"Lefkoşa düne gelene kadar 4-5 yıldır değişen yağış rejimleri/iklim değişiklikleri ile dengesiz yağışlar alırken uzun zamandır dün yaşadığımız gibi büyük bir problem de yaşamamakta idi. Örneğin bir önceki şiddetli yağmurda Güney Lefkoşa’da surlariçi bölgesi ciddi hasar alırken Kuzey Lefkoşa bunu daha hasarsız atlatmayı başarmıştı. Peki dün ne yaşadık? Kısa süre içerisinde 50 kg ve üzeri yağış aldı Lefkoşa merkez ve civarı ve bu yoğun yağış ile bazı noktalar kapasite üzerine çıktı, bazı noktalarda ise çamurun yarattığı sıkıntılar yaşandı. Bu ve benzeri noktalar kısa süre içerisinde toparlandı, bunu olağan karşılayabiliriz. Sanayi bölgesi ve Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda Doktoroğlu önü olarak bilinen bölgeye gelince, (Bu sadece benim görev süremin değil benden önceki dönemlerden bize miras kalan bir nokta) Problem nedir ve neden çözülemiyor? Burası çok boyutlu bir uzlaşı gerektiren bir alan. Burası bir havza ve tüm havzaların olduğu gibi havzayı bütün olarak ele almak gerek. Nereden başlıyor? Yakın Doğu Üniversitesi karşısında askeri bir kamp alanından başlıyor problem. Eskiden dere kolu olarak görev yapan kanallar atış alanı yapılarak kapatılınca oradan dereye aktarılması gereken su doğrudan Sanayi bölgesine geliyor. Oraya gelince neden dereye gitmiyor? Sanayi bölgesi altyapısı zamanında devlet tarafından kurgulanırken bunlar hiç düşünülmemiş ve sanayi içerisinde yer alan su drenajı dereye aktarılacak şekilde yeteri büyüklükte dizayn edilmemiş. Haliyle burada toplanan suyun tümünün düştüğü yer Doktoroğlu önü yani o suyun çıkış noktası orası. Bazen beni başka belediye başkanları ile karıştıtıyorlar hani oraya gidip 2 büz temizleyip “buranın problemini çözdük” diyen, o ben değilim. Gerek yazda gerek kışta buralarda problem yaşanabileceğini hükümetlere iletip ortak çalışma yapılmasını arzu ediyoruz diyenim. Günümüzün moda tabiri ile “projelerimizin tümünü tüm hükümetlere ilettik”, geçen yılda ilettik ve bütçe talep ettik, projelerimiz takdir de gördü ama takdir görmekle yetinildi. Bu bütçeye kendimizin de özkaynak gelirlerimizle katkıda bulunacağını taahhüt ettik. Şimdi gelelim “olmadı be başkan aha vermezler guduz parayı, siz ne yapacaksınız?” sorusuna. Biz belediyenin kendi öz kaynağı ile yapabileceği ihaleyi çıkacağız. Kesin çözüm olacak mı? Endişeliyiz, neden mi? Yukarıda izah ettiğim tüm sebeplerden. Mevcut durumdan daha iyi olacak mı? Elbette çok çok daha iyi olacak. Birkaç haftadır yükselen ve sosyal medyada örgütlenen gençlerin/insanların hareketi konusunda eyleme kadar yorum yapmama kararlılığındaydım, çünkü ısrarla konu mecrasını nedense memleketi ben idare ediyormuşum gibi bana getirmeye çalışan insanlar var ama bir polemik yaratarak bu hareketin amacından çıkmasına da fırsat vermek istemedim. Beni eleştirmek isteyen herkesle her platformda görüşmeye, dinlemeye, fikirleri tartışmaya her zaman hazırım. Ve buraya bazı notlar düşelim. Lefkoşalıların önüne 2018 Haziran’da çıkarken 4 yıllık vizyonumuzu anlattığımız bir kitapçık dağıtıp neyi nasıl yapacağımızı orada söyledik. Televizyon, radyo vb.. programlarda da o kitapçıkta yazanları anlattım ve Lefkoşalılar buna %53 oy oranı ile destek verdi. Lefkoşalıların %53 onayı ile seçimi kazandığım gece %53’e teşekkür ederken, %47’nin de mutsuz olduğunun bilinci içerisinde hareket edeceğimi söyledim. Neydi bu program ne vaat ediyordu topluma özellikle altyapı yatırımları konusunda? • 20 Milyon Asfalt ve kaldırım • 10 Milyon Kanalizasyon • 5 Milyon Temizlik araçları Bunları özkaynak gelirleri ve banka kredisi kullanarak yapacağımın altı kitapçıkta çizildi. Bu arada kaldırım denince yağmur suyu tahliyesinin de birlikte ele aldığımızı belirtmek isterim. Peki o tarihten bugüne kaç para harcandı? Toplam vaat edilen 35 Milyon TL’lik yatırımın 10 Milyon Türk Lirasını yani %29’unu hiç borçlanmadan ve finansman kullanmadan tamamlamayı başarmış durumdayız. Görev süremin dolmasına daha 2,5 yıl var ve borç kullanma gücümüz de var. Anlık problemlerin anlık çözümleri elbette olacaktır ve buna dünden daha da hazırız. Haziran 2018-Haziran 2022 süresi için Lefkoşalılara vermiş olduğum sözlerden oluşan kitapçıkta yer alanlar için her türlü eleştiri, görüş ve yargılamayı kabul ediyorum, ama vermediğim sözler için bu sözleri vermiş gibi gösterilip yargılamayı da haksızlık olarak görüyorum. Son olarak, görev süremin her gününde, bir gün bile oturup “sin da gülle geçsin” yada “para yok hiçbir şey yapamayız” demedim. Sorunlara ortak akılla çözüm bulmak, her süreçte katılımcı anlayışla uygulamalar yapmak için sorumlulukla çalıştım. Aynı sorumlulukla da çalışmaya devam ediyor ve edeceğim..."