Erken seçim mi?

Aklı selim bir politika mı bu şimdi?

İşte anlaşmıştınız!

İktidar meclis başkanlığını alacaktı, muhalefet de meclis başkan yardımcılığını…

Hükümet de anlaşarak koltukları paylaşmışlardı.

Oysa UBP içindeki kavgalar, YDP içindeki başkanlık savaşı ve Demokrat Parti’nin hayatta kalma mücadelesi hükümeti dağıttı.

Muhalefet ise ne yazık ki hükümetin kurulmasını bekledi hükümeti dağıtmak için.

Daha ilk gün meclise girmeseler ve istifa etselerdi, siyasette yaşanan bu kirliliği bu kadar ayyukta yaşamayacaktık.

Sonunda Ersan Saner de pes etti ve erken seçim için göz dağını verdi.

Böylesi bir dönemde erken seçim ne iktidarın ne de muhalefetin gönül rahatlığıyla toplumu içine taşıyacakları bir senaryo değildi.

Olan oldu. UBP kendi demokrasisini yedi. Faiz Sucuoğlu’nu sildi süpürdü.

Meclis başkanlığı kazanılamayınca yapılan ve sonradan kaldırılan sosyal medya paylaşımı ise son derece üzücü ve manidardı. Puro kaçakçısı kim, azıcık oyla hak etmediği halde meclise giren kim… Öfke ve düşmanlık kokan bu paylaşım adeta hedef gösteriyordu da eğer seçimde “muvaffak” olunsaydı bunlar mesele edilecek miydi?

Bu tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçiminde, UBP Kurultay sürecinde yaşananlardan rahatsız olmadığı halde yılan kendisine dokununca bağırmaya başlayan diğer herkesi bir kez daha akıllara getirdi.

***

Başbakan Ersan Saner haklı göz dağını meclis kürsüsünden verdi: Hodri meydan dedi. Hadi sayın muhalefet!Belirleyin bakalım erken seçim tarihini dedi. “Bunca sıkıntı arasında ülkeyi belirsizliğe sürükleyen olarak yine de ben kalmayacağım akıllarda” dedi bir anlamda.

Muhalefet de seçime hiç hazır değildi oysa…

Ve ortaklardan Demokrat Parti ile Yeniden Doğuş Partisi de hiç hazır değildi.

Seçim olunca işlerin nasıl düzeleceği formülleri hazır mı dersiniz?

Yoksa daha da gerginliğin artmasına mı sebep olacaklar?

***

Suçlu kim dersiniz?

Seçim ve halk oylaması yasası!

Daha birkaç sene önce değiştirilen, değiştirenlerin de hala mecliste bulunduğu bu yasa, tozlu raflara terk edilen çağdaşlaşma yolunda sırada bekleyen yasalara inat yap boza dönüştürülen diğerleri ile birlikte meclisçilik oynamaya devam o halde.

Sadece meclisçilik değil: Hükümetçilik, bakancılık, devletçilik v.s…

Oysa daha elektrik kurumundaki ihale yolsuzlukları ortaya çıkarılacaktı. Daha asgari ücret artırılamadığı içi hayat ucuzlatılacaktı. Daha narh uygulamaları ile serbest piyasanın ensemize dayadığı baltalar kaldırılacaktı.

“Yapmak istedik de izin mi verdiniz?”

Nasıl?

Demo merak uyandırıcı ve cesaretlendirici ama değil mi?

Burada UBP’ye ne yapıyorlar ve neden bunu yapıyorlar sorusunu sormanın tam da yeri galiba…

***

Cumhurbaşkanı da bu sayede yapayalnız kaldı ve iç siyasetten iyice koparak görevsizleştirilmiş oldu.

Planlanan bu değildi.

Cumhurbaşkanlığına giden yolda kim derdi ki devlet iktidarsızlaşacak ve iktidarsız devletin koltuk sahiplerinin maaşları le partileri devletten aldığı katkılar dışında koca bir hiç olacak!

Dr.Çiğdem DÜRÜST