Listenin üst sıralarından aday olabilmek için diğer aday arkadaşlarının üzerine basarak listenin ön sıralarına çıkmayı hayat memat meselesi haline getirenlerin ardından, iki parti ile aynı anda yakın temas halinde olup, hangi parti listede kendisini daha iyi bir yere koyarsa o partiye geçiş yapan milletvekili adaylarını da gördükten sonra KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde vekil olmanın sandığımızdan daha mühim bir başarı olduğuna ben bile inanacağım neredeyse… Aday olmayacağım deyip deyip listenin tepesine yerleşenler, listeden çıkarılmışken tekrar listeye dahil edilenler… Envaiçeşit adayımız var…


Milletvekili olmanın bilmediğimiz bir önemi var, burası kesin! Milletvekili adayları için hangi partiden aday oldukları değil, kaçıncı sıradan aday oldukları bu kadar önemliyse ve kimsenin daha önce bulunduğu siyasal parti ile ideolojik bir bağı yoksa acaba bazı adayların Meclis’e girerek kendilerine sağlamayı düşündükleri bir dizi menfaat mi var? Bazı çevrelerin çıkarlarını korumak için mi bu adaylar nereden olursa olsun Meclis’e seçilmek derdinde? Bu telaşın altında yatan ne? Çoğu milletvekilli olmadan da hayatlarını gayet iyi şekilde kazanan bu adayların milletvekili olarak daha fazla kazanmayı umdukları ne? Kendi ticari şirketlerinin çıkarlarını Meclis’e girip korumak için mi adaylar? Bazı çıkar gruplarının Meclis’teki maşası olmak için mi seçilmek istiyorlar?


Patronaj partilerini kullanarak Meclis’e şahsi ve/veya bir oluşumun çıkarlarını korumak için girmek isteyenler varsa şayet, KKTC Meclisi’ni kimler dolduracak sorusu daha da önem kazanıyor. Seçmenler ideolojik hiçbir duruşu olmayan, tek dertleri Meclis’e girmek olan bu tür adaylardan ülkelerini korumak zorundadır. Seçmenler milletvekillerini toplumun genel çıkarlarını korumaları için seçmeliyken belirli bir zümrenin, belirli bir ticari oluşumun çıkarlarını korumak için Meclis’e girmeye heveslenenlerin ülkenin değil, kendi çıkarlarını koruma kaygısı içerisinde mi oldukları sorusu sorulmalıdır.


Listede daha iyi bir yer kapmak için parti parti dolaşan adayları bir de bu yönüyle irdelemek artık kaçınılmaz hale gelmiştir.


Liste savaşlarında yaşananlardan ders çıkartılacak ikinci önemli noktayı geçenlerde bir dostum çok güzel ifade etti doğrusu: “CTP’de kafası kesilenler içeride kalır, diğer partilerde kafası kesilenler dışarıya atılır!” CTP-BG’de listenin üst sıralarından aday olmak için kimin ne yaptığını, hangi adayın aklının hırsına yenik düştüğünü bilen zaten biliyor, gören zaten görüyor ancak CTP’nin bu süreci her halükarda iyi yönettiğini kuşkusuz teslim etmek gerekiyor.