İğrençliğin boyutları her geçen saat artıyor…

Son iki gündür heriflerin bilmem nerelerini görmekten kusmak geliyor artık insanın içinden!

Cepten cebe gönderiliyor görüntüler…

Bir marifetmiş gibi de insanlar başkalarına gönderiyor!

Bunu artık kime yararı varsa o da bilinmez…

Bilgi kirliliği hat safhada!

Telefonlar birbirini izliyor…

Cem Dana ile ilgili haberler yayılıyor ya da yayılmak isteniyor, tutuklandı diye!

Kendisini arıyoruz, pür hiddet çok da haklı olarak sövüp sayıyor…

Sonra Sucuoğlu’nun kardeşinin tutuklandığı haberleri servis ediliyor, aranıyor diye!

Yine Faiz beye soruyoruz, karşımda oturuyor diye cevap veriyor…

İnsanlar işini gücünü bıraktı gecenin bir yarısı bizi de arayıp soruyor ya da söylentileri yaymak istiyor bir şekilde!

Bu konu artık polisten yargıya havale edildi…

Herkesin susması gereken süreç başladı ama milletin ağzı torba değil ki büzesiniz!

En çok da bu sıkıntılı durumdan aileler olumsuz etkileniyor…

Susma yasağı mı susma yasağı, paylaşım yasağı mı ne gerekiyorsa bir an önce yapılmalıdır!

İnsanların özel hayatının bu kadar ayaklara düşmesi sadece onların eş ve çocuklarına zarar verir…

Ersan Saner ilk kurban seçildi bu kepazelikte…

Ardından Faiz Sucuoğlu’da bir takım suçlamalar yöneltildi!

Belli ki kurultay öncesi senaryolar bilinçli olarak yazılmış…

İki aday dile düşünce şimdi gözler Hasan Taçoy’a çevrildi!

Bu işten en çok o yararlanacak diyorlar…

Ya da bir takım insanlara dedirtiyorlar!

Hazırlanan tezgahın Taçoy’un işi olduğunu söyleyenler de yok değil…

Kurultaya en sessiz sedasız hazırlanan Taçoy’un 15 gün önce Fuat Oktay ile görüşmesiyle önünün açıldığını söyleyenler de var…

Ama şunu iyi biliyoruz ki, Ankara geçen sefer sütten ağzı yandığı için bu kez yok!

Ne haliniz varsa görün tablosu hakim…

Doğrusu d abu değil mi zaten!

Bu arada Taçoy yanlıları ellerini ovuştururken, karşıtları ise asla seçmeyiz deyip dişlerini gösteriyorlar…

Yaşananlardan sonra ibre Taçoy’a çevrilebilir ama kurultayda büyük kavgalar çıkacağı da artık aşikar olmuştur!

Tabi ki bu şartlarda kurultay yapılırsa…

Bu arada çok şansı görülmeyen Zorlu Töre’yi bir yerlere yazmak gerek!

Üç adaya da vermem, Töre’ye mührü vururum diyenlerin sayısı da artmaya başladı…

Kesin olan bir şey daha var…

Partisi tarafından bu süreçte yalnız bırakılmıştır!

Ne adaylar ne de tek bir parti yetkilisi kendisine destek olan açıklama bile yapmaya cesaret edemediler…

Dahası var;

Daha üç gün önce yanından ayrılmayanlar şimdi başka adaylara göz kırpmaya başladılar bile…

Burada siyasetin sahte yüzünü net olarak görüyoruz!

Doğrusu parti yetkili organlarının anında toplanması ve parti başkanlarına güçlü bir destek vermeleri gerekiyordu…

Koskoca UBP bunu bile yapamadı!

Sonra yargı ne derse o olurdu…

Bedel ödemesi gereken de öder, kaderine razı olurdu!

Demek ki UBP’de manevi duygular çoktan bitmiş tükenmiş, menfaat ilişkisine dönmüş…

Genel Başkanlarının şu anki ruh halini bile düşünmeden arkasından dedikodu üretiyorlar, hepsi o kadar…

Bu arada Deli Çavuş son iki gündür gözlerden düşmeye başladı…

Hani şu 20 kişilik başka bir liste var ya!

Bizim millet heyecanla yeni bilgileri bekliyor…

Elindeki malzeme yeterli olmuyor çünkü!

Yeni görüntüler ortaya çıksın da muhabbet konusu olsun…

Herkes Sedat Peker’in sessizliğini bozmasını bekliyor!

Hatta Peker bu işte yok diyenler çoğalmaya başladı…

Bu konuda da bazı bilgiler gelmeye devam ediyor!

3-4 yıl önceki bir kurşunlama olayından sonra verilen ifadeler nedeniyle Peker’in KKTC’ye el attığı ve Falyalı ile papazı bulduğu, şimdi de intikam için operasyon başlattığı tahmin ediliyor…

Söylenenlere göre Peker’in hesabı tamamen Falyalı’lıyla!

Kurşunlayan şahsın bazı maddi kazançlar sayesinde ifadesini değiştirdiği iddia ediliyor…

Son olarak güzel ve olumlu bir gelişme…

Son iki gündür bazı örgüt başkanlarıyla da görüşüyoruz.

Ne zaman olacağı belli olmayan genel seçimlerde artık UBP’nün yüzünün değişmesi için kaşarlanmış değil yeni adayları seçilebilmesi için ortak bir komite kuracakları ve parti içindeki değişimin fitilini ateşleyeceklerini ifade etmeye başladılar!

Bize göre olumlu bir gelişmedir bu…

Hep söyleriz ya siyasetteki kalite yükseltilmedikçe ülkenin durumu bundan daha iyi olamaz diye!

Örgüt başkanları bunu başarabilirler mi zor bir ihtimal ama olması gereken de tamamen budur…

Sadece UBP değil tüm siyasi partiler bu konuda ciddi çalışmalar yaparsa işte o zaman siyasi kaderimiz, doğal olarak ülkenin gidişatına dur deme vakti başlamış olur!

Başbakan Ersan Saner’in eşi Bahar Saner dün akşam saatlerinde aslında son noktayı koymuştur…

Diyor ki Bahar hanım;

Bu artık bundan sonra bizim aile meselemizdir…

Bu özel hayat ta bizimdir!

Kendisi gayet net bir açıklama yapmıştır…

Zira son iki gündür söylentiler hep bu ailenin üzerineydi!

Yok boşanacaklardı, boşandıydılar…

Yahu kime ne hatta bize ne bu mesele!

Ne yani boşansalar göbek mi atacaktınız?

Yoksa kına mı yakacaktınız!

Bahar hanımı medeni cesareti ve bu yerinde çıkışı nedeniyle tebrik ederiz…

Bundan böyle de susma vaktidir. Herkes kendi işine gücüne baksın artık!