Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, şu anda Kıbrıs’taki müzakere sürecinin çözüm için son fırsat penceresi olduğunu belirterek “Bu fırsatı kaçırmamamız lazım” dedi.

Çözüm olmayacaksa ne yapılacağına KKTC ve Türkiye’nin birlikte karar vereceğini belirten Çavuşoğlu, “Bugüne kadar birlikte yürüdük bu yolda, bundan sonra da yine oturur hep birlikte kararımızı alırız. Ne KKTC, ne Türkiye çaresizdir” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, çözüm olmazsa ilhak söylentilerini Rum tarafının, süreç başarısız olursa bahane yaratmak için yaydığını belirterek, “Özellikle adalarda dedikodular çok oluyormuş” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Akıncı ile Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, basın toplantısında soruları da yanıtladı.

Perşembe günkü liderler görüşmesinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, gerçekleşecekse hangi şartlarda gerçekleşeceği sorusuna karşılık Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’la görüşmesinde, Enosis kararı sonrasında Güney’e ve BM’ye yaptıkları çağrı üzerine neler yapıldığını öğreneceklerini belirtti.

Akıncı, Rum lider Anastasidis’in kendilerine masa başında bu konunun yanlış olduğunu söylediğini ama bunu kendi toplumuna, Kıbrıs Türk toplumuna ve dünya kamuoyuna net şekilde duyurması gerektiğini kaydetti.

Anastasiadis’in onaylamadığını söylediği bu kararı bertaraf etmesi gerektiğini de ifade eden Akıncı, DİSİ’nin yasa girişiminden söz edildiğini, bunu da izlediklerini ve sonucu görüp ona göre değerlendirip karar vereceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, perşembe günü için planlanmış bir liderler görüşmesi bulunduğunu ancak geçen ay planlandığını; yaşanan olumsuzlukları görmezden gelemeyeceklerini kaydederek “Bunların tamir edilmesi, yanlıştan dönülmesi lazım. Yoksa biz müzakere sürecini kopardık, bitirdik, çökerttik diye bir durum söz konusu değil. Ancak yapılan yanlış sadece bu da değil, kapının çarpılıp gidilmesi de yanlıştı. O vurulup gidilen kapıyı açmak kendi ellerindedir dedim. Ama düzelterek geri dönebilirler dedim. Dolayısıyla bu noktada ne yapılacağına bakıp ona göre karar vereceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Anastasiadis’in Enosis’le ilgili kararı değiştiremeyeceğini belirterek niye bu konuda ısrar ettiğini” soran bir Kıbrıslı Rum gazeteciyi yanıtlarken “Anastasiadis’in partisi bu kararın alınmasını sağladığına göre değişmesini de sağlayabilir” dedi.

3 ay geçmeden aynı kararın yeniden görüşülemeyeceği, ancak DİSİ’nin konunun meclisten alınıp Eğitim Bakanlığı’na verilmesi gibi başka bir karar önerisi olduğu bilgisi aldıklarını kaydeden Akıncı, bu düzenlenin birkaç gün içinde geçirilip DİSİ’li Eğitim Bakanı’nın kararı değiştirebileceğini söyledi.

Akıncı, “Dolayısıyla Sayın Anastasidis’ten yapamayacağı bir şey beklemiyoruz. Niyet varsa bu karar düzeltilebilir” ifadelerini kullandı.Konuyu yokuşa sürenin Kıbrıs Türk tarafı olmadığını, Kıbrıs Türk halkına doğru mesaj verilmesi beklentileri olduğunu vurgulayan Akıncı, şunları söyledi:

“Kıbrıs’ta federasyonu konuşurken Güney Kıbrıs’ın genç kuşaklarına Enosis ideolojisinin enjekte edilmesini kabul edemeyiz, bunu hoşgörüyle karşılayamayız. Bu konuda kesinlikle içimize sindiremeyeceğimiz bir durum vardır, 7’den 70’e, kadından erkeğe, sol partiden sağ partiye kadar... Bunun çok iyi anlaşılması lazım. Enosis ideolojisinin Kıbrıs’ta nelere yol açtığını en az bizim kadar Rum toplumunun da bildiğini biliyoruz. Bu konuda sağduyuya çağırıyoruz, bu yanlışın giderilmesini bekliyoruz. Bu konunun Kıbrıs Türkler üzerinde yarattığı travmayı Rum toplumunun bir kesimince doğru algılanmadığını da görüyoruz ve bundan da üzüntü duyuyoruz.”

Cumhurbaşkanı Akıncı, “dağdaki bayrak, 20 Temmuz ve 15 Kasım kutlamaları” konularındaki söylemlere de değinerek, iki yıldır müzakere süreci boyunca kendisinin 20 Temmuz konuşmasında Kıbrıslı Türklerin 1958’lerde 63’lerde çok acılar çektiğini, Rumların belki bunları anlamadığını ancak 1974’de Rumların da öldüğünü, evlerini kaybettiğini söylediğini kaydetti.

Akıncı, 20 Temmuz törenlerinde ilk kez varılan mutabakatla askeri uçakların geçmediğini, tanklar topların sergilenmediğini ifade ederek, “Bunlar bizim attığımız iyi yöndeki adımlardır. Bunun karşılığı Enosis kararı mı olmalıydı?” diye sordu.

Kendilerinin attığı adımların barış kültürü için önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, tarih kitaplarını da yenilediklerini ve Rumları rencide eden ifadeleri değiştirdiklerini anlattı. Akıncı, müzakerelerdeki eğitim komitesinin barış kültürü oluşturmak için bir taslak metin hazırladığını ve halen Rum tarafının kabul etmesinin beklendiğini de kaydetti.

Rum tarafındaki sağduyu sahibi kişilere de seslenen Akıncı, yanlışın onlar tarafından seslendirilmesini istedi. Akıncı, gençler arasında ve ülkede barış kültürünün ancak bu şekilde kurulabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “federal çözüm tezinin sallantıda olduğunun söylenip söylenemeyeceği ve başka bir çözüm modeli olup olmadığı” sorularına karşılık, söylediklerinin, Rum tarafına, bir an önce federal çözüm ilkelerini kabul etmeleri çağrısı olduğunu vurguladı.

Siyasi eşitliğin iki göstergesinin dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılım olduğunu anlatan Akıncı, Rum liderin dönüşümlü başkanlık konusunu en sona bırakmaya çalıştığını, zaten en sonda olduklarını ancak toplumuna vermesi gereken mesajı vermekten kaçındığını söyledi.

“Ben kendi tarafımda kendi toplumumu en zor konularda bile çözüme hazırlamaya çalışıyorum. Onun da kendi toplumuna doğru mesajlar vermesi gerekiyor” diyen Akıncı, “Dönüşümlü başkanlık konusunda daha ne kadar toplumunu hazırlamayacak, gerçeklerle karşılaşmaktan kaçınacak?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, kararlara etkin katılım konusunda ise bakanlar kurulunda 7’ye 4 oranını kabul eden Anastasiadis’in, daha alt kurullarda bu oranı kabul etmediğini söyledi.

Bu oranın bugüne kadar sağlanan uzlaşmalardaki en iyi oran olduğunu kaydeden Akıncı, bir Kıbrıslı Türk bakanın olumlu oyu olmadıkça karar alınamayacağı kuralının da Rum tarafınca kabul edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı özetle, “Müzakere sürecini en son aşamasındayız. Bundan ötesi yoktur. Ara verildi, yeniden toplanabilecek mi göreceğiz. Artık karar noktasındayız. Biz nasıl ki bazı konularda cesaretle yürüyoruz onların da karar vermesi lazım. İncir ipi gibi uzatılacak noktada değiliz.

Tam 49’uncu yıldayız. Yarım yüzyıldır müzakere yapılıyor. Artık geleceğimizi sallantıda bırakamayız. Bunu herkes bilmeli, karar vermeli” dedi.

“PARMAĞIMIN ARKASINA SAKLANMADAN…”

Cumhurbaşkanı Akıncı, çözü olmazsa Türkiye’ye ilhak söylentileri konusunda, kendisinin parmağının arkasına saklanmadan Enosis’e karşı çıktığı gibi Türkiye’ye ilhaka da karşı olduğunu belirterek, “Ama bizim hedefimizi tek başımıza gerçekleştiremeyeceğimizin de bilincinde olsun karşı taraf… Bu yol birlikte yürünür… Biz oturduğumuz yerden federasyonu kuramayız. İki kesimli, eşitlik, güvenlik içinde yaşayacağımız bir federal yapıyı ancak birlikte kurabiliriz. Türkiye ve Yunanistan’ın da desteğiyle kurabiliriz. Bunun bir an önce ayrımına varsınlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, bu olmazsa defalarca söylediği gibi, KKTC’nin yoluna devam edeceğini söyledi ve “Ancak bir gerçek daha var: Hayat olduğu yerde durmuyor. Bu mesajımı da çok iyi algılasınlar. Demografisi de değişir, fiziği de değişir, hiçbir şey statik kalmaz. Onun için önümüzdeki birkaç ayın ne kadar önemli olduğunu algılaması lazım Rum tarafının… Bunu defalarca söyledim” diye ekledi.

ÇAVUŞOĞLU: “GARANTİLERDE YAKINLAŞMA OLDUĞUNU SÖYLEMEK DOĞRU DEĞİL”

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, bir soru üzerine, garanti ve güvenlik konusunda Cenevre’deki konferansta ve daha sonra, tüm tarafların ne istediğini söylediğini; Türkiye’nin tutumunu ve Kıbrıs Türk halkının ihtiyacını gerekçeleriyle birlikte net şekilde söylediğini belirtti.

“Kıbrıs Türk halkı ihtiyaç duyduğu sürece Türkiye yanında olacaktır, garantörü olacaktır” diyen Çavuşoğlu, bu toplantıların dışında gayrı resmi bile olsa müzakere veya görüşme olmadığını kaydetti. Çavuşoğlu “Taraflar arasında uzlaşıya varılıyor ya da yakınlaşma oldu gibi bir şey söylemek doğru değildir” dedi.

Mevlüt Çavuşoğlu, garanti ve güvenlik konusundaki haklılıklarının, Rum meclisinin son kararıyla ortaya çıktığını belirterek, Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs’ta uğradığı saldırıların ve bunların soruşturulmamasının da garanti ve güvenlik sisteminin ne kadar hayati olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Çavuşoğlu, dolayısıyla bir konferans daha yapılmadığı için bu konularda yakınlaşma olduğunu söylemenin doğru olmadığını belirtti.

“ÇÖZÜM SÜRECİYLE İLGİLİ CİDDİ GÖRÜŞ AYRILIĞI OLMADIĞINI MEMNUNİYETLE GÖRDÜM”

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bir başka soruyu yanıtlarken, Kıbrıs’ın KKTC ve Türkiye’nin milli meselesi olduğunu, bazı konularda demokrasi gereği farklı düşünceler olabileceğini ama çözüm süreciyle ilgili ciddi görüş ayrılığı olmadığını memnuniyetle gördüğünü söyledi.

Kasımda KKTC’de, geçen ay da Cenevre’de bir araya geldiklerini belirten Çavuşoğlu, bundan sonra sergilenecek tutum konusunda da uyumlu olduklarını ifade etti.

Mevlüt Çavuşoğlu, Rum tarafının vahim Enosis kararıyla ilgili de birlik beraberlik bulunduğunu söyledi.

“Biz tabi ki kendi aramızda her şeyi istişare ederiz ama alınan kararları da hep birlikte uygularız” diyen Çavuşoğlu, KKTC yetkililerine teşekkür etti.

İLHAK SÖYLENTİLERİ… “ADALARDA DEDİKODU ÇOK OLUYORMUŞ”

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta bir çözüm olmazsa Türkiye’nin KKTC’yi ilhak edebileceğine dair konuşmalar hatırlatılarak “Türkiye’nin böyle bir gündemi var mı, olma ihtimali var mı?” sorusunu yanıtlarken şöyle konuştu:

“Özellikle adalarda dedikodular çok oluyormuş. Bunu Kıbrıs’ta da görüyoruz. Rum tarafının bunu kasıtlı yaydığını biliyoruz. Süreçte bir başarısızlık olursa bahane hazırlamak için zeminler hazırlıyor.

Ama bir gerçek var; herkes söylüyor, BM de söylüyor. Şu anda sürdürdüğümüz müzakere süreci, son fırsat penceresidir. Bu fırsatı kaçırmamamız lazım. Ömür boyu bu şekilde müzakere edilmeyeceğini de herkesin bilmesi lazım. Biz ne diyoruz, bu fırsatı kaçırmayalım diyoruz.

Başka bir alternatiften söz etmiyoruz. İlla çözüm olmayacaksa, Rum tarafı yine böyle kararlar alır masadan kalkarsa, o zaman ne yapacağımızı, yine bugün yaptığımız gibi, Ankara’da yaptığımız gibi iki cumhurbaşkanının bir araya gelmesiyle, bundan sonra da hangi adımları atacağımızı oturur karar veririz, bu konuda da kimseye hesap vermeyiz. Bugüne kadar birlikte yürüdük bu yolda, bundan sonra da yine oturur hep birlikte kararımızı alırız. Ne KKTC, ne Türkiye çaresizdir.

Ama gelin diyoruz, ortada bir fırsat var. Çözüm için, barış için, istikrar için bir fırsat var. Bu fırsatı iç siyasi kaygılarla hele hele yaklaşan seçimler dolayısıyla, çocukça kaprislerle heba etmeyelim, sonuç alalım ve adaya, istikrar, barış huzur güven gelsin. Bizim söylediğimiz bu. Çözüm olmadığı sürece ne yapacağımızı birlikte karar veririz.”

“KRİTERİMİZ KIBRIS TÜRK HALKININ GÜVENLİK ENDİŞESİ”

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kendilerinin başından beri adada iki toplumun da güvenlik endişelerinin karşılanması gerektiğini söyleyegeldiklerini ve hiçbir zaman bencillik yapmadıklarını ifade ederek, “Garanti konusunda ise bizim için esas kriter, Kıbrıs Türk halkının güvenlik endişesi ve talepleridir. Bugün görüyoruz ki Kıbrıs Türk halkı Türkiye’nin garantörlüğünü talep ediyor. Son 10 yılda güneydeki saldırılar, 1960-70 arası acılar, son Ensosis kararı Kıbrıslı Türklerin endişelerini haklı çıkaran kararlardır” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin 1974’teki müdahalesinin de, Rumların Enosis hayallerini bitirmek, Kıbrıs Türk halkının ıstırabını dindirmek için garantörlük hakkı kullanılarak yapıldığını kaydetti. Çavuşoğlu, Rum tarafının son tavrının da, Kıbrıslı Türklerin güvenlik endişesini ispatladığını belirtti.

Bölgede savaş gemileri dolaştığına da işaret eden Çavuşoğlu, “Sabrediyorsak burada bir çözüm umuduyla sabrediyoruz. Biz de gerekli adımları atarız” diye konuştu.

Mevlüt Çavuşoğlu, iki tarafın garanti ve güvenlik taleplerinin değerlendirilmesi ve bugünkü şartlara adapte edilmesi gereğini kaydederek, “Kıbrıs Türkü istedikçe yanınızda olacağız” dedi.

Editör: TE Bilisim