Maliye Eski Bakanı Denktaş, hükümet ortaklarının böyle bir dönemde bile akıllarının seçimde olduğunu idida etti.

BRT'de Pembe Paşaoğluları'nın sorularını yanıtlayan Denktaş'ın açıklamaları şöyle:

“Meclis 2 haftadır toplanır, çıkıyoruz bir şeyler söylüyoruz. Hükümet ise söylediklerimizin etrafında dolaşıyor. Nedeni de önümüzde seçim var ve herşey seçime yönelik. Öyle bir noktaya geldik ki! Başbakanın açıklamalarının, yazışmalarının birçoğuna bakın sonu sloganla biter. Slogan tekrarlamak istemiyorum burada ama sonu bunların sloganla biter. Bu seçimi aklımdan çıkarmadım, seçime yönelik de düşünerek hareket ediyorumun mesajıdır aslında. 
Diğer taraftan işte Cumhurbaşkanına bakıyoruz o da öyle. Anayasaya aykırıdır uzatılan seçim diyor. Hayır...Uzatılabilir eğer durum normalleşmemişse.
Hükümet arasındaki ilişkilere bakıyoruz birbirini ispiyonlamalar devam ediyor. Seçim gailesi hala daha devam ediyor. Bana eleştiriler geliyor bazen ne ya başladın çok vicdanı konuşmaya. Yaptığım vicdani konuşma değil, oy kaygısını gütmeden yaptığım yazışmalar, konuşmalar var. Çünkü bir derdim yok. Benim niyetim üzüm yemek bağcı dövmek değil”.....

“DÖNEMİN CUMHURBAŞKANI DENKTAŞ GEREK YOK DEMİŞTİR”
“ANAYASAYA AYKIRILIK YOK”

“ANAYASA Cumhuriyet Meclisi seçimleri 1 yıl erteleyebilir diye açıkça yazıyor. Bu 1 yıl süresince mevcut hükümetin devam edebileceğini de yenisi atanıncaya kadar devam eder şeklinde açıkça yazıyor. 
Cumhurbaşkanlığı için bu yok. Büyük bir ihtimalle Anayasa yazılırken dönemin CUMHURBAŞKANI DENKTAŞ buna gerek yok demiştir. Saldırı almasın diye ve oraya yazılmadı. Ama seçimlerin ertelenmesi halinde ne olacağı Cumhuriyet Meclisi ve hükümet açısından çok açık yazılmış durumda. Anayasaya aykırılık yok. En erken zamanda seçimlerin yapılması doğru olurdu ama ortam o değil....

“BÖYLESİ BİR ORTAMDA SEÇİM DÜŞÜNÜLÜYOR”
“HER VERİLEN BEYANATIN ALTINDA SEÇİM SLOGANI VAR”

“Böylesi bir dönemde cumhurbaşkanlığı seçim tarihinde yeni bir ötelemeye gerek duyulabilecek diye uyarmıştım. Aslında şuan seçim düşünülecek zaman değildi. Ama şuan kesinlikle seçim düşünülüyor . Turuncu maske ile programa katılmak, resim çekmek, sosyal medyaya bunu aktarmak seçim düşünülmediğini mi anlatır. Her verilen beyanatın altında seçim sloganı veya seçim sloganına hazırlık sloganı olarak bir cümle sarf edilmesi seçimlerin hiç akıldan çıkmadığının belirtisi değil mi? 
"HÜKÜMETİN DÎGER ORTAĞI DA AŞAĞI KALMIYOR"
Hükümetin diğer ortağı da aşağı kalmıyor. O da başka türlü şikayetlerde bulunuyor. Yani aklımda seçim yok demelerine rağmen akıllarında seçimin var olduğunu her hareketleri, her beyanatları zaten gösteriyor”.

“GİDECEĞİMİZ KÖYÜN MİNARELERİ GÖRÜLMÜŞ DEMEK”

“Ülkede gelirsizler ordusu büyüdü daha da büyüyecek. Buna yönelik şuan hükümet birşey düşünmüyor. Onları yok sayıyor. Aklı fikri maaş ödemede. Bu dönem o dönem değil. Üstelik sana bütün sendikalar, muhalefet gelin birlikte elimizi taşın altına sokalım buna hazırız dediği bir dönemde sen hala daha seçim nedeniyle maaş ödemeyi sadece marifet olarak kabul ediyorsan gideceğimiz köyün minareleri görülmüş demek”....
“Devlet babalık görevini çocuklarının bazılarında yerine getiriyor, bazılarında ise getirmiyor. Gelirleri azaltmak bir mecburiyetti ama hükümet bunu yaparken hayatı da ucuzlaması gerekirdi. İşin o kısmını kendi gelirlerini düşünerek yapmadılar ve önümüzdeki günlerde görülecek ki daha büyük bir sıkıntı yaratacak. Çünkü gelirler eski gelir seviyesinde olmayacak. Ama giderler eski seviyesinde. Aradaki uçurum büyük. Bu konuda tedbir almalarını hala daha bekliyorum”.....

“BİZİM ŞİMDİ TÜRKİYE'Yİ YALNIZ BIRAKMAMA DÖNEMİMİZDİR”

“Her ülke şuanda öncelikli kendi sorunu ile boğuşmaktadır. AB ülkeleri de böyle. Bize tek yardımcı olacak olan ülke Türkiye’dir. Ama Türkiye'de de halen hem ekonomik hem salgın sorunu devam etmekte. Dolayısıyla Türkiye’nin buraya dönüp bakabilecek bir imkanı olmayabilir. Hükümetin olmayacakmış gibi düşünmedi lazım. Ama görüyoruz ‘kaynak gelecek mutlaka’ ‘hiçbir zaman Türkiye bizi yalnız bırakmaz diye. Doğrudur yalnız bırakmaz ama bizim de şimdi TÜRKİYE’Yİ yalnız bırakmama dönemimizdir. Kendi içimizde alınması gereken tedbirleri o nedenle almak zorundayız diyorum. Ama bu söylediklerimizi pek dikkate alan yok. 
Hükümet hoş güzel tablolar çiziyor. Güzel tablo çizmek insanların moralini bozmamak açısından iyidir ama moralleri yüksek tutup ondan sonra hayal kırıklığına uğraması çok daha kötüdür.

“92’DEN BERİ BAŞKANLIK SİSTEMİNİ SAVUNURUM”
“ŞUANDA PARLAMENTER DEĞİL BAŞBAKANLIK SİSTEMİDİR"

“85 ANAYASASI geçirilirken siyasette değildim ama o zaman da aynı şeyleri savundum. O zaman bize yapılan suçlama işte Denktaş başkanlık sistemine geçmek ister diktatörlüğünü kursun onun için oğlunu koydu derlerdi. Ama Denktaş gitti ben 92'den siyasi parti olarak da Başkanlık sistemini savunduk. Talat geldi Başkanlık sistemi dedik. Eroğlu geldi Başkanlık sistemi dedik. Akıncı geldi şimdi hala daha Başkanlık sisteminin daha doğru sistem olduğunu söylüyorum. 
Türkiye'deki başkanlık sistemi gibi değil .Hatta Güney’deki başkanlık sistemi değil. Güney’deki başkanlık sisteminin daha önceden alışkın olduğumuz sistemin mevcut durumuna uyarlanmış bir şeklinin daha demokratik daha doğrudan demokrasiyi ortaya koyan bir sisteme geçişin şart olduğunu düşünüyorum. Çok daha hızlı karar almaya. 2-3 başlılıkları ortadan kaldırmaya ve sorumlunun kim olduğunu bilmemize fayda sağlayacak bir yöntemdir.

“PARLAMENTER SİSTEM BAŞBAKANIN VE PARTİ BAŞKANLARININ KAŞI İLE ELLERİN AŞAĞI İNMESİ VEYA YUKARI KALKMASI DEĞİL"

Meclis’in de gerçekten yasamayı ve denetlemeyi ciddi anlamda yürütebileceği bir sistemdir söylediğimiz. Şuanda PARLAMENTER Sistem diyoruz ama hayır BAŞBAKANLIK Sistemidir. Yetki tamamen Başbakandadır. Yetki tamamen Meclis'te çoğunluğu elinde tutandadır. Küçüklerin söylediğinin ve muhalefetin söylediğinin hiçbir anlamı yoktur. Sistem bu iken Başbakanın ve parti başkanlarının kaşı kalktığında eller yukarı kaşı indiğinde eller aşağa bu parlamenter sistem olamaz. Milletvekilinin bireysel söz söyleme, oy kullanma hakkının olmadığı bir rejim PARLAMENTER REJİM değildir”..

Editör: TE Bilisim