Kendisi ve kendi partisi UBP gibi düşünmeyen herkesi “Türkiye düşmanı” olarak ilan edip siyaseten prim yapmaya çalışan Özgürgün, bakanlığı döneminde yaptığı abes harcamalar ile ne kadar milliyetçi ve vatansever olduğunu da ortaya koymuştur. Aslında bu noktada Sayın Özgürgün’e şaşırmıyoruz çünkü kendi gibileri için milliyetçilik, bu memlekette senelerce milli duyguların suiistimaline vesile olan, kar marjı yüksek bir meslek grubu olarak evrilmiştir.
Genel başkanı olduğu UBP’nin tarih boyu iktidarda olduğu yıllarda bu toplumun kayıpları rakamlarla ortadayken, Türkiye’den gelen para ile ayrıcalıklı zümre yaratarak, toplum faydasını gözetmeden yandaşlara dağıtılanların hesabını veremeyecek bir partiden elbette ki akıl alacak değiliz. Daha yeni devraldığımız hükümet görevine geldiğimiz günden beri önümüzde bulduklarımızı temizlemeye çalışırken UBP’li yetkililerin sırf muhalefet olsun diye iki ay önce yaptıklarını unutup açıklamalar yapması da Kıbrıs Türk halkına karşı sürdürdükleri ihanetin devam ettiğinin göstergesidir. Tek derdi koltuk ve Türkiye’ye yaranma olan bu tür bir siyasi zihniyetin, özlemini duyduğumuz çağdaş ve demokratik ülkeyi yaratmada en ufak bir katkısı olmayacağı da gün gibi açıktır. Unutulmaması gerekir ki bu ülkede var olan bozuk düzenin ve sürdürülemez ekonomik ve sosyal yapının tek sorumlusu, Sn Özgürgün’ün bugün özüne dönerek ortaya koyduğu UBP zihniyetidir.
Dışişleri Bakanlığı döneminde ülke kaynaklarını har vurup harman savuran, basına yansıyan ‘Çiçekçi Skandalı’na bile cevap veremeyen bir parti başkanının dış politika ve diplomasi dünyasında yol alması mümkün değildir.
Ne ben ne de partim, böyle bir Genel Başkan’dan vatanseverlik dersi alacak değiliz. Kendisine tıpkı geçen seferki gibi emaneten devraldığı UBP Genel Başkanlığını devredene kadarki görevinde başarılar dileriz.
Editör: TE Bilisim