Nupelda KARABUĞDAY/STAR KIBRIS

Eski Din İşleri Başkanı Suiçmez, din üzerinde siyasi baskı olduğunu söyledi

Dinin üzerinde siyasi baskının olduğunu söyleyen eski Din İşleri Başkanı ve Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Suiçmez, yapılan atamaların siyasi rant ve referanslarla yapıldığını belirtti. Bu şekilde Din İşleri’nin ahlaki misyonunun bozulduğunu anlatan Suiçmez, “Din İşleri Başkanlığı’nın atanması, toplumun tarihi misyonuna uygun olması gerekiyor” dedi. ADA TV’de Erçin Şahmaran’ın sorularını yanıtlayan Suiçmez, sözlerinin devamında şunları kaydetti:

CAMİLERDE YAŞANAN ELEKTRİK KESİNTİSİ

“Elektrik borçları sadece Dinişleri ve Vakıflar ile ilgili değil. Genel bir sorun var. Alacak- vereceklerde kamu yararı gözetilmesinde sorun var. Sıkıntı şu ki, camilerimizi biliyorsunuz Türkiye yaptırıyor, normalde bizim Anayasa’mıza göre Vakıfların görevidir bu. Vakıfların görev ve yetkileri Din Hizmetlerinin yürütmesidir. Bu ikisi tek tüzel kişilikle tanımlanıyor. Bir bütündür ve ayıramazsınız. Anayasal bir zorunluluk bu. Dinişleri ve Vakıflar Kurumu var. Bunlardan biri genel müdürlük, diğeri başkanlık. Din İşleri Başkanı’nın yasası daha geç yapıldı. İki yasanın birbiri ile uyumu sağlanmadı. Yapılan yasa, şuanda 400 kadar personel çalıştırılıyor ve yasa 75 kişilik bir yasa. Ona göre de yönetim oluşturulmuştur yasada. Oradaki alımların büyük kısmı hem usulsüz hem de aykırıdır. Personele imzalanan bir kağıt var, gerekçe göstermeksizin işe son verilir. Hizmet şemasının içindeki kadrolar da doldurulmamış.

‘KÜLTÜR DEĞERLERİMİZ VAR’

Kıbrıs Türk halkının özlemi olan yapıyı kurmamız lazım. TC devletinin de katkısı bu yönde olmalı. Kıbrıs’a yönelik sadece politik stratejik olmaması gerekir. Milletiz, kültür ve değerlerimiz var. Biz İngiliz ve Fransız’dan farklı değiliz. Taşıdığımız bir kültür ve medeniyet var bunu korumakla görevliyiz. Türkiye’nin tarihi bağı göz ardı etmeden hareket etmesi gerekir. Türkiye’yi eleştirirken, onların eleştirilerini de dikkate almamız gerekiyor. Kader birliğinin getirdiği bir sorumluluk da var. Bu başka milletlere düşmanlık olması için değil. Türkiye ile olan ilişkilerimizin de zemini haksız çıkara dönüşmemeli. Ahlaksız ilişkiye dönmemeli. Amacını aşan insani ilişkiler anlamında medeni toplumların ilişki zeminini bozmamalı.

‘SORUŞTURMA AÇILMADI GÖREVDEN ALINDIM’

Din İşleri Başkanlığı’nın atanması, toplumun tarihi misyonuna uygun olması gerekiyor. Her gelen partinin kendi dinişleri başkanını ataması, kendi siyasi projelerini katması normal değil. Atamalar siyasi. Dine siyaset karışıyor. Baskı da oluşuyor. Dinişleri Başkanı üzerinde kesinlikle baskı var. Siyasi baskı oluşuyor. Kendi dönemimde münhal açmak istedim, onu alacaksın bunu alacaksın dediler açamadık. Siyasi referanslarla illa alacaksın dediler. Şuanda da öyle sıkıntılar var. Ben rapor verdim konuyla ilgili, soruşturma açılacağına, görevden alındım.

‘VİCDANİ ZEMİN OLUŞMUYOR’

Vakıflar ve Dinişleri bir bütün. 1996’ya kadar Vakıflar hocaları da oradan öderdi. Sonrasında Vakıf gelirleri serbest kaldı. Tamam da Vakıf gelirleri nereye gidiyor. Vakıflar Bankası’ndan edindiğim bilgiye göre 50 milyon civarında alacağı var Vakıflar ve Din İşleri’nin. Vakıflar Bankası genel müdürü ve yetkililer bunu açıklasın. Vakıflar gelirlerini başkanken yazmıştım, o dönemden bugüne arttı tabii. Planlayıp öderiz dedik, bütçeyi talep ettik. Bütçeyi göndermediler, nasıl planlayacaktım? Din İşleri Başkanlığı’nın atanmasını siyasete döndürürseniz, vatandaşın beklediği vicdani ve ahlaki zemin oluşmaz. Atananlardan siyasi beklentiler bekleniyor. Kurumun ahlaki misyonuna göre hareket etmeyecek misiniz o zaman?”  
Editör: TE Bilisim