Lefkoşa, 22 Mayıs 13 (T.A.K.): Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan İrsen Küçük ile ne savaş, ne de yarış içinde olmadığını ancak onun kendisiyle olan kavgasına anlam veremediğini söyledi. Eroğlu, “Bir kişi düşünün ki, adamın hiç oraya gelme ihtimali yokken birisi getirtip, oturtuyor kendini bir yere. 6 ay sonra o adam savaş açıyor kendisinin elini tutana karşı. Peki bunun izahı var mı?”
UBP’de ismini silmek ve sildirmek için uğraşanlar bulunduğunu kaydeden Eroğlu, “İnsanoğlu sevdiğinden, Ahmet ya da Mehmet bu adamdan vazgeç dedi diye vazgeçmez. Benim gibi halkın içinden gelen biri, ‘Eroğlu’nu defterden sildim’ diyerek silinmez” değerlendirmesinde bulundu.
Eroğlu, kendisinin AK Parti ile hiçbir kavgası olmadığını ancak varmış gibi göstermeye çalışanlar bulunduğunu çünkü Ankara ile Eroğlu’nun arasını açmanın bazı kişilerin işine geldiğine söyledi. Eroğlu, gerek siyasi hayatı boyunca, gerekse bütün UBP parti başkanlığı döneminde, Türkiye ile ilişkilerin en sıcak seviyeye çıkarılması gerektiği yönünde bir tavır ortaya koyduğunu ve “Anavatansız KKTC olamaz” dediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, bugün Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
“AKP İLE KAVGAM YOK... VARMIŞ GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞAN BİR EKİP VAR”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, AKP arasında bir tartışma olup, olmadığı yönündeki soruyu yanıtında, kendisinin AK Parti ile hiçbir kavgası olmadığını ancak kendisini AK Parti’ye karşı tutum içinde olduğu, olmayan bir şeyi varmış gibi göstermeye çalışan bir ekip bulunduğunu söyledi.
Eroğlu,”Ben Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye’de yarışmadım. Ben Sayın Talat ile yarıştım... Ben UBP’nin oy birliğiyle karar alıp, açıkladığı adayıydım. Bazı siyasi partiler de beni destekledi. Benim yarışım, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamı içindi” dedi.
Seçimlerdeki rakibi Mehmet Ali Talat’ın bile “Eroğlu’nu Türkiye istemez” diye açıklamalarda bulunduğunu kaydeden Eroğlu, bir zamanlar katıldığı bir televizyon programında AKP ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde konuşmalar yapan bir kişinin, “AKP’nin seçim kaybedeceğine inanan Eroğlu’nun kutlamak için konvoy hazırladığı” yalanını uydurduğunu ve bunu yaydığını söyledi.
“ARAMIZI AÇMAK BAZI KİŞİLERİN İŞİNE GELİR”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Özellikle kurultay döneminde Ankara’ya buradan çok yanlış haberler sızdırıldı. Yıllarca Ankara’ya karşı olan veya siyasi yaşamımız boyunca rakibimiz olan bazı kişilerin Ankara’ya verdiği yalan haberleri de biliyorum” dedi.
Ankara ile Eroğlu’nun arasını açmanın bazı kişilerin işine geldiğine işaret eden Eroğlu, gerek siyasi hayatı boyunca, gerekse bütün UBP parti başkanlığı döneminde, Türkiye ile ilişkilerin en sıcak seviyeye çıkarılması gerektiği yönünde bir tavır ortaya koyduğunu ve Anavatansız KKTC olamaz dediğini söyledi.
“ANKARA BENİ 40 SENEDE TANIMADIYSA...”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu; “Beni Ankara 40 senede tanımadıysa, bundan sonra tanıması zaten mümkün değil. Ama ben eminim Ankara benim ne olduğumu, ne olmadığı, belki de burada yaşayanlardan daha iyi bilmektedir” dedi.
KKTC ziyaretlerinde TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Eroğlu’nu ziyaret etmemesiyle ilgili olarak da “O kendisinin takdiridir. Daha sonra Eğitim Bakanı geldi, beni ziyaret etti. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu geldi, beni ziyaret etti” dedi. Atalay’ın, Meclis Başkanı Hasan Bozer’i de ziyaret etmediğine işaret eden Eroğlu, nedenini sormadığını ancak günü birlik ziyaret olmasından da kaynaklanabileceğini belirtti.
Derviş Eroğlu, bir başka soruya verdiği yanıtta, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, KKTC ziyaretini, liderler yemeğinde bir gelişme olmasını beklemediğinden dolayı ertelediğini ve daha önce da benzeri ertelemelerin gerçekleştiğini kaydetti.
KÜÇÜK’ÜN NEW YORK ZİYARETİ
Küçük’ün Amerika’daki yürüyüşe de bilgi alışverişinde bulunmak için çağrıldığı ve amacın da geri döndükten sonra da görüşmecilik sıfatının masaya yatırılması olduğu yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Eroğlu, “Başbakanı New York’a kim davet etti, bilmiyorum. Büyük bir ihtimalle bir derneğe davet ettirilmiştir ya da kendi oradaki elçiliğimize bir hazırlık yapılmasını istedi. Kimin davet ettiği tartışması bana düşmez” dedi.
“UBP’DE EROĞLU İSMİNİ SİLMEK VE SİLDİRMEK İÇİN UĞRAŞANLAR VAR”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “UBP’li gibi görünüp, UBP’li olmayanlar var” yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine “UBP’de Eroğlu ismini silmek ve sildirmek için uğraşanlar var, biliyorum” dedi.
Kendisine yakın diye bazı kamu görevlilerinin cezalandırılmak istendiğini, bazı kişilerin ise Eroğlu’na yakın diye daha değişik muameleye tabi olduğunu kaydeden Eroğlu, hükümet edenlerle parti yönetiminde bulunanların bu fobiden kurtulması gerektiğini söyledi.
Eroğlu, 8 kişinin ihracından sonra UBP’li olmaya devam edip, etmeyeceğinin sorulması üzerine “Ben UBP’liyim. 40 seneden sonra UBP’den ayrıldım diyecek durumum yok. Cumhurbaşkanı olarak bütün partilere eşit mesafede durmaya çalışmama rağmen ismim zaten UBP’li olarak zikrediliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, başka bir soruyu yanıtında, 8 kişinin hareket ederken sonucunu da göz önüne aldığını söyledi. Eroğlu, “8 kişinin ne yapacağı, onları ilgilendirir. Herhalde hesabını kitabını yapmışlardır” şeklinde konuştu.
“NE BAŞBAKAN, NE DE BAKANLAR BENİ ZİYARET EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, UBP’de yaşanlara ilişkin görüşlerini zaman zaman yaptığı açıklamalarla dile getirdiğini ancak yılbaşı öncesinden beri ne başbakanın, ne de bakanların kendini ziyarete gelmemesinden dolayı kendisinin Bakanlar Kurulu’nu ziyaret ettiğini ve birlik-beraberliğin sağlanması adına dayanışma yemeği düzenleme önerisinde bulunduğunu belirtti. Eroğlu, başbakanın, önce kendisinin yemek düzenleyeceğini söyleyerek, bu öneriyi kabul etmediğini kaydetti.
Eroğlu, olması muhtemel konuları görüp, bir açıklama yaparak birlik-beraberlik ve sağduyu çağrısında bulunduğunu ancak dikkate alınmadığını söyledi.
Mehmet Ali Talat’ın da içinden çıkmış bir kişi olarak CTP’ye zaman zaman mesajlar verdiğine işaret eden Eroğlu, bir partide uzun süre görev yapmış kişilerin görüş ve önerilerini ortaya koymasının çok normal olduğunu belirtti.
ERKEN SEÇİM TARİHİ
Cumhurbaşkanı Eroğlu, erken seçimlerin Temmuz ayında yapılacak olmasıyla ilgili görüşünün sorulması üzerine, “Benden çok meclisin vereceği karar önemlidir.. Ama bu tarih, taktiksel olarak belirlenmiştir” dedi.
İki ay içinde seçime gitmenin hiç hoş olmayacağını kaydeden Eroğlu, seçim tarihinin Ramazan ayı ve yaz tatillerine çıkılan bir döneme rastlamasının katılımı olumsuz etkileyeceğini söyledi. Eroğlu, bu dönemin icraat yapılmadan geçecek olmasının da sakıncalarına işaret etti.Eroğlu, UBP içindeki muhaliflerle, CTP, TDP ve DP’nin önerdiği tarihin çok daha uygun bir tarih olduğunu söyledi.
Meclis’ten geçen her yasanın kendisine geldiğine işaret eden Eroğlu, konuyla ilgili değerlendirmesini de bu yasa eline ulaştıktan sonra yapacağını ancak kendisinin seçim tarihini değiştirme yetkisi olmadığını kaydetti.
Eroğlu, hükümetle ilgili güvensizlik önergesine ilişkin soruyu yanıtında, CTP’nin attığı imzanın bu kısmına bağlı olduğu yönündeki açıklamalarını hatırlattı. Seçim tarihine çok kısa bir süre kalmasından dolayı erken seçim hükümetine gerek olmadığı yönündeki görüşün hatırlatılması üzerine Eroğlu, Anayasa’daki konuyla ilgili düzenlemeyi göz önüne alarak bir strateji belirleyeceğini söyledi.
Eroğlu, Ahmet Kaşif’e hükümeti kurmak görevi vereceği yönündeki haberlerin sorulması üzerine, “Hiç konuşulmamış bir konu” dedi. Eroğlu, şöyle devam etti:
“Ben zaten bunu kararlaştıracak noktada değilim. Hükümet düşecek, bir başka hükümet kurulacaksa, elbette siyasi partilerle istişare ettikten sonra başbakan adayını belirlemem gerekir.. Güvenoyu alabilecek bir kişi başbakanlığa aday olacak. Hükümeti kurma gücü olmayan birine verilmez herhalde ama Ahmet Kaşif gündemde yoktur.”
KÜÇÜK’ÜN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Küçük’ün cumhurbaşkanlığı adaylığı potansiyelinin sorulması üzerine “İrsen beyin cumhurbaşkanı adayı olmasına bir engel yok. Zaten üniversite mezunu olan herkes Anayasa’mıza göre cumhurbaşkanı adayı olabilir. Dolayısıyla o da aday olabilir, kimse bunu engelleyemez” dedi. Eroğlu, kendi görüşünün sorulması üzerine “Ben şu anda cumhurbaşkanıyım zaten” yanıtını verdi.
Eroğlu, “Takdir halkın. Herhalde oy verirken başbakanlık dönemi dikkate alınarak halk gerekli takdiri yapacaktır halk” dedi.
“NE EKONOMİK, NE DE SİYASİ İSTİKRAR VAR”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ülkenin ekonomik durumuna ilişkin bir soruyu yanıtında, hükümet yetkililerinin açıklamalarına rağmen halkın da verdiği mesajlar bulunduğuna işaret ederek, bunların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi.
Eroğlu, bazı işyerlerinin kapandığı, vatandaşın cebine giren paranın da her geçen gün azaldığını ve şikayetlerin her geçen gün arttığını kaydederek, icraatlarda bulunurken halkın nabzını da tutmak gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, istikrarın önemine de vurgu yaparak KKTC’de bugün ne ekonomik, ne de siyasi istikrar bulunmadığını kaydetti.
Eroğlu, hükümet icraatlarına yönelik eleştirileriyle ilgili olarak “Bugüne kadar niçin bir adım atmadınız?” sorusunu yanıtında “Adım atmadığımızı nere dayanarak söylüyorsunuz?... Biz hükümete geldiğimiz zaman bunlara yönelik hiçbir yasa yoktu. Hepsini biz yaptık. Ancak bu yasaların günün koşullarına göre yenilenmesi ihtiyacı doğdu” dedi.
Hükümette olduğu dönemde Anayasa değişikliği önerisi dahi hazırladığını ancak değişikliğin mecliste görüşülmediğini kaydeden Eroğlu, kendilerinin hazırladığı kamu görevlileri yasasının değişmesi gerektiği konusunda herkesin hem fikir olduğunu ancak adım atılmadığını söyledi.
“İRSEN BEYLE NE YARIŞ, NE DE SAVAŞ İÇİNDEYİM”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “İrsen Küçük’ün Eroğlu’nu partiden temizleme operasyonunun başarısını kabul edip, havlu mu attınız?” yönündeki soruya şu yanıtı verdi:
“Ben İrsen bey ile ne savaş içindeyim, ne de yarış içindeyim.İnsanoğlu sevdiğinden, Ahmet ya da Mehmet bu adamdan vazgeç dedi diye vazgeçmez. Benim gibi halkın içinden gelen biri, ‘Eroğlu’nu defterden sildim’ diyerek silinmez”
“ADAM, KENDİSİNİN ELİNİ TUTANA KARŞI SAVAŞ AÇIYOR. İZAHI VAR MI BUNUN?”
Kendisinin Küçük ile kavga içinde olmadığını ancak onun kendisiyle olan kavgasına da anlam veremediğini kaydeden Eroğlu, şöyle devam etti:
“Bir kişi düşünün ki, adamın hiç oraya gelme ihtimali yokken birisi getirtip, oturtuyor kendini bir yere. 6 ay sonra o adam savaş açıyor kendisinin elini tutana karşı. Peki bunun izahı var mı? Niye bu arkadaş cumhurbaşkanına savaş açtı? Milletvekillerinin, bakanların bana gelmesini yasakladı. Hem de ne kurultay, ne de başka bir şey yoktu o zaman... Cumhurbaşkanlığı makamına gelebilmek için seçimlere girmek lazım. Seçim herkese açık. 2015’in nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Herkes aday olabilir”
Eroğlu, “Siz aday olmayacak mısın?” sorusuna “Daha 2 sene var. İki sene daha cumhurbaşkanıyım” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, “UBP seçimlerde ne kadar oy alır?” sorusunu yanıtında, bir şey söyleyebilmek için kamuoyu yoklaması yapmak gerektiğini belirterek, kendisinin şu aşamada yorum yapmasının yanlış olduğunu söyledi.
Eroğlu, “UBP’ye oy vermeyecek misiniz?” sorusu üzerine “Ben böyle bir şey demedim” dedi.
“DOWNER BELGESİNDE KONUŞULMAYAN UNSURLAR VAR”
Downer’ın sunduğu belgede rahatsız olduğu unsurların bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Eroğlu, “Büyük çoğunluğu tamamdı. Bazı şeyleri de kendi belge içine koydu. Bunları tespit ettik. Konuşulmayan bazı konular vardı. Onlar da bu belgeye girdi. 27-28 Mayıs’ta adaya gelecek. Görüşeceğiz” yanıtını verdi.
Eroğlu, Rum tarafının şimdi de NATO üyeliği için çalışma başlattığı yönündeki soruyu yanıtında, özellikle Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis’in sıcak baktığı bu üyeliğin zor olduğunu söyledi.
“YEMEĞE TABİ Kİ KATILACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum liderin BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a yolladığı mektup hatırlatılarak, “Yemeğe katılacak mısın?” yönündeki soruyu yanıtında, “Yemeğe tabi ki katılacağız çünkü yemek önerisi benim önerimdi” dedi.
Yemek tarihinin, tarafların hassasiyetleri göz önüne alınarak belirlendiğine işaret eden Eroğlu, “Yemekte sadece oturup, yemek yiyecek değiliz. İkimizin de sorumluluğu alanında bulunan bir sorun var. Kıbrıs sorununa çözüm bulmak gibi bir görevimiz var. Elbette bu konuya da gireceğiz. Çözümü orada bulacak değiliz ama bir yol haritasını konuşacağız” dedi.
Eroğlu, Rum tarafının bu tartışmalarının, yakınlaşma belgesinde olduğu gibi, kamuoyuna yönelik davranışlar olduğunu söyledi.
“TÜRKİYE MÜZAKERE MASASINA MÜDAHALE ETMİYOR... KARARI HALK VERECEK”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, bir soru üzerine, Türkiye hükümetleriyle sürekli istişare içinde olduklarını ancak Kıbrıs konusunda bir anlaşma olacaksa, kararı, Kıbrıs Türk halkının referandumda vereceğini unutmamak gerektiğini söyledi.
Rumların da Yunanistan ile sürekli istişare içinde olduğuna işaret eden Eroğlu, “Ancak şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, Türkiye müzakere masasına müdahale etmiyor. Biz çalışmalarımızı yapıyoruz. Ondan sonra da onların düşüncesini sorarız. Neticede bir davayı beraber götürüyoruz” dedi.
Gençlerden öncelikle devletlerine sahip çıkmalarını istediklerini kaydeden Eroğlu, gerçek ihtiyacın da halkın devletine sahip çıkması olduğunu söyledi. Eroğlu, “Müzakereler devam ettiği sürece ve anlaşma oluncaya kadar Kıbrıs Türk halkının birinci görevi devletine sahip çıkmaktır” şeklinde devam etti.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Bir veya iki dış ziyaret yapmakla ve bunu yaparken diplomatik teamülleri bir kenara bırakarak seviyesinin çok altında kişi ve makamlarla görüşmekle ‘küçük dağları ben yarattım’ havasına girmek ne kadar doğru; takdiri halkımıza bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
Eroğlu, dış temas yapılmasına karşı olmadığını, Başbakan İrsen Küçük’ün, Dışişleri Bakanı’nın, siyasi partilerin, ana muhalefet partisinin de dış temas yapabileceğini ama temasların içeriği ve seviyesinin önemli olduğunu kaydetti.
Eroğlu, bugün düzenlediği basın toplantısında Ulusal Kıbrıs davası konusunda tek ve gür bir sesle konuşmaları gerektiğinin açık olduğunu vurguladı.
Rum tarafının bu ayın sonunda yapılması planlanan buluşmaya koşul koymaya çalıştığını dile getiren Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının önceki dönemlerde olduğu gibi süre kazanma ve belge sızdırma oyununun devam ettiğini kaydetti. Eroğlu Kıbrıs Türk tarafının ise Anavatan Türkiye ile birlikte proaktif bir politika izlediğini söyledi.
“ÇABALARIMIZI ÇOK DİKKATLİ TAKİP EDEMEDİĞİ AÇIKLAMALARINDAN BELLİ”
Başbakan Küçük’ün Cumhuriyet Meclisi’nde, “Silihtar’da oturan işbirlikçiniz da bu meseleyi çözemez. Dikilitaş’ta oturarak bu sorunu çözemezsiniz” dediğini ifade eden Eroğlu “Ben Sayın Küçük’e kendisininkine benzer bir üslupla yanıt vermeyeceğim ama çabalarımızı çok dikkatli takip edemediği açıklamalarından belli olduğu için bazı anımsatmalar yapmak durumundayım” şeklinde konuştu.
“PROAKTİF POLİTİKA İZLİYORUZ”
Anavatan Türkiye ile istişare halinde proaktif bir politika izlediklerini ifade eden Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’ta kapsamlı bir uzlaşıya ulaşılabilmesine yönelik iyi niyet misyonu görevini Kıbrıs’taki iki liderle yürüteceğini söylediğini, bugüne kadar yapılanın da bu olduğunu belirtti.
Eroğlu, Genel Sekreter’in kendisi, Özel Danışmanı ve diğer temsilcileriyle sayısız görüşme yaptığını, Özel Temsilcileri ve Müzakere Heyeti üyelerinin de bu konuda taraflarla yüzlerce görüşme gerçekleştirdiğini, Rum liderle yaptığı çok sayıda görüşmeye ek olarak Kıbrıs Türk tarafı olarak önerileri üzerine BM Genel Sekreteri’nin şahsi katılımıyla zirveler gerçekleştirdiklerini anlattı.
Birisi New York, ikisi Cenevre, ikisi de Greentree’de olmak üzere beş zirve toplantısı yaptıklarını dile getiren Eroğlu, BM Genel Kurul dönemlerinde New York’a yaptıkları ziyaretlerde en üst düzeyde Anavatan Türkiye yetkilileri yanında BM Genel Sekreteri, Katar Emiri, Ekvator Ginesi Cumhurbaşkanı, Azerbaycan Dışişleri Bakanı, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri, Orta Afrika Cumhuriyeti ve birçok başka ülke üst düzey yetkilisiyle ikili temaslar gerçekleştirdiğini de söyledi.
Avrupa başkentlerine yaptıkları ziyaretlerde AB Komisyonu Başkanı Barroso, Avrupa Birliği Genişlemeden Sorumlu Komiseri Fule, AP Sosyalistler ve Demokratlar Grup Başkanı Schultz, dönemin AB Dönem Başkanı Belçika Dışişleri Bakanı; Almanya, İsveç, İspanya, Finlandiya dışişleri bakanları ve diğer yetkilileriyle görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydeden Eroğlu, toplantılara özellikle İsveç ve Almanya dışişleri bakanlarının özel konuğu olarak katıldıklarını belirtti.
Özel Temsilcileri, sırasıyla Kudret Özersay ve Osman Ertuğ’un Washington, Moskova, Londra, New York, Brüksel, Stockholm, Berlin, Oslo, Helsinki, Bratislava, Kopenhag ve Prag gibi merkezlere çeşitli ziyaretler gerçekleştirip üst düzey siyasilere KKTC’nin görüşlerini aktardıklarını da anlatan Eroğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanı Ekmelettin İhsanoğlu’nun özel daveti ile Suudi Arabistan’ın Cidde kentine giderek kendileri ve İslam Bankası Başkanı ile görüşmeler yaptığını da belirtti.
Geçtiğimiz Şubat ayında Kahire’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Toplantısı’na onlarca İslam ülkesi Devlet Başkanı ve Başbakanı ile birlikte katıldığını, bazılarıyla görüşmeler gerçekleştirdiğini söyleyen Eroğlu, Kahire’de başta Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere bazı ülkelerin liderleri ile görüştüğünü de belirtti.
ERTUĞ’UN TEMASLARI
Özel Temsilcisi Osman Ertuğ’un geçtiğimiz hafta Londra’da Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı Avrupa Dairesi Direktörü ve diğer yetkililer, Lordlar Kamarası üyeleri ile görüştüğüyle ilgili bilgiler de veren Cumhurbaşkanı Eroğlu, Ertuğ’un BBC, Economist ve The Guardian gibi basın yayın kuruluşları ile temaslarda bulunup mülakatlar gerçekleştirdiğini de aktardı.
Dış temaslarının sadece bunlarla sınırlı olmadığını, adadaki yabancı ülke büyükelçileri, BM yetkilileri ve dıştan gelen Avrupa Parlamentosu bünyesindeki Kıbrıslı Türklerle Yüksek Seviyede Temas Grubu ve buradaki Avrupa Birliği yetkilileri ile sürekli temas içinde olduklarını ifade eden Eroğlu, “Bunlar bizim görevlerimizdir, bunları söylemeye gerek yok ama ‘silahtar hiçbir şey yapmıyor oturuyor’ dendikten sonra halka bazı mesajlar verme ihtiyacını duydum” diye konuştu.
Ülke makamları ile yabancı kuruluşlar tarafından KKTC’nde gerçekleştirilen konferans, seminer ve çalıştay gibi toplantılara katıldıklarını, bunları görüşlerini aktarmakta bir fırsat olarak değerlendirdiklerini de söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türkiye’den de bir çok davet alıp çoğu zaman üniversitelerde Kıbrıs konusuyla ilgili görüşlerini aktardıklarını dile getirdi.
“HERHALDE OKUNMUYOR”
Eroğlu, bütün bunları yaparken, elde ettikleri sonuçlarla ilgili tüm tutanakları hükümet ve diğer belirli makamlara gönderdiklerini de söyleyerek, herhalde okunmadıklarını belirtti.
Eroğlu, yaptıkları toplantıları mecliste temsil edilen siyasi partilerle de bazen mecliste bazen de onları Cumhurbaşkanlığı’na çağırıp paylaştıklarını; zaman zaman da halk konseyi toplantısı gerçekleştirilerek bunları ı halkla paylaştıklarını, onların n görüş ve önerilerini de aldıklarını kaydetti.
“ ‘KÜÇÜK DAĞLARI BEN YARATTIM’ HAVASINA GİRMEK NE KADAR DOĞRU”
Bunları Cumhurbaşkanı ve Kıbrıs Türk halkının görüşmecisi olarak sürdürdüğü temaslar ve asli görevleri olduğunu dile getiren Eroğlu, “Bir veya iki dış ziyaret yapmakla ve bunu yaparken diplomatik teamülleri bir kenara bırakarak seviyesinin çok altında kişi ve makamlarla görüşmekle ‘küçük dağları ben yarattım’ havasına girmek ne kadar doğru; takdiri yine halkımıza bırakıyorum” diye konuştu.
Kıbrıs konusunda hassas olmaları gerektiğinin altını çizen Eroğlu, şöyle konuştu:
“TEK VE GÜR BİR SESLE KONUŞMAMIZ LAZIM”
“Ulusal Kıbrıs davamız konusunda tek ve gür bir sesle konuşmamız gerektiği açıktır. Rum liderliği, ekonomik konuları bahane ederek masadan kaçmakta, ayak sürüme taktiklerini devam ettirmektedir. Bizim önerimiz olan yemek daveti iki kez ertelenmiştir. Son olarak 29 Mayıs’ta yapılacağı açıklanmış, tarihin 30 Mayıs olabileceği üzerinde durulmuştur ancak bu da henüz kesin değildir. Anladığım kadarıyla Rum komşularımız bu buluşmaya koşul koymaya çalışıyorlar. Kıbrıs Rum tarafının önceki dönemlerde olduğu gibi süre kazanma ve belge sızdırma oyunu devam etmektedir”.
Downer’in her iki tarafa da 30 Nisan’da bir belge verdiğini ve bu belgenin gizli kalması kesinlikle basına yansımaması gerektiğini de ortaya koyduğunu anlatan Eroğlu, bu belgenin kesinlikle kendilerinden basına sızmayacağını ama Güney’den sızacağını Downer’e söylediğini ve neticede öyle olduğunu anlattı.
Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının proaktif olmaya çalıştığını ancak Rumlar’ın zaman kazanma peşinde olduğunu, kendilerinin verdiği sözlere sadık kalmaya devam ettiğini, Rum tarafının ise belge sızdırıp suyu bulandırma peşinde olduğunu da kaydetti.
Kararlı olduklarını, Kıbrıs Türk tarafı olarak BM’nin koyduğu gizlilik ilkesine riayet edeceklerini dile getiren Eroğlu, “Umarız yapılanlar dikkatlerden kaçmaz. Bu konuda daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Yinelemekte fayda var; Rum tarafını görüşme masasına bekliyoruz. Kıbrıs konusu daha fazla uzamamalı var olan gerçekler temelinde barışçı bir antlaşma ile sonuca bağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
“GERÇEKLEŞİRSE YEMEKTE BARIŞ VE DOSTLUK YANLISI NET TUTUMUMUZU YENİDEN İFADE ETMEK İSTİYORUM”
Eğer gerçekleşirse Anastasiades ve eşi ile kendisi ve eşinin katılacağı yemekte samimiyetlerini , kararlılıklarını, barış ve dostluk yanlısı net tutumlarını yeniden ifade etmek istediğini vurgulayan Eroğlu, şöyle dedi:
“Anastasiades’in BM Genel Sekreterine yazılı veya telefoniyen söz konusu yemeğin içeriğinin sosyal olmaktan çıkarılmasını istemediğini bildirdiğini ya da bildireceğini biliyoruz. Yani Sayın Anastasiades’e göre, ‘görüşmeleri ne zaman, nasıl başlatacağız’ gibi bir sohbetimiz dahi olmamalı… Peki ben soruyorum? Bu buluşma için önkoşul koymak değil mi? İnşallah bu tutum kamuoyuna yöneliktir. Kamuoyuna verilen bir mesajdır diye düşünmek istiyorum”
Anastasiades’le görüşme süreci ile ilgili metodolojiyi, bundan sonra nasıl adımlar atıp ilerleyebileceklerini, bir yol haritasını nasıl ortaya çıkarabileceğimizi sosyal konuların yanı sıra konuşmalarında ne sakınca olduğunu soran Eroğlu, “Umarım Birleşmiş Milletler Genel Sekreter'i gereken değerlendirmeleri yaparlar” dedi.
Anastasiades’in Genel Sekreter’den Downer’in görevden alınmasını talep edeceği yönünde bugün basında çıkan haberle ilgili olarak da konuşan Eroğlu, “Eğer böyle bir olay olursa bunun görüşmelerin 2014-2015’e aktarılması demek olduğunu ve bunun da zaman kaybından başka bire işe yaramayacağını ifade etti.
BEKLENTİLERİ…
Beklentilerini de sıralayan Eroğlu, “Benim beklentim, arzum, istencim devletin iyi yönetilmesi, makamların uyum içinde çalışması, köklü partilerimizin birlik-beraberlik içinde olmalarıdır. Makamlarda bulunanların, siyasi partilerimizin aralarında uygarca ilişkilerin, diyalogun bulunması, halkımız için yararlı görüşmelerin yapılması, projeler üretilmesidir. Karşılıklı sevgi-saygının olması, çevreye saygı gösterilmesi, siyasi partiler arasında kim daha iyi, daha yararlı proje, çözüm üretir yarışı çerçevesinde siyaset yapılmasıdır” dedi.
“PARLAMENTODAKİ BAZI ARKADAŞLAR TAKINTI İÇİNDEDİR”
Eleştirinin başka, yıpratmak için haksız ithamlarda bulunmanın başka olduğunu ifade eden Eroğlu, “Görüyorum ki parlamentoda bulunan bazı arkadaşlar takıntı içindedir. Bir muhalefet milletvekilinin çıkıp da ‘ biz Eroğlu’nun soytarısı olmayız’ dediğini okuyunca parlamentomuz adına üzülüyorum. Ben, yaşamım boyunca hep, kişilik sahibi olunmasına, şahsiyetli davranılmasına önem verdim. Değil bir milletvekilinden, kimseden böyle bir şey asla beklemem” dedi.
“ÜLKEDE YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR”
Ülkede yapılacak çok şey olduğunu dile getiren Eroğlu, anayasal değişiklikler için gereken çabanın gösterilmesi, Seçim ve Halk Oylaması Yasası, Siyasal Partiler Yasası’nın tüm gelişmeler ve ülke ihtiyaçları doğrultusunda değiştirilmesi gerektiğini, kamu reformuna gidilmesi, kamuya saygınlık, güven kazandıracak var olan bazı olumsuz kanaatleri olumluya dönüştürecek adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Ekonominin büyümesi, özel sektörün önünün açılması, yatırımların artması, refah seviyesinin, yaşam kalitesinin yükseltilmesi için ivedi olarak bir koordinasyon kurulu oluşması gerektiğini ifade eden Eroğlu, diğer gereklilikleri ise şöyle sıraladı:
“Kamu açıklarına dikkat edilmelidir.Vergi adaleti sağlanmalı. Verginin tabana yayılması için çağdaş teknolojiden mutlaka yararlanılmalı. Gençlerin işsizlik sorununa çare bulunmalı. Yapanın yanına kar kalmamalı. Başbakanlık Denetleme Kurulu raporları sonuca bağlanmalı. Suiistimal, yasa dışılık varsa üzeri örtülmemeli.Çevreye önem verilmeli. Belediyelerin güçlendirilmesi, görevlerini layığı ile yapması için gerekenler yapılmalı.”.
Yeni meclisin, hükümetin önünde çözüm bekleyen pek çok sorun olacağını dile getiren Eroğlu, bu bilinçle herkes seçim döneminde planını projesini net bir şekilde halkımızın önüne koyarsa yararlı olacağını kaydetti.