O zamanlar çok genç ve heyecanlı idim. Milliyetçi hareketin önde gelen isimlerinden birisi idim. Anavatan Türkiye ye ve Türk Ordusuna toz kondurmuyor, toz konduranlarla adeta savaşıyordum. O dönemler Doğan Harman'ın Kıbrıslı gazetesinde yazıyordum. Yazılarım ses getiriyordu.

Derken bir ara Afrika gazetesi yazarları ile bir kavgaya tutuştuk. Afrika köşe yazarlarından Ali Osman, Türk Ordusu ile ilgili bir yazı yazmış ve "Ayşe Kıbrısta döktüğü kanda boğulacak" demişti.

Bunun üzerine ben de bir yazı kaleme aldım. Gerçekten ağır bir yazı idi. Türk Ordusuna "ışgal ordusu" diyenlere yapacağım işkenceyi anlatıyordum. Ertesi gün Afrika "Durdurun bu caniyi" diye sürmanşetten beni vermişti. Afrika cılarla kavgam uzun süre devam etti.

Aradan uzun süre geçti. Bir gün geçmişte yazdığım yazıları toplarken, o yazı gözüme ilişti. "Aman allahım. Bunu ben mi yazmışım? diye acı ile üst üste okudum. Kendime hiç o kadar kızmamıştım. O güne kadar binlerce köşe yazısı yazmıştım. Pişman olduğum bir kaç yazıdan biri de bu yazı oldu.

Şener Leventi sürekli okurdum. Bana göre Türkçeyi en güzel kullanan bir fikir adamı idi. Onun fikirlerini hiç bir zaman benimsemedim. Hep karşı oldum. Ama dik duruşunu her zaman takdir ettim. Büyük bir mücadele adamı idi benim gözümde.

Aradan yıllar geçti. Herkes o yazıyı unuttu. Ama ben unutmadım. Bir Kırgızistan dönüşünde bir kilo baklava aldım ve Afrika gazetesine gittim. Arif hoca dışında kavga ettiğim kişilerin hepsi orada idi. Arif hoca hasta idi. Keşke o da olsa idi diye hayıflandım. O yazıdan dolayı hepdinden özür diledim. Şakalaştık. Bir ara Ali Osman bana sigara uzattı. İçmediğimi söyledim. Gülerek "E.. Nasıl dilimde sigara söndürecektin peki?" dedi. Hepimiz güldük.

22 Ocak tarihinde Afrika gazetesinin önündeki olaylarda gazetenin önünde set kurdum. Galeyena gelen insanları teskin etmeye çalıştım.

Şener Levent ve arkadaşları ile ben özür dileyerek meseleyi kapattım. Ama bu meselenin kapanmasını istemeyenler var. Öyle ki birileri 25 yıl önceki o yazıyı bir yerlerden buldu ve sosyal medyaya servis ettiler. Bunu yaparken de benim Kıbrıslı Türklere hakaret ettiğimi söylüyor ve bana küfür ettiriyorlar.

Peki niçin 25 yıl sonra gündeme getirtildi bu yazı;

Birinci sebep; Geçen gün sosyal medyada lince tabi tutulan Partimiz Milletvekili Bertan Zaroğluna sahip çıkıp "Vatandaş isterse Bertan Bakan da, Başbakan da ve hatta Cumhurbaşkanı da olur" dedim. Bu bazılarını rahatsız etti.

İkincisi, YDP ciddi bir yükselişe geçti. Yapılacak olan ilk seçimde iktidarın güçlü ortağı olacağı herkes tarafından kabul ediliyor. Bazılarına göre YDP yi durdurmanın yolu, onun genel başkanı yani benim yıpratılmamdan geçiyor. Güya bu yazı ile beni halkın özellikle de Kök Kıbrıslıların gözünden düşürecekler.

Gülüp geçiyorum tabii.
Ben Şener Levent ve arkadaşları ile helâlleştim. Onların 25 yıl önceki bu yazı ile ilgili problemleri varsa bırakın onlar benimle hesaplaşsın. Size ne?

Erzurum valisi bir kan davasını durdurmak için taraflardan biri ile görüşür. Ona der ki; " Artık bu kan davasını durdur". Adam cevap verir; " Sayın Valim. Ben durduracağım da komşular bırakmıyor"
Bizim mesele de buna benziyor.

Birileri istiyor diye biz kavga etmeyeceğiz. Bu ülke hepimizin. Kardeşçe yaşamaktan başka çaremiz yok. Holiganların bu huzur ortamını bozmasına asla izin vermeyeceğiz.

Selametle...

Editör: TE Bilisim