Hazır seçim bitmişken, sonraki seçime de 7-8 ay varken, kurultay öncesi 10 güncük yayılalım.

Yayılırken de kış için Covid-19 hakkında neler düşünüyoruz diye bir sağımıza solumuza bakalım. Çünkü 2. dalganın geleceğini söyledikleri zamanlara geldik. Gördüğünüz gibi hepimizin burnumuzun dibine kadar geldi korona riski. Dairelerde, bakanlıklarda çıkıyor, okullarda, bankalarda, marketlerde çıkıyor!

Bu ne demek

Hepimizin eşi, anası, babası, evladı, en yakın arkadaşı demek!

Devlet zaten bir kenara bıraktı yine bizleri korumayı. Biliyorsunuz: 3 günden az kalacak olanlar gelip, virüsü bırakıp gidebilirler!

Kim bunlar?

Ya da bu uygulama kim için yapılmış gibi duruyor?

Tabi ki kumarhanelerde kumar oynamaya gelenler için. Onlar gelecek, kumarhane sahipleri para kazanacak. Oralarda çalışanlar işinden, maaşından olmayacak. Ne hayat düzeni bozulacak ne piyasa…

Ancak işte öyle olmuyor!

***

Veba değil, cüzzam değil… Cinsel yolla bulaşacak bir hastalık da değil ki utanılsın!

Korona bu… Hepimizin başında.

Utanılacak bir şey de yok. Korkulacak bir şey de…

Etrafta temaslı olduğunu, temaslının temaslısı olduğunu söylemeye cesaret edemeyenler yüzünden bulaşın artmasına sebep olan öyle cahilce yollara başvuranlar olduğunu görmek beni cidden çok kızdırıyor.

Olacak şey değil!

Sen karantinada kalmak istemiyorsun diye konuşma, sonra pozitife dönsün durumun. Sonra da senin tahammül edemeyeceğine inandığın bir yaşam biçimine sevdiklerini, çevrendekileri kat!

İnanılır gibi değil!

Karantinadan korkuyorsun behey akıllı da senin korktuğun yere o en yakınındakileri de sürükleme riskinin farkında mısın?

Bencillik değil de nedir bu söyler misin?

Çok ayıp doğrusu…

Çok cahilce hem de…

Kal evinde. Çevrende söyle işte: Benim riskli olma durumum var arkadaşlar. O nedenle evimde kalmalıyım. İşe gitmiyorum. Sizinle görüşmüyorum. Siz de benimle görüşmeyin!

Ta ki durumum netleşsin. 14 güncük PCR sonuçlarım art arda çıksın birkaç defa… Sonra kaldığımız yerden devam edelim…

İşte bu kadar…

***

Biz n’apıyoruz? Amman benim adımı söyleme, görüştüğümüzden bahsetme diye pazarlık edip, can ciğer kuzu sarması olduklarımıza iyilik yaptığımızı zannediyoruz.

Ne kadar cahilce bir davranış!

Hepimizin bu konuda hem kendimizi hem sevdiklerimizi hem de toplumu korumak için ciddi bir sorumluluğumuz var.

Bu sebeple maske takmalıyız.

Bu sebeple hijyen kurallarına dikkat etmeliyiz.

Bu sebeple sosyal mesafeye dikkat etmeliyiz.

Herkes kendini korursa bir de yakın çevresini korursa risk ortadan kalkar zaten.

Bunu gizlemenin mantığını kavramak mümkün değil!

Bu sadece kötülüktür!

Devlet zaten kapıları yine açtı. Kumarcılar serbest kaldı. Otellerde kumar oynamaya gelen kişiler için kumarhanelerde özel bölümler ayrılmış.

Sanki bu kişilere hizmet edecek olanlar kumarhanenin diğer bölümlerine hizmet edecek kişiler değilmiş gibi, sanki çocuk avuturmuş gibi, kendimizi kandırmamızı bekliyorlar!

Besbelli devlet bizi koruyamıyor. Besbelli zaten bundan korunmak çokta kolay bir şey değil eğer kişisel yaşamınızda dikkat etmezseniz.

O halde temel görev bizim!

***

Lütfen duyarlı olalım!

Çünkü havalar soğudukça birisin direncinin artacağını öldürücülük oranının artma ihtimalininse yükseleceğini doktorlar boşuna söylemiyorlar.

Şimdi siz bilirsiniz diyemeyeceğim.

Bu hususta cezai yaptırım uygulamasını öneriyorum. Bulaşıcı hastalıklar yasası meclisten geçmişti yaptırımlara ne oldu?

Dr. Çiğdem DÜRÜST