Nasıl bir anlayıştır anlamak güç…

Oysa tamamen özerk olmalıydı!

Tam tersini yaptılar…

Çok yakında Meclis’ten de geçecek ve YÖDAK artık bakanlığa bağlı olacak!

Tamamen siyasilerin eline bakacak yani…

Sanki burada bir misilleme de var gibi!

Şu ana kadar Cumhurbaşkanlığı’na bağlıydı ya…

Acaba diyoruz yaşanan bir takım gerginliklerden sonra mı böyle bir karar üretildi!

Diyelim ki geçti…

Peki ya bundan sonraki hükümet yine bir değişik yapıp yetkiyi bakanlıktan alıp da Cumhurbaşkanlığa verirse ne olacak!

Hoş biz yap-bozlara alıştık değil mi…

Bu kararı alırken hangi akla hizmet ettiler bilemiyoruz…

Bildiğimiz kadarıyla bakanlığın zaten bir takım yetkileri var!

Özellikle yeni kurulacak olan üniversitelerde ön izinleri veren bakanlık…

Acaba ön izin verildikten sonra mı perde gerisinde bir takım sıkıntılar yaşanıyor da hükümet elinde tam yetki olsun istiyor!

Hoş o ön izinler de pek şaibelidir…

Adamlar ön izin alıyor sonra üniversite kurmayıp izin hakkını hem de çok ciddi rakamlara satıyor ve beleşten para kazanıyor!

Ne soran var ne denetleyen ne de bir bedel ödeyen…

Yapanın yanına kar kaldığı bir memleket burası!

Şimdi bu yasa geçerse ve YÖDAK artık tamamen hükümetlerin kontrolüne geçerse ne olacak peki…

Elbette bundan yararlanan bir takım üniversiteler de olacaktır!

Çünkü zaten bazıları kendilerini devletin bile üstünde görmektedirler…

Siyasiler arasında nüfuzlu kişilerdir!

Bir telefonda işlerini hallederler…

İşte bunlar için de YÖDAK’ın siyasilerin eline tamamen geçmesi büyük fırsattır!

Şimdi b yasa ile çok daha güçlü olacaklar, her istedikleri kararları aldırıp diğerlerinden bir adım önde olmayı başaracaklardır…

Ama diğerleri!

İşte asıl top şimdi onlardadır…

Birleşip de seslerini duyurabilirlerse ne ala!

Sevgili okurlar…

Ne yazıktır ki ülkemizde siyasilerin elinde olan tüm kurumlar tel tel dökülmektedir…

YÖDAK’ın da siyasilerin eline geçmesi ile birlikte göreceksiniz ki çok kısa bir süre içinde bu kurumumuzda da çarpık ilişkiler ve kararlar alınacak, bu kararlarla birileri sevindirilirken birileri zara görecek ve bundan da tüm eğitim kurumlarımız zarar görecektir…

Düşünün bir kere…

Eğitimin ikinci yarısı başladığı halde okullarda hala araç gereç ve öğretmen, müdür, müdür muavini eksikliği vardır…

Bunları bile yerine getirmeyip eğitimde kalitesizliğe neden olan siyasiler yüksek öğrenimde nasıl bir başarı sağlayabilir ki!

Siyasiler isteyip ‘ben yaptım oldu bitti’ diyebilir ama…

Bu yasa kesinlikle geri çekilmelidir!

Ta ki siyasiler kendilerine gelip batırdıkları bu ülkeyi ayağa kaldırıncaya kadar…

Huzurevi ne oldu!

Önce Lapta’da deniz kenarındaydılar…

Mekanları asbest çatı olunca ve bina da zaten dökülmeye başlayınca Lapta’nın tepelerinde eski bir kiliseye yerleştirildiler!

Ve her yaşlılar gününde bir ton vaatte bulunan siyasiler…

Tabi ki Lapta Huzurevi’nden bahsediyoruz!

Gelen söz verdi, giden söz verdi ama…

Bir avuç yaşlı insanımız hala o uçurumun kenarında hizmet alıyor!

Bir okuyucu uyarında biz de buradan bir kez daha hatırlatma ihtiyacı hissettik…

Ya verdiğiniz sözleri yerine getirin ya da bir dahaki yaşlılar gününde sakın orayı ziyaret etmeyiniz!

“İmam ve cemaat…”

“Az önce Pirhan köyünde Trafik Polisleri ağaç arkasına saklanıp radar tutuyorlar...

Beni 81 km süratle durdurup işlem yapmaya tam başladıkları sırada 009 Plakalı Gara jeepli Bakan arabası tahminim 120-125 km süratle yanımızdan geçip gidiyor.

İkisinin Polis Okulundan yeni mezun olmuş olduklarını tahmin ettiğim Polis memurları aracın durdurulması için tam yola fırlamışlardı ki arkadan ekip başı olduğunu düşündüğüm memur bağırıyor " bırakında Bakan arabasıdır".

İşte size 'imam cemaat işine' somut bir örnek.

Da, anayasanın eşitlik ilkesiymiş!..

(Hasan İNCE)

Araçlara film yasak değil mi!

“Geçen gün gazetelerde şöyle bir haber vardı.
Polisten büyük operasyon,
Camlarına siyah film takılı araçlara, ceza yağdı.
Oysa, 
Ayni gün gazetelerde "araçlara siyah film takılır" diye reklamlar vardı, hala da var.
Bu nasıl iş ya...
Polis gidip, o iş yerlerinin, araç camlarına siyah film takmalarını niye yasaklamıyor.
Yoksa tavşana kaç, tazıya tut oyunu mu oynanıyor?
Anlaşılır gibi değil.

(Ülker FAHRİ)

Ulusal Konseyimiz mi oldu şimdi!

Biz de Rum basınından öğrendik…

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun son ziyaretiyle KKTC Ulusal Konseyi kurulmuş bizim tarafta!

Kurulduysa da kuruldu hayırlara vesile olsun da…

Biz bunu niye Rum basınından öğreniyoruz!

Bir de geçmiş yıllarda zamanın Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kurduğu Ulusal Konsey vardı…

Sahi o ne oldu bilen var mı!

MESAJ KUTUSU

Sayın Serhat AKPINAR, eğer Meclis’ten geçerse ne yazık ki YÖDAK artık bundan böyle siyasilerin eline geçecek ve bir oyuncak haline gelecek. Ve bundan da her zaman olduğu gibi birileri kazanacak. Tüm üniversiteler birleşip bu tezgahı muhakkak bozmak zorundasınız!

Sayın Mustafa AKINCI, Saray’ın bahçesindeki ortak basın toplantısında konuk bakana nasıl bir bakıştı öyle. Sanki de içeride canınızı sıkan bir şeyler oldu ve bunu da bakışlarınızla yansıttınız gibi algılandı. Bu arada artık bir Ulusal Konseyimiz varmış doğru mu!

Sayın Özdemir KALKANLI, Gelir ve Vergi Dairesi’nde sabahın erken saatlerinde damga pulları çok erken bitince vatandaş postanelere gitmek zorunda kalıyormuş. Bu konuda en kısa zamanda bir çözüm üretmeniz isteniyor!

Sayın Dilek ÖZGÜRGÜN, ülke genelinde yaptığınız özellikle de sosyal amaçlı ziyaretler gayet yerinde bir icraat ama acaba diyoruz yanınızda bir de fotoğraf muhabiri olsa da bu haberleri görüntülü olarak verseniz daha iyi olmaz mı!

Sayın Ersan SANER, KKTC’de faaliyet gösteren Türkiye bankaları burada çalışanlarını işten durdurunca sadece 6 haftalık tazminat ödüyor ama nedense bu rakam Türkiye’de 12 aylık maaşa tekabül ediyor. Bazı çalışanlar şikayet ediyor haberiniz olsun istedik!

Sayın Sunat ATUN, Kıb-Tek’te perde gerisinde neler dönüyor çok da bilmiyoruz ama buraya el atmanız yerinde bir davranış oldu. Aksi halde tartışmalar çük büyüyecek ve yeni bir hükümet krizine bile sebep olabilecek diyorlar…

Sayın Sonay ADEM, sadece CTP’den değil TDP’den de son günlerde yoğunlaşan istifalar konusunda etkinizin epey büyük olduğu söyleniyor. Boşuna size kurt politikacı dememişler değil mi! Gazanız mübarek olsun…

Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, komşu belediye başkanının bir takım girişimlerinden sonra karşılık vermek için çeşitli sürprizler hazırladığınız konuşuluyor. Bu da demektir ki çok yakında bölgede üçündü dünya savaşı başlayacak. Acaba diyoruz kendisi ile bir güreş tutsanız daha iyi olmaz mıydı…

Sayın Erhan ARIKLI, Büyükelçiye yaptığınız sitem geniş bir taban tarafından memnuniyetle karşılandı. Ama muhakkak ki kendisi de artık bu konularda daha hassas davranıp ona göre açıklamalarını elbette yapacaktır…

Sayın Ümit BAHŞİ, son iki gündür hastaneler arasında mekik dokuduğunuz söyleniyor. Büyük geçmiş olsun da bu işin tek çaresi ya hamamda terlemek ya da saunada yarım saat durup sonra da sıkı bir masaj servisi almaktır…

Sayın Kemal DÜRÜST, okuyuculardan yoğun olarak mesajlar geliyor. Cep telefonu şirketlerini bu ay başı yapacakları zammı erteletmek için devreye girmeniz isteniyor. Denemekte yarar görüyoruz…

Sayın Sami ÖZUSLU, bundan böyle artık KKTC’nin neredeyse tek belgesel yapımcısı olarak anılacaksınız. Umarız bu çalışmalarda devlet de size katkıda bulunur ki daha geniş alanlara yayılıp geçmiş tarihimizi gözler önüne serersiniz.

Sayın Özdemir BEROVA, eğer yasa geçerse çok yakında artık YÖDAK da sizin bakanlığın uhdesine geçecek ve asıl o zaman başınıza çok büyük bil bela almış olacaksınız. Şimdiden bu psikolojiye hazırlayın kendinizi artık…

Sayın Kenan AKIN, DP Genel Başkan Yardımcısı olduktan sonra havanızın da yürüyüşünüzün de epey değiştiği yönünde yorumlar yapılıyor. Bunu iyiye mi yoralım yoksa kötüye mi!

Sayın Ercan İBRAHİMOĞLU, çoktandır tavla müsabakalarının sonuçlarını sosyal medyada göremeyenler ciddi yenilgiler aldığınızı düşünmeye başladı. Hayırdır yoksa artık eski şansınız kalmadı mı!