Dışişleri Bakanlığı, “BM Genel Sekreteri’nin tarafımıza ilettiği herhangi bir resmi toplantı önerisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Kıbrıs Türk tarafının BM tarafından önerilen üçlü ve/veya beşli konferans önerisini reddettiği, Rum tarafının ise bu öneriyi kabul ettiği şeklindeki haberler asılsızdır.” ifadelerini kullandı.

Bakanlık ayrıca, “Kıbrıs Türk tarafının iki devletli çözüm modelinden vazgeçtiğini ve görüşmelerin başlaması için talep ettiği şartlarda değişiklik meydana geldiği” iddiasına da yanıt vererek, “Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir uzlaşıya varılması için ortaya koymuş olduğu yeni zeminde herhangi bir değişiklik olması söz konusu değildir” dedi.

-“Kıbrıs Rum liderliğinin basına yalan ve yanlış haber düzenlettiği aşikardır”

Dışişleri Bakanlığı tarafından konuya ilgili yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs Rum basınında, dün toplanan Rum Ulusal Konsey toplantısına atıfla, “çeşitli gerçek olmayan, manipülatif” haberler yayınlandığına işaret edilerek, “Kıbrıs Rum liderliğinin, Kıbrıs meselesinde uluslararası toplum nezdinde ‘çözüm isteyen taraf’ olarak görünmek amacıyla nafile girişimleri çerçevesinde basına yalan ve yanlış haber düzenlettiği aşikardır.” denildi.

-“BMGS’nin tarafımıza ilettiği herhangi bir resmi toplantı önerisi bulunmamaktadır”

Açıklamada, “Kıbrıs Rum basını, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin taraflara yeni bir öneri sunduğunu ancak Türk tarafının bu öneriyi reddettiğini; Kıbrıs Türk tarafının iki devletli çözüm modelinden vazgeçtiğini ve görüşmelerin başlaması için talep ettiğimiz şartlarda değişiklik meydana geldiğini öne sürmektedir.” denilerek şu ifadelere yer verildi:

“BM Genel Sekreteri’nin tarafımıza ilettiği herhangi bir resmi toplantı önerisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Kıbrıs Türk tarafının BM tarafından önerilen üçlü ve/veya beşli konferans önerisini reddettiği, Rum tarafının ise bu öneriyi kabul ettiği şeklindeki haberler asılsızdır.”

-“Holguin tarafından yürütülen süreç dışında başka herhangi bir girişim söz konusu değildir”

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “şu anda Kişisel Temsilci Maria Angela Holguin Cuellar tarafından yürütülmekte olan süreç dışında başka herhangi bir girişim söz konusu değildir” denilerek devamla şunlar kaydedildi:

“Holguin’in görev yönergesi ise yeni bir müzakere sürecine başlamak için taraflar arasında ortak zemin bulunup bulunmadığını tespit etmektir, ortak bir zemin arayışı değildir. Holguin’in bu amaçla yürüttüğü süreç bağlamında önümüzdeki haftalarda üçüncü kez Kıbrıs’a gelmesi beklenmektedir. Kıbrıs’ta taraflar arasında ortak bir zemin bulunmadığı ortada iken, altı aylık görev süresi 4 Temmuz itibarıyla son bulacak olan Holguin’in öncelikle tespitlerini BM Genel Sekreteri’ne sunması beklenmektedir.”

- “2021’de Cenevre’deki beşli gayrı resmi toplantıda ortaya konan pozisyonumuz esastır”

“CTP Meclis’e, hukuka, demokrasiye ve akla sahip çıkma iradesinden geri adım atmayacak” “CTP Meclis’e, hukuka, demokrasiye ve akla sahip çıkma iradesinden geri adım atmayacak”

Dışişleri Bakanlığı, “Rum basınında iddia edildiği gibi, Türk tarafının iki devletli bir çözümden değil, sadece ‘egemen eşitlikten’ söz ettiği şeklindeki söylemler, tamamen Rum liderliğinin hayal ürününün eseridir” diyerek, açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleştirilen beşli gayriresmi toplantıda ortaya konan pozisyonumuz esastır. Buna göre Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyit edilmesi gerekmektedir. Bunun nasıl yerine getirileceği de bahse konu toplantıda sarih bir şekilde uluslararası topluma duyurulmuştur.

Egemen eşitlik, eşit uluslararası statü olmadan bir anlam taşımamaktadır. Diğer bir deyişle, halkımızın egemen eşitliğinin yanı sıra özgür iradesi ve kendi kaderini tayin hakkına dayanan Devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kabulü bir bütündür.

Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir uzlaşıya varılması için ortaya koymuş olduğu yeni zeminde herhangi bir değişiklik olması söz konusu değildir. Kıbrıs Türk tarafının, ana vatan Türkiye tarafından da desteklenen pozisyonu, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle Kıbrıs’ta mevcut iki devlet arasında iyi komşuluk ilişkilerini teminen bir işbirliğini müzakere etmektir. Bu pozisyonumuzun geçerliliğini koruduğunu hatırlatırız.”

Editör: Haber Merkezi