Döndük mü gene Mart ayına.

Beterden daha beter bir dönüş hem de.

Bari Mart ayında dert eve kapanmaktı.

Şimdi?

Şimdi günde 30’larca pozitif vaka.

İthal vakayı da aştık çünkü yerel.

Bir de üstüne şüpheli açıklamalar.

Gerçek sayı bu kadar değil gibi.

Karantinalar dolup taştı.

Etraf pozitif kaynıyor.

Hükümet ise dertlere dert ekliyor.

Sorun çözmüyor, sorun yaratıyor.

Bir de yarım saatte bir değişen kararlar.

Bir musibet misali başımıza çöreklendiler.

*****

Becermiyorsunuz diyoruz tınmıyorlar.

Koltuk yapışmış bir kere.

Başarısızınız diyoruz neredeyse teşekkür edecekler.

Gidiniz diyoruz Uzaylı Zekiye gibi bakıyorlar.

Gitsenize kardeşim.

Bir daha gelmemek üzere mahalleye dönsenize.

Görünmemek üzere kaybolsanıza.

Yok oğlu yok.

*****

Bulaşıcı üst kurul karar alıyor.

Uygulamıyor efendiler.

Ombudsman hukuksuzluk diyor.

Ek karar alıp, düzeltiyorlar.

Okullarımaskaralık ettiler.

Yolcuları Ercanda beklettiler.

Dahi bir yaklaşımla özür bile dilediler.

Ne özürü be arkadaşlar, ne özürü.

İşini yapamadın diye özür mu olurmuş.

Hop arkasından seferleri durdurdular.

Karantina yerleri dolmuşmuş.

Organize olamamışlarmış.

Ben mi yapacaktım?

Ben mi halledecektim?

Ya siz necisiniz?

Sizin göreviniz ne a efendiler?

Görevini yapamayan ne yapar bilmiyor musunuz siz?

Gider be arkadaşlar gider.

Ama gel gör gitmiyorsunuz da.

Çakıldınız mıh gibi o koltuklara.

******

Of Allahım of.

Neyin cezası bu?

Neyin cezası bu Hükümet ki hala başımızda?

Bir eza gibi, bir bedel gibi.

Ne yaptı Allahım sana bu Kıbrıs Türkü?

Ne yaptı da bu cezayı reva gördün?

Ne bitmez tükenmez bir çile bu böyle!