AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Akıncı, yaptığı açıklamalarla Türkiye Cumhuriyeti’ne ve milletimize karşı yaptığı saygısızlıktan dolayı özür dilemelidir" dedi. MHP Lideri Devlet Bahçeli ise yaptığı yazılı açıklamada, "Mustafa Akıncı'nın işgal ettiği koltuğa layık olmadığı açıktır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığından derhal istifa ederek emaneti Kıbrıs Türklüğünün iradesine tevdi etmesi kaçınılmaz ve hayati bir sorumluluktur" ifadelerini kullanırken, KKTC Başbakanı Ersin Tatar ise, "Sayın Akıncı'nın İngiliz The Guardian gazetesine verdiği, Rumların çok hoşuna giden demeçtir" dedi.

Çelik Twitter'dan yaptığı açıklamada, "KKTC Cumhurbaşkanlığı makamı son derece saygın ve onurlu bir makamdır. Fakat bu makamda oturan Sayın Akıncı’nın yaptığı açıklamalar Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına karşı saygısız ifadelerle doludur. Akıncı, “KKTC Cumhurbaşkanlığı” makamının temsil ettiği davanın tam zıddı açıklamalarına bir yenisini eklemiştir. Kıbrıs Türkü’nün davasına düşman olanların söylemlerine benzer açıklamalar yapmaktadır. Akıncı, yaptığı açıklamalarla Türkiye Cumhuriyeti’ne ve milletimize karşı yaptığı saygısızlıktan dolayı özür dilemelidir. Tarihimizin milli kazanımlarına ve saygın şahsiyetlerine dil uzatan bu açıklamaları kınıyoruz. Akıncı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türkü’nün kazanımlarına karşı saldırgan olan üslubu, sadece KKTC’ye karşı kötü niyet besleyen odakları sevindirmektedir. Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamının temsil ettiği değerleri de rencide etmektedir. Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamının neyi temsil ettiğini öğrenmemekte ısrar ediyor. Ama Kıbrıs Türk davasına husumet besleyenlere destek verecek açıklamalar yapma konusunda ısrarcı davranıyor. Akıncı, Hatay’ın Türkiye’nin parçası olmasından bile rahatsız olan bir zihniyete sahip. Zaten Akıncı’nın açıklamalarını sevinçle karşılayanlar, Kıbrıs Türk davasına düşmanlık eden Güney Kıbrıslı Rum gazeteleri oldu. Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Kıbrıs Türkü’ne düşmanlık eden Rum siyasetçilerin üslubunu Akıncı kendisine yakıştırıyorsa, bunun KKTC Cumhurbaşkanlığı makamına da saygısızlık olduğu açıktır. Türkiye Cumhuriyeti her koşulda Kıbrıs Türkü’nün yanındadır. Kıbrıs Türkü’nün davası dün olduğu gibi bundan sonra da tereddütsüz savunulacaktır." ifadelerini kullandı

DEVLET BAHÇELİ: DERHAL İSTİFA ETMELİ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın bir İngiliz gazetesine yaptığı "esef verici açıklamaların, sakat zihniyetini, sancılı ve skandal tutumunu bir kez daha gözler önüne serdiği"ni belirtti.

"Kıbrıs Türklüğünün tarihsel hak ve çıkarlarını namuslu şekilde savunmak yerine, Akdeniz’de karanlık hesap yapan küresel emperyalizmin değirmenine su taşıyan ve Rumların stratejik hesaplarına hizmet eden bu şahıs milli gerçeklerden bütünüyle kopmuştur." değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, Akıncı'nın aynı zamanda şehitlerin aziz hatıralarına cephe aldığını, acil çözüm diye taviz ve teslimiyetin provokatör sözcülüğüne heves ettiğini bildirdi.

Mustafa Akıncı'nın "Ankara tarafından yutulmadan" endişe duymasının ve "İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım" demesinin, utanmazlık olduğu kadar, tamiri ve tedavisi imkansız bir Türkiye husumeti taşıdığını gösterdiğini vurgulayan Bahçeli, "Bu şahıs KKTC Cumhurbaşkanı olduğu 2015'ten bu tarafa Türk milletinin hassasiyetlerini kaşımaktan, milli duyarlılıkları tahriş ve tahrip etmekten vazgeçmemiş, geri durmamıştır. Akıncı'nın sık sık bahsettiği diyalog devriliş ve tükeniş, dile getirdiği çözüm formülü çöküş ve çürüyüştür." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin Akdeniz'de sıkıştırılmak, hatta dışlanıp egemenlik ve manevra alanlarının daraltılmak istendiği sorunlu bir dönemde KKTC Cumhurbaşkanı'nın çarpık tavrının, emsalsiz işgüzarlık ve iş birlikçilik örneği olduğuna işaret eden Bahçeli, şu görüşlerini paylaştı:

"1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarından 1960'ta ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti'ne, 1974 Barış Harekatı'yla birlikte 1983'teki bağımsızlık ilanından bugüne kadar Türkiye'yi ilzam ve isnat eden böylesi bir teslimiyetçi zihniyete yavru vatanda çok nadir tesadüf edilmiştir. Malum olduğu üzere, Adada 1968 yılından itibaren başlayan taraflar arasındaki müzakerelerden hiçbir sonuç çıkmamış, mesafe alınamamıştır. Bu kapsamda gündeme gelmemiş, müzakere masasına koyulmamış hiçbir konu başlığı kalmamıştır. Siyasi eşitlik ve iki kesimlilik temelinde, eşit statüde iki kurucu devlete haiz yeni bir ortaklık hukukunun tesisi için yıllarca aracılı-aracısız görüşmeler yapılmış, nafile temaslar kurulmuştur. Müzakerelerde Kıbrıs Türklüğü her zaman adil ve kalıcı bir çözümü hedeflemiş, Rum kesimi ise sürekli olarak kriz imal edip çözümsüzlüğü derinleştirmiştir. En son, 2017 tarihinde Birleşmiş Milletler’in inisiyatifiyle tezahür eden İsviçre’deki Crans-Montana görüşmeleri Rum tarafının uzlaşmaz, çelişkili ve dayatmacı duruşundan mülhem çökmüştür."

Mustafa Akıncı'nın bu gerçekleri hasıraltı edip Türkiye'yi hafife alması, hatta KKTC'nin Türkiye'ye bağlanma ihtimalini korkunç olarak nitelendirmesinin, "uyuyan bir komünistin ayaklanarak EOKA diline tutunmasından" başka manaya gelmeyeceğine vurgu yapan Devlet Bahçeli, "Ana vatan-yavru vatan ayrımına karşı çıkan, Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltmak için Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin desteğine ihtiyaç duyduğunu küstahça seslendiren ve gizli niyetlerini itiraf eden Akıncı ENOSİS'in yörüngesine çoktan girmiştir." ifadesini kullandı.

Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kıbrıs Türklüğünü Rum planlarına zincirleyip tutsak etmek maksadıyla elinden geleni ardına koymayan Mustafa Akıncı Türkiye’ye ve Türk milletine şükran duyması gerekirken sırtını dönmüş, yüzünü de zalimlere çevirmiştir. Bu ayıp ve ahlaksızlığın hiçbir vicdanda, hiçbir siyasi anlayışta yeri olamayacaktır. Mustafa Akıncı'nın işgal ettiği koltuğa layık olmadığı açıktır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığından derhal istifa ederek emaneti Kıbrıs Türklüğünün iradesine tevdi etmesi kaçınılmaz ve hayati bir sorumluluktur. Akıncı ve yandaşları unutmamalıdır ki Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacaktır. Beşparmak Dağları'na dökülen şehit kanları hiçbir şart altında silinmeyecek, kutlu ceddimizin emanetleri çiğnetilmeyecektir. Mustafa Akıncı'nın rahatsızlığı geçmeyecekse, Türklüğe kuşkulu bakışı bitmeyecekse bundan sonraki hayatına Güney Kıbrıs Kesimi'nde devam etmesi daha makul ve mantıklı bir tercih olarak önünde durmaktadır. Kıbrıs Türklüğünün egemenlik haklarıyla oynayan karşısında Türk milletinin tamamını bulacaktır. Mustafa Akıncı'nın onurlu ve şerefli hareket ederek görevinden affını istemesi yegane beklentimiz ve temennimizdir. Kıbrıs Türklüğünün hak ve çıkarları, varlık ve bağımsızlık değerleri uğruna hayatları boyunca mücadele eden, şehit olan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Denktaş olmak üzere, bütün şehitlerimize ve ebediyete irtihal edenlere Allah’tan rahmet diliyorum."

ERSİN TATAR: TEMELSİZ AÇIKLAMALAR RUMLARI SEVİNDİRDİ
 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncının İngiliz The Guardian gazetesine yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Yazılı açıklama yapan Tatar, Akıncının olmayan bir şeyi ileri sürerek Türkiye'ye yönelik eleştireler yöneltmesinin ’seçimleri kazanma niyetli’ son derece yanlış bir davranış olduğunu söyledi.

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türklerin iradesi ile yaşasın ve yücelsin diye kuruldu. Sayın Akıncının buna rağmen Türkiye'nin KKTC'yi vilayet yapacağı gibi bir iddia ileri sürmesi temelsizdir. Biz eminiz ki halkımız kendisine hiçbir yararı olmayan bu tutuma gereken yanıtı Sayın Akıncıyı seçmeyerek sandıkta gösterecektir" diyen Başbakan Tatar açıklamasında şunları kaydetti; 

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Anavatan Türkiye her zaman kardeşçe, samimi bir işbirliği içinde olmalı, Kıbrıs konusunu birlikte yürütmelidir. Bunun başka türlüsü, ulusumuzun, halkımızın zararınadır. Ne yazık ki Sayın Akıncı bu çizgiden çok uzaklardadır ve bize göre halkımızın güvenliğine, geleceğine yarar sağlamak yerine zarar vermektedir. Bunun en son örneği, Sayın Akıncı'nın İngiliz The Guardian gazetesine verdiği, Rumların çok hoşuna giden demeçtir. 

Sayın Akıncı maalesef Kıbrıs sorunun çözümü konusunda Türkiye tarafından gösterilen anlayış ve çabaları göz ardı etmekte ve nerdeyse Türkiyeyi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini vilayet haline getirmeye çalışmakla suçlamaktadır. 

Sayın Akıncı'nın olmayan bir şeyi ileri sürerek Türkiye'ye yönelik eleştireler yöneltmesinin seçimleri kazanma niyetli olsa da son derece yanlıştır. 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türklerin iradesi ile yaşasın ve yücelsin diye kuruldu. Sayın Akıncının buna rağmen Türkiye'nin KKTCyi vilayet yapacağı gibi bir iddia ileri sürmesi temelsizdir. Biz eminiz ki halkımız kendisine hiçbir yararı olmayan bu tutuma gereken yanıtı Sayın Akıncıyı seçmeyerek sandıkta gösterecektir."
 

AKINCI NE DEMİŞTİ?

Ther Guardian Gazetesi'nin “Kırım tarzı ilhak ihtimali” sorusunu “korkunç” diye yanıtlayan ve “Türkiye’nin kendi çıkarlarına aykırı” diye değerlendiren KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kendi vizyonunun tümüyle farklı olduğunu savunmuştu.

Akıncı, "İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım" dedi. Tayfur Sökmen, Fransız mandasına bağlı Hatay Devleti'nin 1939'da referandumla Türkiye'ye bağlanmasını kabul etmişti. Kıbrıs'ta federal çözümüne bir an önce varılması gerektiğini ifade eden Akıncı, "Acele etmemiz lazım. Bunca yıldan sonra bir dönüm noktasına, belirleyici bir ana geldik" dedi.

Akıncı, "Kıbrıslı Türkler laik, demokratik ve çoğulcu kimliğini korumak istiyor" diye konuştu. Birleşik Krallık'ın AB'den çıkışına (Brexit) olumlu bakmadığını belirten Akıncı, "Alkışlarla karşılamadım, ama saygı göstermek zorundayız. Bundan sonra ülkenizi tek parça olarak tutabilecek misiniz, bilmiyorum. Bunda oldukça zorlanabilirsiniz" dedi.

Editör: TE Bilisim