Öyle rahatına oturup, kamudaki hayat pahalılığı ödeneğinin iptaline ben nasılsa aldım diye sessiz kalan düşük gelirliler var ya, onların da hayat pahalılığı yapılan açıklama doğru ise iptal edilecek efendiler!

Yani 5000 TL maaşın altında geliri olanlara hayat pahalılığı Ocak-Şubat veMart ayları için verildi ya, hani kesilmedi ya, hayat pahalılığı güya Nisan-Ağustos arasında dondurulunca bunlardan kesilecek. Yani 3500 TL maaşı olan, dulluk maaşı alan 80 yaşındaki teyze de eski maaşına dönecek, 4500 TL maaş alan işçi emeklisi de...

Hayat pahalılığının dondurulacak olmasının 10bin TL ve üstü alan kamu görevlilerine diş bileyen özel sektör çalışanlarının gözüne sokarak doğru bir karar vermiş gibi düşünüyorsunuz ya, yetimlik maaşı alan komşunuzu/kız kardeşinizi/oğlan kardeşinizi, dulluk maaşı alan ananızı da bu listede düşünün derim.

Tabi öte yandan kazanılmış hakkın geri alınamayacağı kararı da meşhur, en çok bilinen haktır bu ülkede. Maaşından kesinti yapılmaya hazırlanan devlet bordrolusunun bordrosuna yansıyarak iade alınan tutarın da, 5000 TL altında ödenek alan emeklinin ya da çalışanın da bordrosuna yansıyan ve hak kazandığı ödeneğin iptali ve hakkın iadesinden bahsedilmesi bambaşka bir düşünce gerektiriyor.

Tüm bunlar özel sektörde çalışarak gelirini alamayan veya sosyal güvenlik hakkından mahrum bırakılan çalışanların iyiliği ve hak ile menfaatlerinin kendilerine sağlanması maksadını taşıyorsa amenna …

Tabi KKTC uyruklu özel sektör çalışanının bu aşamada bizim sorumluluğumuzda olması gerektiği, yaşamını idame ettiremeyen yabancı uyruklunun ise geçici veya kalıcı bir süre ile memleketine dönerek haklarını orada araması gerektiği meselesinin de yenden değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

Özel sektör çalışanı ile kamu emekli ve çalışanının birbirine diş biler hale gelmesinden kimin nasıl bir çıkar sağlayacağı sorusunu kendinize hiç sordunuz mu?

Çünkü bu türden suni olarak yaratılan tartışmalardan hiç kimsenin bugüne kadar fayda görmediği, özel sektörde çalışanların insan hakları dahil insanca yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacak güvenli bir çalışma yaşamı sağlanamadığını hatırlamak bu noktada işe yarayabilir.

Başka bir oyuna kurban edilmek hiçten!

Son 20 yıldır KKTC kamu görevlisine gözünü dikenlerin kimler olduğu ve neden bu göz dikmelerin sonuçlarının kime yaradığını, buna karşın bu anlamda düzenleme yapmaya çalışanların nasıl önlemler alarak kime nasıl bir fayda sağladıklarının da gözden geçirilmesini şiddetle tavsiye ederim.

Kamuda çalışan herkes torpil ile istihdam edilmemiştir!

Kamudan maaş çeken emeklilerin tümü kıyak emeklilik almamaktadır!

Özellikle özel sektörde çalışarak ilmik ilmik dokuduğu yıllar boyu kazandığı maaş ya da gelirlerini şu anda özel sektörde ezildiği için bunlara diş bileyenlerin geçtiğiytollardan geçerek haketmiş ve bugün onların kaybettiği her hakkın aslında yarın emekli olacak olanlardan da budanacak haklar olduğunun anımsanması gerekebilir!

O nedenle direnmek ve artık mantıkla, demokrasi ile, etik ve ahlak değerleri ile, düzenli ve sistemli bir şekilde ülkenin şekillenmesi için kolların sıvanması gerektiğini anımsamalıyız!

Tüm bunlardan sonra ülkedeki eylemleri de grevleri de bu şekilde değerlendirmek en iyisi olmaz mı?

Dr. Çiğdem DÜRÜST