Üzümde limit üstü tarımsal ilaç kalıntısı çıkmasıyla, müzminleşen tarımsal kalıntılar sorunu tekrar tartışılmaya başlandı.

Bu tür tartışmalarda üreticinin bilinçsizliği veya aşır kar etme kaygısıyla hareket etmesi ve devletin az denetim yapması odağa oturur. Her halükarda, devlet üreticiyi üretim aşamasında denetlemediği sürece benzeri vahamette sonuçlar alınmaya devam edecektir.

Bizim devlet kurumlarının ve yerel yönetimlerin ilgili denetmenleri, anayollar üzerinde açıkta yeşil sebze satan marketleri bile uyarmaktan aciz… Yol kenarlarında konumlanmış marketlerin açıktaki manavlarında satılan yeşil sebzelere otomobillerden salınan egzozun yapıştığını, egzozdaki kanserojen maddelerin yapıştıkları yeşil sebzeden çıkmadığını biliyor muydunuz?

Geçenlerde Diyetisyenler Birliği Başkanı Feriha Balkır’la sohbet ediyordum. Balkır, özellikle anayollar üzerindeki marketlerde yeşil yapraklı sebzelerin dışırada satılmaması gerektiğini vurguladı. Otomobillerden çıkan egzozun içindeki kanserojen maddelerin yeşil yapraklı sebzelere kolaylıkla yapıştığını ve karbonmonoksit, hidrokarbon ve azot oksit gibi çevreye ve insan sağlığına zararlı maddelerin yıkama yoluyla sebzelerden temizlenemeyeceğini sözlerine ekledi.

Balkır, aynı şekilde, soğutuculara girmeden önce market önünde, güneş altında bırakılan plastik alaşımlı şişelerdeki içeceklerin tüketilmesinin de sağlıksız olduğuna dikkat çekti.

Kansere karşı doğal korunma sağlayan yeşil yapraklı sebzelerin umarsızca kanserojen hale getirilebildiği bir ülkede, koalisyon öncesi parti başkanlarının ağzı kulaklarında pozlar vermesi sizi bilmem ama beni rahatsız ediyor. İcraatın başına geçer geçmez kendilerine pek mühim insan çehresi kazandıranlar ne oluyor da son günlerde bol bol gülüyor? Sütmüş, yoğurtmuş, yok bilmem ciğermiş… Yeşil yapraklı sebzeye ne dersiniz?!