Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz
Ya gözler altındaki mor halkalar
Neden öyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayâl meyâl şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir,
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar
Nerden çıktı bu cenaze Ölen kim
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misâli o musalla taşında.
CAHİT SITKI TARANCI

Fazladan bir yıl…
Zaman su gibi akıp gider derlerde inanmak istemez insan. Ama bugün zamanın nasılda su gibi akıp geçtiğini anlaması için bulunmaz bir gün. Çünkü bugün doğum günüm. 70 yaşındaki birine göre daha “hiçbir şey görmedim” bu yalan dünyada. 17 yaşındaki birine göre ise neler neler yaşadım şu fani dünyada.
Bugün Cahit Sıtkı’nın hesapladığı gibi ise yolun tam yarısındayız. Ama bu hesabı yapan Cahit Sıtkı bile ancak 46 yıl yaşayabilmiş bu dünyada. O yüzden çok güvenmemek gerek bu hesaba. Allah ne takdir ederse onu yaşar kul ancak bu fani dünyada…
17 yaşında başında kavak yelleri sen bir “delikanlı” olarak gelmiştim ada’ya. Tam 18 yıl oldu hala da buradayım. Çok zor geliyor 17 yıl önce bıraktıklarıma geri dönmek, ne yalan söyleyeyim. Hani hiç düşünmedim dersem de yalan olacak ama suyunda mı gerçekten keramet! Bir türlü kopamıyorum gençliğimi geçirdiğim bu topraklarda.
Okul arkadaşları, iş arkadaşları, askerlik arkadaşlarım hem buralarda. İlk kızımın adı o yüzden “ada”. AKM’ler olmasa da her hafta sonu gidecek, gene de yetiyor bize bu güzel ada…
Kızlarım, eşim ve dostlarımla geride bırakıyorum bugün tam 35 güzel yılı. Ve bu otuz beşin yarısının bir fazlası sizlerle geçmiş ömrümden. Avni Mutlu, “Bu fani dünyada yapabileceğimiz en iyi şey, hoş bir seda bırakmaktır” demiş. Bırakabildiysek ne ala.
Arayan, soran, kutlayan tüm dostlara sonsuz teşekkürler. İnsan böyle günde aranmak istiyor ne de olsa…

Levent ÖZADAM: Bakıyorum da ayrellileri tek başına götürmüşsün. İnsan bize de haber verir. Eskiden ara sıra olsa davet ederdin sende modaya uydun artık hiç haber etmiyorsun. 10 güne kadar benim baklalarda çıksın bende sana haber etmeyeceğim.
Salih ÇALIKUŞU: Hafta sonu Yedikonuk’ta bir kova balık yakalamışsınız. Yem olarak ne kullandınız?
Ömer TATLI: Nihayet yaz gelmeye başladı ve uzun kış geceleri artık uzun gündüzlere yerini bırakacak. Bakalım yazında kışın olduğu gibi bu kadar uyuyabilecek misiniz?
Ahmet Bülent GÖKSEL: Dün Başkent Lefkoşa’da Kıb-et Steak Hause’de t-bone yerken görülmüşsünüz. Beğendiniz mi bari..
Mustafa AKÇABA: Dün yeni yaşınızı tüm bakanlık çalışanları ile birlikte pasta keserek kutlamışsınız. Bu arada gelen hediyelerin renkleri hep sarı-kırmızıydı.
Suat Durdu BORA: Dur bakalım daha neler neler göreceğiz şu siyasette. Ben artık hiçbir gelişmeye şaşmıyorum doğrusu.
Hakan FELLAHOĞLU: Telefon ve kuyumculuktan sonra şimdi de sıvı gübre işine girmeye karar vermişsiniz. Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun.
Eren ALAV: Ben sana demedim mi oturarak belediye meclis üyesi olamazsın diye. Neyse hala daha şansın var ama biraz ayaklanman gerek.
Meriç ERÜLKÜ: Geçte olsa istifanız kabul edildi. Sizi tam siyasette ısınmış görürken bu istifa ile biraz şaşırdık doğrusu.
Haşim KİRACIOĞLU: Partininiz adayı yerine Kürekçi’yi destekleme kararı almışsınız. Şimdi den hayırlı ve uğurlu olsun.
Osman ERTUĞ: Dün sizi Girne caddesinde yürürken görenler epey şaşırmışlar. Yaz geldiğine göre artık daha fazla Lefkoşa sokaklarında sizi görmek istiyoruz.
Hasan TAÇOY: Türkiye’den özel olarak getirilen bir yağ, belinizdeki tüm ağrıları bir haftada iyileştirmiş.
Arif Salih KIRDAĞ: Dün bir grup sizi saat tam 12’de Lefkoşa’da merkez restaurantta beklemiş ama siz gitmemişsiniz. Siyasette verilen sözler çok önemli.
Memduh ÇETO: Geçen gün Genel sekreterle Göçmenköy’de baş başa yemek yemişsiniz. Seçim öncesi hayırdır inşallah.
Mehmet ERKUL: İskele’de faaliyetler dur durak bilmeden devam ediyor. Bu arada şenlikler için çalışmalar nasıl gidiyor?
Mehmet DEMİRCİ: Bak kurultayda bitti ve artık kolay kolay sizin oralara birileri gelmez artık. Artık sen geleceksin başkentte sorunların çözümü için.
Kemal Eşref OKTAR: Ne zamandan beri internete konan yemek resimleri yenir oldu. Sevgili dostum yap çağır da gelelim. Öyle resimle olmaz bu işler.
Selim GÖKBÖRÜ: Dün Bakan Tatar ile birlikte ihaleleri açmışsınız. Canlı yayında yayınlanan ihalelerle büyük bir sorumluluk örneği sergilediniz.
Oğuz KÖSE: Kurultaydan sonra kayıplara karıştın. Yoksa yorgunluk çıkartmak için karavana mı yerleştin?
Ejder ASLANBABA: Gördüğün gibi yine günah keçisi sen seçildin. Senden daha fazla gitmeyenler olmasına karşın.


GÜNÜN TWİTTİ
@cemkarilegunluk
Erülkü, "İstifa için belediye meclisinin karar üretmesine gerek yok, YSK bu noktada devreye girebilir. Bu kişisel bir tercih meselesidir"
GÜNÜN SÖZÜ
“Son 3 yılda KKTC bütçesi yüzde 30’a yakın büyüdü ve bu; Devletin alım gücüne de yansıdı. Alınan tedbirler sayesinde devletin gelirleri arttı. Son 3 yılda gelirler 1 buçuk Milyar TL’den 2,1 Milyar TL’ye çıktı.”
Maliye Bakanı Ersin Tatar
BİZİM TEMEL
Temelle dursun hayatlarında ilk defa kerhaneye gideceklermiş. Temel Dursun’a
- önce birimiz girsin beğenirse öbürüde girer demiş.
Dursun
- tamam demiş ve önce girmiş ve bi kaç saat sora çıkmış.
Temel hemen sormuş
- nasıldı diye
dursun
- valla benim karıdan iyiydi demiş. Sıra Temele gelmiş Temel de işinin görüp çıktıktan sora
Dursun sormuş
- nasıldı diye
Temel:
- Valla haklısın dursun senin karıdan iyiydi.