Serdar Denktaş UBP’den transfer ettiği vekillere (kendi vekilleri de dahil) DP’den ayırlmamaları için borç senedi imzalatmış, böylelikle 500 bin TL’lik borç senetleri ile hem kendi vekillerini hem de kendisine transfer olan vekilleri garanti altına almıştı. Bu hareketi partinin maddi kazancına neden oldu. Kimse bu parayı kolay kolay ödeyemez diye düşünmüş olmalı ki böyle bir şart koşarak borç senedi imzalatmış.

Partilere sağlanan bir yıllık devlet desteğinin karşılığı kadar borç senedi imzalayan bu vekiller en azından bir yıl DP’den kaçamayacaktı. Şuan her ne kadar DP-UG kanadı altında olmak istemeyen ve rahatsız olan vekiller olmasına rağmen imzalanan borç senetleri ile bir adım öteye gidemeyeceklerinin de farkındalar sanırım.

Denktaş’ın amacı milletvekillerini kendi partisinden kaçırmamaktı. Bunun bedeli ağır oluyordu çünkü. Yani partiye gelen vekiller ya da kendi vekilleri sonradan başka partiye gittikleri zaman parti büyük bir maddi kayba uğruyordu. Maddi kayba uğrayan parti bu sefer de maddi imkansızlıklarla boğuşmak zorunda kalıyordu. DP geçmiş yıllarda uzunca bir süre maddi zorluklarla mücadele etmiş, Genel Başkan olarak birçok gideri kendi imkanları ile sağlamak zorunda kalan Denktaş, partiyi ayakta tutmak için oldukça çaba harcamış ve zor bir dönem geçirmişti.

Evet Milletvekilli trafnsferlerini engelleyecek düzenlemeler içeren Siyasal Partiler Yasa Önerisi’nin komitede görüşülmesinde sorun yaşandı. Milletvekillerinin transferlerini engelleyecek olan yasaya Denktaş dışında tüm parti yetkilileri sıcak bakmıştı.

Transferler her parti için yıpratıcıdır. Yani bir partiden diğer bir partiye transfer olan bir vekil hem maddi açıdan partiye zarar veriyor, hem de parti içinde kabullenmesi adına zor bir süreçle karşı karşıya kalıyor. Böylelikle transferi ile krize neden olabiliyor.

8 UBP’li vekilin DP’ye transferi çok konuşulmuş ve doğruluğu tartışılmıştı. Yani 8 vekil zorunlulukla DP kanadı altında DP-UG adıyla birleşerek, ortak noktada buluşmuştu. UBP içinde yaşanan sorunların gün yüzüne çıkarak büyümesinden kaynaklanan bu transfere birçok kişi sıcak bakmamıştı. Halen DP içerisinde kabul görmeyen UBP’liler herşeye rağmen DP-UG olarak hareket etmek zorunda kalıyor.

Bugün hemen hemen tüm partiler kendi içinde sorunlar yaşmaktadır. Bu durum da partilerin ne kadar başarılı olup olmadığını sorgulatır. Transfer olarak o parti benim bu parti senin diye gezen vekiller de yama olmaya mahkumdur.

Transfer olan vekillere güven ne kadar duyulabilir? Ya da transferler ne kadar sağlıklıdır? Kendi partisine küserek başka parti kurmak ne kadar doğrudur? ya da her defasında bir başka partiye transfer olarak yama olmak ne kadar doğrudur? İşte tüm bunları düşündüğünüzde diğer partilere yama olmaktansa kendi partinizde as olursunuz.