KKTC Esnaf ve Sanatkârlar Merkez Birliği düşük faizli ve uzun vadeli kredi dağıtmaya başladı ya birileri telaşa düştü. Deyim yerinde ise paçaları tutuştu. Paçaları tutuşanlar sadece iş yapmayanlar değil, onların yalakaları da aynı telaşın içinde şu günlerde, çirkef saçıyorlar. Zaten çirkeflikleri ile bir yere gelmiş olan bu kişiler için çok bir şey söylemeyeceğim ama esnaf odalarının iki tane olmasının nedenini bir kez daha hatırlatma gereği haiz oldu. Öyle ki Esnaf ve Sanatkâr Odası ile KKTC Esnaf ve Sanatkârlar Merkez Birliği yıllar önce kurulmuş iki ayrı birlikti. Kemal Altuncuoğlu sevdiğim ve saydığım birisidir. Kemal Başkan Esnaf ve Sanatkârlar Odasında bir dönem Hürrem Tulga’ın ekibi içerisinde yer almıştı. Sonra da başkan adayı olarak karşısına çıktı. O günlerde Kemal Başkana “boşuna uğraşma, mevcut düzen sana odayı bırakmaz” demiştim.

Çünkü mevcut yönetim CTP’nin seçimlerinde aday olmuş hatta başkan Dipkarpaz’daodanın parasını dağıtırken Falyalı’nın adamları tarafından da bir güzelce dövülmüştü. Hatırlarsınız her halde. Neyse KTAMS salonuna geldiğimizde üzerinde “yeşil” yelekli adamlar tarafından karşılanmış ve salona bile zor girmiştik oda seçiminde. CTP iyi bir çalışma ile tüm üyeleri oraya yığmış ve seçimi mevcut düzenin kazanması için gerekli tedbirleri almıştı. O günden sonra yıllar önce kurulan ama aktif olarak faaliyetlerde bulunmayan KKTC Esnaf ve Sanatkârlar Merkez Birliğinin yeniden hareketlendirmesi gündeme gelmişti. İki yılda bir genel kurulunu yapmaktan öteye geçmeyen birlik yeniden bir yapılanma ile deyim yerinde ise canlandırıldı. Merkez binasına kavuştu, üyelikler tazelendi. Anavatan Türkiye ile iyi ilişkiler kuruldu. Bu ilişkiler sayesinde birçok şeyin kapısı aralandı. (gündemde olan kredi de bu görüşmeler sırasında bizzat Kemal Başkanın girişimi ile Ankara Hükümeti tarafından KKTC Esnafına dağıtılmak üzere gönderildi)

Şimdi birileri KKTC Esnaf ve Sanatkârlar Merkez Birliğinin kredi dağıtmasına “gıcık” oluyor. Çünkü yıllardır kendileri ÇALIP kendileri oynayanların “zoruna” gidiyor. Türkiye ile “iyi ilişkilerden” de rahatsız olan bu kesimler iki odanın olmasını “bölücülük” olarak görüyorlar. Ve bu düşüncelerini medyadaki yalakaları tarafından seslendiriyorlar. Oysa sektörlere baktığımızda birçok alanda meslek kuruluşlarının tek olmadığını görüyoruz. Başkasından değil kendimizden örnek verelim, mesela basında kaç birlik var? Gazeteciler Birliği, Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Birliği, Basın-Sen, Bay-Sen, Dış Basın Birliği, kameramanlar birliği gibi. Daha adını yazmadığım basında örgütlü bir sürü birlik var.

Esnaf odalarının iki tane olmasına “gıcık” olan arkadaş aynı tavrı ve yazıyı içinde olduğu basın için bu güne kadar hiç yazmış mı? HAYIR. Demek neymiş, gör beni göreyim seni düzenine birileri çomak sokunca bu ayak takımı hemen “savunma” pozisyonu alıyor. Oysa biz hep ataktayız, golleri de ardı ardına atıyoruz. Bugün kredi yarın yeni iş imkânları. Siz en iyi yaptığınız işi yapın ve bizi izlemeye devam edin.

Gitti bizim baklalar…
Üretmek her halde dünyanın en kutsal şeyi olsa gerek. Fikir üretmekten tutunda toprakta ürün üretmeye kadar her şeyin bence kutsal bir tarafı var. Öyle ki geçtiğimiz ay büyük uğraşlardan sonra bahçemi tam istediğim şekle sokmuştum. Taze soğanlar, marullar, nane, maydanoz, golyandro, havuç, turp, ıspanak ve tabi ki baklalarım. Hepsi sel sularının altında kaldı. Sadece sel suyu değil selle gelen çamurda bütün bahçemi mahvetmeye yetti de arttı bile. Gitti güzelim bahçem. Zarar büyük yani. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı belki benim zarar için bir ödeme yapar. (işin şakası) Tarım demişken bu akşam 20.30’da ADA TV ekranlarında eski Tarım Bakanı Kenan Akın ile Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Alican Kabakcı Sıkı Siyaset Sohbetlerinin konuğu olacaklar. Ülke gündemi ve tabi ki tarım politikalarını konuşacağız. Belki bir ara benim bahçenin önceki ve sonraki halini gösteririz programda.

Mehmet Ali TALAT: Benim bahçe gitti, sizinkinin de durumu vahim diyorlar. Acaba yeniden ekim yapsak kışlık sebzeler tutar mı?
Ersin TATAR: Selden ötürü benim bahçe gitti, Tarım fonuna başvursam bir ödeme alabilir miyim sizce?
Sunat ATUN: Hacca gitmiş bir bakan olarak bu zamanda insanların ekmeği ile oynanmayacağını her halde en iyi siz bilirsiniz. Bu konuda hoş görülü olacağınızdan da ayrıca eminiz.
Hamza Ersan SANER: Gece yarılarına kadar çalışan ender bakanlardansınız. Ama gidişat sizi de memnun etmiyor anlaşılan.
Mehmet ÇAKICI:Geçen geçe sizde boğazda sel sularına kapılmışsınız ve büyük bir tehlike atlatmışsınız. Size de geçmiş olsun diyoruz.
Arif ALBAYRAK: Meclis yeni yasama yılına başladı ama sizde bir performans düşüklüğü seziyorum, tatil yaramadı her halde.
İrfan Tansel DEMİR: Alayköy’e yaptırılan camiin tüm çevre düzenlemesini siz üstlenmişsiniz. Ara sıra hayırlı işlerde yapmak lazım değil mi?
Mustafa AKÇABA: Galatasaray maçında sesiniz kısılmış. Oysa o kadar bağırmaya ne gerek vardı ki. Sonuçta karşınıza çıkan kadro A2 takımıydı.
Dimağ ÇAĞINER: Turizm fuarından yine eli dolu dönmüşsünüz ve yazın yine doluluğu garantilemişsiniz.
Ceyhun ÜMİTER: Ne olacak bu MTG’nin hali.
Ümit BAHŞİ: Eskiden senin için çok sıkı bir futbolcuydu diyorlar ve sizi Selçuk’a benzetiyorlar. Şimdi bu göbekle de aynı şekilde top oynayabiliyor musun?
Kemal ALTUNCUOĞLU: Ay sonu İzmir’e gidiyormuşsunuz. Daha kredi olayı bitmeden esnafa yeni bir müjdeli haberle dönecekmişsiniz.
Abdullah ÖZTOPRAK: Bir sendika başkanına kıyak çekildiği yönündeki iddialara sessiz kaldınız.
Ümit ÖZKIRAN: Galatasaray maçında size hediye edilen cimcom atkı ve formalarını adaya gelince bir garibana vererek en iyisini yaptınız. Hem bir garibanı sevindirdiniz hem evinize sokmadınız o şeyleri…
Candan AVUNDUK: Hellim denetleme kuruldu kurulmasına ama piyasada süt yok diyorlar. Bu konuda da bir çözüm öneriniz var mı?
Ahmet İŞCAN: Atatürkçü yaşam derneği olarak öğretmenler gününe özel etkinlik düzenlediniz mi?
Fevzi TANPINAR: Selden mağdur olan gazetecilere yine ilk yardım elini uzatan siz olmuşsunuz. Mağdurun halinden ancak siz anlarsınız zaten.
İlkan BÜLBÜL: Maliye Bakanlığından üst düzey bir bürokrat sorunu anında çözmenizden ötürü size teşekkür mesajı gönderdi.
Fikret KELEŞ:Kavun karpuz yata yara büyürmüş. Bu aralar sizde Güzelyurt’tan çıkmaz oldunuz.
Gökhan ALTINER: Ay sonu Ankara’ya gidiyormuşsunuz ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşecekmişsiniz. Bizden de selam götürmeyi unutmayın.

GÜNÜN TWİTTİ
DPmerkez:

Serdar Denktaş “Ben size CENNET'i vaat etmiyorum. CEHENNEM'dennasılçıkılabileceğinin yolunu biliyor ve onu gösteriyorum.!"

GÜNÜN SÖZÜ
“Başkan Hristofyas Tarihî Sorumluluğunu Aldı... Eşel Mobil İçin Ağladı... Sotirula Kendisine Sonuçları Getirdiğinde Gözyaşlarına Boğuldu... Şok Rakamlar”
Politis Gazetesi

BİZİM TEMEL
Temel askere gitmiş komutanı:
- Adın ne?
Temel:
- Temel ama C'si yok.
Komutan:
- Temel'de hiç c harfi olur mu?
Temel:
- Biz de yok dedik ya....