Akansoy, önümüzdeki seçimlerde halka karma oy kullanın çağrısında bulunanlara da seslendi. Bizim gibi küçük toplumlarda dönüşümün daha hızlı gerçekleşmesi için kişilerin değil parti programlarının seçilmesi gerektiğini vurguladı. Değişim süreçlerinin her zaman özlediğimiz kadar süratli olmadığını söyleyen Akansoy sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yeni siyasi aktörler gelsin, yeni bir dil, yeni bir yapısal ortama kavuşalım istiyoruz. Bu bir süreçtir ve kendi çelişkisini de kendi içinde barındırır. Değişim konusunda halktan gelen istek ne kadar yoğun olursa değişim de o kadar hızlı olur. KKTC’de bu sürdürülemez durumun ortadan kalkması kamu ve özel alanda büyük bir dönüşümle mümkündür. Önümüzdeki süreç yeni siyasi aktörlerle deneyimlilerin etkin ve uyumlu şekilde çalışmasını gerektirir. Burada herkese çok önemli görevler düşüyor. Son zamanlarda şöyle bir eğilim var. ‘Mühür vurmayalım karma kullanalım’ diye. Hangi gerekçeyle yaptıklarını çok iyi anlıyorum. Bu durumun gidişatından bıktılar. Ama katılmıyorum. Siyasetin ilkeler manzumesi üzerine kurulması lazım. Siyaseti programlara değil de bireylere indirgersek dönüşüm çok daha yavaş ve belirsizliğe gebe olur. Kaygıyı anlıyorum ama bu anlayışı da değiştirmemiz lazım. Küçük bir toplumda yaşıyoruz, karmayı teşvik edersek insanlar komşusuna, akrabasına göre tercih yapacaktır. Değişim, dönüşüm istiyorsak bunun önüne geçmek siyaseti program ve projeler üzerinden değerlendirmeye açmak zorundayız. Vatandaşın ve seçmenin sorgulayıcı olması gerekir. Partilerin seçim programlarını çok iyi değerlendirmeli. Vatandaşın anayasal hükümlülüklerini yerine getirmesi lazım ki bu sadece sandığa gidip oy kullanmak değildir.”

GEZİ PARKI DİRENİŞİ
Akansoy, Türkiye’de yaşanan olayları halkın baskılara başkaldırısı olarak yorumlarken, Türkiye hükümetinin demokrasi adına sınıfta kaldığını söyledi. Akansoy, tek tip yaşamı dayatan yasaklara karşı gençlerin kendi yaşamlarına ve özgürlüklerine sahip çıkmasının umut verici olduğunu vurguladı. Yeni Türkiye’nin daha özgürlükçü daha demokratik bir ülke olacağına inancının tam olduğunu belirten Akansoy, bunun da anayasal değişikliklerle sağlanacağını ifade etti. Akansoy özetle şunları söyledi:

“Bunun Taksim’de olması bile kendi başına bir anlam taşıyor. Sosyal dokunun, insanların yaşamlarını rahatsız ederek değiştirilmeye çalışılması çok önemli bir konu. Karar vericilerin baskıcı dil ve üslupla, dayatma mantığıyla olaylara bakması ve bu şekilde yönetmeye kalkması, siyasi otoritenin hukuk tanımazlığı göz önünde bulundurulduğunda bu tepki beklenen bir sonuçtu. Türkiye’de son dönemde demokrasinin yeterince gelişmemesi, içe kapalılığı ve baskıcılığın sonuncunda olaylar patlak vermiştir. Türkiye sadece AK Parti’den ya da CHP’den oluşmuyor. Apolitik diye aşağılanan gençlerin ülkelerine ve kendi hayatlarına nasıl sahip çıktıklarını gördük. İnsanlar özgür yaşamak istiyor. Yeni Türkiye daha demokratik ve özgür bir Türkiye’dir. AK Parti bu anlamda sınıfta kalmıştır, toplumsal değişim sürecini anlamamış ya da toplumsal mesajı almamıştır. Halkını algılayamamış, argümanlarını sadece ekonomik gelişmişlik üzerine kurmuştur. Buna kimsenin itirazı yok ama sosyal hakların kısıtlanması kabul edilemez. Kıbrıslı Türkler için de çok önemli bir tartışmadır bu. Bazı kesimlerde, ‘Biz Türkiye’deki sürece gözlerimizi kapayalım, işimize bakalım. Nasılsa AK Parti ya da Türkiye hükümetleri bizi ve mesela çözüm sürecini destekliyor, sesimizi çıkarmayalım’ tavrı var. Bu ilkeli bir siyasi duruş değildir ve siyaseten de artık doğru değil. Günümüzde bir siyasi anlayış, demokrasi konularında başarısız olursa, bu başarısızlığın diğer konulara da yansıyacağı su götürmez bir gerçektir.”
 
Editör: TE Bilisim