,Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni 5 ülke, ayrı ayrı, tanımaya hazırlanıyormuş.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Erdoğan'ın 20 Temmuz ziyareti sırasında ve sonrasında, verdiği mesajlar birleştirildiği zaman ilginç ve denenerek başarısızlıkla sonuçlanmış politikalara vurgu yapıldığı dikkat çekti. Öyle bayrama denk geldiği ve gözden kaçan ayrıntılar olduğu zannedilmesin.

Bayram sadece bizeydi.

Başkaları yaşamı dikkatle inceliyor, ekonomik ve siyasal gelişmeleri yakından takip ediyorlar.

Bizim gibi uyumuyorlar anlayacağınız!

Belki de uyutulmuyorlar demek daha doğru olur!

Türkiye Cumhuriyeti’nde iktidara yakınlığı ile bilinen ulusal medya kanadında yayınlanan haberlere dikkatle bakıldığında, kendi devletlerinin birleştirici, kapsayıcı ve barışı oluşturan büyük bir birlik kurma görüntüsü sağlama girişimleri apaçık çalıştı.

Bunu takip eden Güney ve Avrupa basını da alacağını aldı.

Bunun kime yarar sağlayacağı, kime zarar verecek izleyip görecek miyiz yoksa yaşayarak, erozyona uğrayıp dejenere olarak mı test edeceğiz acaba?

***

Biliyor musunuz?

Yepyeni bir Türk devletinden de bahsediliyor medyada yer alan haberlerinde.

Biz bilmiyoruz ama kurduk yaşatacağız söylemlerinin aksine mi, yoksa bilgisizlikle söyletilmiş, bir devlet olduğumuzun farkında olmayanların kaleme aldıkları bizi daha da zavallılaştıran haberler mi bunlar?

İsterseniz buna da sizler karar verin!

***

5 farklı devlet, 5 farklı ülke, az gelişmiş ve esasında çağdaşlaşma basamaklarında bizden büyük farkı olmayan piyon devletler olduklarını görmek için profesör olmaya gerek olmayan devletler, bizi tanıyacakmış.

Türkçesi: Kendilerine hayrı olmayanlarla gireceğimiz siyasal ve ekonomik ortaklıklardan bizim ya da onların ne kadar kâr sağlayacaklarını biz bilmiyor muyuz?

***

Bu açıklamayı ben uydurmuyorum. Bu açıklamaları bizi yönetenler de yapmıyor!

Taaa 30 yıl önce konuşulan, bizi tanıyacağı söylenip de olduğu yerde kalan ülkelerin bizi tanıması yine yeniden gündemde…

Yaşı yeten herkes zaman zaman birilerinin bizi tanımaya hazırlandığını hatırlayacağından kuşkumuz yok. Her defasında ya safsatadan ibaret almış ya da pek çok engellere takılmış bu haberlerin şimdi yeniden gündeme getirilmesi sizce ne kadar iyi niyetli ya da başarılı siyaset adımları olarak değerlendirilebilir?

***

Peki hedef gerçekten tanınmamız mıdır sizce?

Bu hamlelerden en çok kimlerin yarar göreceği, Kıbrıs adası üzerindeki bir avuç insandan oluşan bu toplumun bu aşamadaki rolünün hangi seviyede olduğunu sorgulamak ister misiniz?

Sanal adımların, kimlere hangi mesajları verdiğini sorgulamak, bizim buradaki pozisyonumuzu nereye taşımak/geriletmek hususunda etkili olup olmayacaklarını da düşünüyor muyuz?

Kurduk yaşatacak mıyız?

Bir ya da birkaç çakıl taşı vermeyi göze alacak mıyız?

Ya da komple bükülmeyen elleri şekere bulayıp öpecek miyiz?

***

İşte size yeni bir plan:

Ortalığı şu anda düşman saydıklarımıza tümüyle boş bırakıp, dibe vur, dağıl, toparlanama, daha da muhtaçlığın vereceği çaresizlikle acil yardım çağrısı yap!

Haydi!

Dr. Çiğdem DÜRÜST