Sanat her zaman ikinci planda kalmıştır ülkemizde.

Sanata ve sanatçıya verilen önem ortadadır.  

Yıllarca sanatla iç içe yaşadık diyemem.

Siyasi erkin sanatın önünde olduğu ülkemde sanat ve sanatçılar sadece ‘özel günlerde’ hatırlanacaktır.

Tiyatroyu da sinemayı da çok severim. Tiyatroya sık gittiğim söylenemez. Bunu yazmam sanatçıları üzer, umarım onlar da beni affeder. Daha çok sinema alışkanlığım vardır.

Tiyatronun yerini sinemanın tuttuğunu söyleyemem tabi ki. Sanatın sahnelendiği ve nefesini bir adım ötede hissettiğimiz tiyatro aslında altın çağını yaşıyor.

Önceleri değer verilmeyen sanata günden güne ilgi artarken diğer tarafta yeni yeni sanatçılarımız yetişiyor.

Ne mutlu ki Kuzey Kıbrıs yurt dışında sahne alan sanatçılarıyla dolu. Bugün Hüseyin Köroğlu gibi bir sanatçımız Türkiye’nin en iyi sanatçıları ile sahne alarak bizleri gururlandırmıştır. Tabi tek isim Hüseyin Köroğlu değildir elbette. Tiyatro ve sinema alanında birbirinden yetenekli birçok gencimiz kendi imkanları ile yurtdışında eğitim alarak, bu alanda kendilerini kanıtlamaya başladı.

Ülkemizde sanat ircaa etmek kolay değildir. Sanatçı olmak adına yapacağınız çalışmalar sadece bir basamak olarak sizi kendi ülkenizde biryerlere taşıyacaktır fakat illa ki büyük oynamak istiyorsanız şansınızı yurt dışında eğitim alarak denemeli ve oradaki sahne ışıkları altında çalışmalısınız.

Hiçbir meslek kolay kolay profesyonelliğe götürmez insanı. Yıllarca dirsek çürütür eğitimini alırsınız ama en önemli şey ‘tecrübedir’ aslında.

Sahnenin tozunu toprağını yalamanız şarttır.

Kolay değildir kendinizi kanıtlamanız, ama şansınızı zorlamalı ve hiç yılmadan savaşmalısınız.

Sanata yatırım yapan bir ülkemiz yok. Yani bu meslekten para kazanmanız da pek mümkün değildir. Para harcar ama zor kazanırsınız.

Gecenizi gündüzünüze katar sanat yaparsınız ama bedeli yoktur.

Hükümetimiz malesef ki sanat yerine siyasete yatırım yapıyor.

Siyasi erkin önde olduğu bir ülkede sanat ikinci planda kalmaya mahkumdur.

Sanat, bir ülkenin gelişmişliğini gösterir.

Umarım sanat üzerinden siyaset yapanlarımız da bu ayıbın farkına varır ve sanata gereken değeri verir.

***

Herkes sanatçı doğmaz ama sanatı sever.

Bu tercih işidir.

Sanatçı olmak ayrı bir kimliktir.

Haz alırsınız sanatınızı halka sergilemekten. Kolay değildir. Emek harcarsınız hatta ömrünüzü sanata adarsınız. Tıpkı 27 Mart’ta olduğu gibi her yıl hatırlanırsınız ama erken unutulursunuz.

Evet, yarın 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü.

Emin olun ki bu tek gün kutlama mesajları ile geçecek ve sanatın önemi vurgulanacak.

Sanattan anlayan anlamayan herkes o güne dair yorum yapacak.

Siyasiler birtakım sözler verecek.

Ama sanatçılar için durum öyle değil.

Sanatçılar o günün özel olduğunu düşünecekler, ama sanatın ve sanatçıların yaşadıkları zorlukları her gün bire bir yaşayacaklar.

Bizler de tiyatro sevdasının uzağında yazılar yazacağız tıpkı şimdi olduğu gibi.