Süzal, devlet otoritesinin bunu görmezden gelip, yan yana eczaneler açıp rekabet ortamına sokmakta ısrarcı davrandığını, halk sağlığını tehdit edecek etik dışı davranışların gelişmesine sebep olduklarını savundu.

Süzal 14 Mayıs Eczacılık Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, eczacılığın ilk eczacılık dersinin verildiği 14 Mayıs 1839  tarihten itibaren ayrı bir meslek ve eğitim dalı olarak gelişerek fakültelerin kurulduğunu, bu nedenle de 14 Mayıs’ın Eczacılık Günü olarak kutlandığını kaydetti.

Bu yıl bilimsel eczacılığın 178. Yılının kutlandığına işaret eden Süzal, 1959 yılında dernek çatısı altında kurulan K.T.Eczacılar Birliği’nin uzun süren uğraşlar neticesinde 3 Nisan 1999 yılında kendi yasasına kavuştuğunu anımsattı.

Birliğin, Türk Eczacılar Birliği’nin desteğiyle 1986 yılında Uluslararası Eczacılık Örgütü’ne (FIP) üye olduğuna işaret eden Süzal, KKTC tanınmazken Birliğin böylesi önemli bir örgüte üye olmasının onur kaynağı olduğunu söyledi.

K.T.Eczacılar Birliği’nin her yıl çeşitli ülkelerde yapılan uluslararası eczacılık kongresine katılmaya gayret gösterdiğini ifade eden Süzal, birliğin bu yıl Güney Kore’nin başkenti Seoul’de gerçekleştirilecek kongreye katılacağını kaydetti.

Eczacılık mesleğinin önemine işaret eden Süzal, ülkede uygulanan populist ve yanlış politikalar, ihtiyaca bakılmaksızın açılan eczacılık fakülteleri nedeniyle eczacılık mesleğinin sürdürülebilirliği ve geleceğinin tehdit altında olduğunu savundu.

Ülkenin nüfusuna bakıldığında artan eczacı sayısının düşündürücü olduğunu ifade eden Cevher Cem Süzal, “Bu durum, hem mesleğe yeni atılacak genç arkadaşlarımızın hem de mesleği yürüten meslektaşlarımızı eczacılığın geleceği açısından riske sokacaktır. Eczacılar, tüccar değildir. Halk sağlığı ile birebir ilgili bir meslek olan eczacılık, halka en iyi şekilde hizmet vermekle yükümlüdür. Bu durumda bir eczacının diğer bir eczacıyı rakip görmesi düşünülemez. Bir eczacı diğer eczacının meslektaşıdır” dedi.

Avrupa ülkelerinde ve dünyada bu tehlikelerin önceden görülerek, gereken tedbirlerin alındığını söyleyen Süzal, hatta son zamanlarda Türkiye’de eczacılık fakültelerine sınırlandırma getirilmesinin gündemde olduğunu kaydetti.

Birlik olarak, yetkililere bu sorunlarını dile getirdiklerini, mesafe sınırlamasının önemini anlattıklarını belirten Süzal, şöyle devam etti:

“Sistemsizliğin sistem haline geldiği ülkemizde eczacılar da bu çarpık sistemden nasibini almaktadırlar. Bütün dünyada Türkiye de dahil olmak üzere ilaçlar eczaneler vasıtasıyla hastalara dağıtılmaktadır. Ülkemizde ise hala daha ilkel bir sistemle ilaçlar devlet vasıtasıyla hastalara hastanelerden verilmektedir. Bu nedenle halkımız hastane eczanesinin önünde kuyruklarda bekleyip ilaçlarını temin etmeye çalışmaktadırlar. Bir an önce devletimizin kendi ülkemizin koşullarına uygun bir sağlık sigortası modeli geliştirmesi gereklidir. Bu modelin ilaç bacağında halkımıza daha çağdaş bir sağlık hizmeti vermek biz eczacıların en büyük isteğidir.”

Vatandaşın ilacını istediği eczaneden temin etmesi ve zahmetsiz bir şekilde ilaca ulaşmasının en doğal hakkı olduğunu söyleyen Süzal, ancak böyle bir modeli uygulamaya koyarken devletin eczacılarla iletişim halinde, diğer sağlık  paydaşlarının da görüşlerini alarak sağlam bir alt yapı oluşturması gerektiğini kaydetti.

Birliğin projelerine de değinen Süzal, ilaç fiyatlarının tüm eczanelerde ayni anda güncel olabilmesi için bir bilgisayar otomasyonu sistemi geliştirildiğini, eczacılık farkındalık projesi hazırlandığını belirtti.

Süzal, 14 Mayıs Eczacılık günü çerçevesinde yakın bir zamanda kaybedilen ilk kadın eczacılardan ve birlik ilk kurucu üyelerinden Kamran Aziz’in anılacağını vurguladı.

Süzal, Eczacılar günü kapsamında bir dizi etkinlik gerçekleştirileceğini ve ziyaretlerde bulunulacağını belirterek, 13 Mayıs Cumartesi günü ise, saat 14.00’te Merit Hotel Lefkoşa’da basın toplantısı, akşam saat 20.00’de ise Merit  Hotel Lefkoşa’da Eczacılık Balosu gerçekleştirileceğini belirtti.

Editör: TE Bilisim