırıcı niteliktedir.''
RUM KESİMİNDE TÜRK BAYRAĞI YAKILMASI
AB Bakanı Bağış'a, ekonomik krizden etkilenen Rum kesiminde Türk bayrağı yakılmasını nasıl değerlendirdiği de soruldu. Bağış, şöyle yanıt verdi:
''Tabii ki o bayrağın yakılması onların haddi değildir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bu bayrak yakanlara çok net bir tepki vermesini bekliyoruz. O bayrağa kurban olsunlar. Bugün yedikleri ekmekte, içtikleri suda o bayrağın bir sembolü vardır. Çünkü, yanı başlarındaki KKTC'den elektrik almaktadırlar, su almaktadırlar. Ama ben bunu özellikle Annan Planı referandumu sırasında barış ve uzlaşı formüllerine sıcak yaklaşan ve 'Evet' oyu verilmesi için kampanya yapan Anastasiades'in seçilmesi sonrası, onun elini kilitlemek isteyen birtakım derin mihrakların çabası olarak değerlendiriyorum.''
Yalnızca belli ülkelerde değil, birçok ülkede derin mihraklar bulunduğuna işaret eden Bağış, ''Onlar da olası bir barışı, olası bir uzlaşmayı, olası bir çözümü engellemek için bu tür basit oyunlara maalesef başvurabiliyorlar. Ama bunların başarısız olacağına da yürekten inanıyorum'' diye konuştu.
