Boşuna mı diyoruz ada ne bizim ne Rumların ne de diğer Kıbrıslıların elinde değil diye…

Dünya âlem söz sahibi.

İngiliz yüzyıllardır burada. Şimdi Fransızlar da geldi.

Birleşmiş Milletler sayesinde aslında herkes burada.

Türkiye de Yunanistan da burada…

Zaten yüzyıllardır geçen giden, kavimler kurup, devletler yaratan veya halkını buraya gönderen gelmiş geçmiş kim varsa herkes ada üzerinde hak sahibi olduğunu iddia etmekte.

Elbette bu kültür mozaiğinin yaratmış olduğu bir toplum kültürü var ancak bölünmüşlük izlenimleri sayesinde dirlik görmeyelim diye uğraşıyor, her defasında bugün adına Kıbrıs sorunu denen mevzunun çözümsüzlüğünde kalıyoruz.

Rusya, ABD, Çin ve Avrupa için paha biçilmez topraklardan olan adanın en büyük önemi stratejik konumu.

Ada’nın güneyine doğru inin. Hafif doğuya ilerleyin: Süveyş Kanalı!

Doğuya bakın Doğu Akdeniz’den Suriye-Lazkiye geçişi!

Batıdan gelenleri her yere bağlayan yollar. Taa Ege’den güneye inişler!

Kuzey Afrika’dan Güney Batı’ya doğru inin, zengin doğal enerji kaynağı rezervleri!

E Orta Doğu’ya nereden müdahale edilir en iyi?

Ve bunu en çok isteyen İngiliz üslerini neden korumasın ki?

Dikelya ve Ağrotur üsleri İngiliz’in sömürge döneminin mirası olarak düşünülecek masum bir mantıkla mı tutuluyor sizce?

Oralardaki İngiliz askeri üslerine kim ne kadar müdahil oluyor dersiniz?

***

Fransızlar da güneşlenecek sahil aramıyorlar herhalde!

Fransa, Larnaka yakınlarında üs kuracaktı biliyorsunuz.

Ruslar boş durur mu dersiniz?

ABD Elçiliğinin güneydeki etkinliklerini takip şansınız var mı? Seçim zamanlarında Kuzey’deki adaylarla bile kurulan temasları mutlaka işitmişsinizdir…

Tüm bu karmaşa içinde Türkiye’nin de bir dünya ülkesi olarak bir şeyler istemesi neden bu kadar tepki çekici olsun ki?

Mantıkla hareket edildiği takdirde göreceksiniz ki ada bu kadar değerliyse ve herkes değerini bilip de biz bilemeyip öyle sağa sola savruluyorsak elbet birilerinin kucağı kurtuluş olacaktır. Öyle değil mi?

Unutmayın bazen yok oluş da kurtuluştur…

***

O halde Geçitkale’deTürk İHA Üssü kurulacak, Mağusa limanında donanma üssü kurulacak diye ne bağırıp duruyoruz ki…

Koşulları biz hazırlamadık mı?

Biz sözcüğü tüm Kıbrıslıları kapsayan bir sözcük.

O zaman Türkiye kendi güneyinde yaşananlara seyirci kalıp hareketsiz kalacak öyle mi?

Aptallık olmaz mı bu?

Zaten Türkiye’nin bir ordusu yok mu burada… Ha kara kamplarında ha havada ve denizde de… Ne değişiklik var ki bunda?

Ayrıca karşılıklı ve bambaşka çıkarların muadil güçlerle bir arada olması ters kutupların birbirini itmesi suretiyle savaş riski de azalacaktır…

***

Adada barışı marışı unutun gençler!

Bu ada it dalaşı misali birbirine meydan okuyarak kendi mekanlarından uzak tutmaya çalışanların kendi sahte dostluk gösterilerinin bir sahnesi dışında ir şey olmayacak.

Bu nedenle yaşamlarımızı buna hazır kurup, nasıl devam edileceğinde yalnızca seyirciler olarak kalabiliriz.

Hatta daha iddia bir şey de söyleyim de buraya not olarak düşülsün:

15-20 sene sonra Rumların şimdiki konumuna biz getirilip, Rumların şu an bizim gibi sürüm süründükleri bir sahne ortamı yaratılırsa bile şaşmayacağım…

Dr. Çiğdem DÜRÜST