En kötü karardır kararsızlık. En kötü karar da kararsızlıktan daha iyidir.
Şimdi bu başlık ve altta yazdığım deyimden yola çıkarak halkın ve siyasal yaşamın mevcut yapısına bir eleştiri babında bir şeyler yazmak istiyorum. 
Son yıllarda Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan hükümetçilik oyunu ve icraattan öte UBP hükümete geldi geleli kendi iç çekişmeleri, Kurultayları, Belediye sorunları, Anayasaya karşı icraatları, mahkemeleri, dansöz kıvamındaki vekillerinin tutumları, yasal olmayan hareketleri derken halkı unutan bir anlayışla sadece ama sadece kendi çıkar ve menfaatlerini düşünen insanlar topluluğunun bu halka verdiği zararın boyutu tarihe kara bir leke gibi yazılacak gibi.  
Son gelişmeler öyle gösteriyor ki artık ülkede yaşanan kaos ortamı bir erken seçim havası oluşmasına neden olacak. İşte şimdi tam da bu noktada kendi siyasal ve ekonomik kaderimize yön verecek başrol oyuncuları ve aktörleri önemli roller üstlenecek. Peki kimdir bu başrol oyuncuları ve aktörleri ?
-          Siyasi Partiler
Siyasi Partiler öncelikle bu seçim sürecinde halka hükümete gelmeleri durumunda hangi siyasi görüşten olursa olsun her vatandaşa eşit davranacağını, delege, Bakan, vekil, örgüt başkanı ve eş, dostlara farklı bir muamele ve ayrıcalık yapmayacağını, istihdamlarda adil yapılacak sınavlar sonucunda ilk sıraları alanlara öncelik tanıyacağını, devlet imkanlarını kendi yandaşlarını beslemek için kullanmayacağını, halkın tepkisine rağmen ülkeyi özelleştirme adı altında peşkeş çekmeyeceğini, kamuda işini süistimal eden çalışanları cezalandıracağını, geçmiş hükümet veya hükümetlerin yasadışı olarak icraatları ile ülkeyi maddi olarak zarara uğratması neticesinde bunun hesabını bir zaman planlaması ile soracağını, özel sektöre ekonomik imkanlar çerçevesinde akılcı bir şekilde destek vereceğini, hiçbir kritere uymayan kişilerin vatandaş yapılmayacağını, kamudaki yapıyı ve bürokrasiyi çalışır bir duruma getireceğini, demokrasi temelinde hareket edeceğini, sivilleşmeyi hızlandırıp Polis’in İçişleri Bakanlığı’na bağlanacağını, Merkez Bankası Başkan ve Yardımcılarının KKTC vatandaşlarından atanacağını, Güv.K.Komutanı’nın T.S.K’dan değil Güv.K.K kadrosundan atanacağını, ülkeyi T.C Yardım Heyeti insiyatifine bırakmayacağını, T.C Hükümetleri ile ilişkilerini karşılıklı saygı çerçevesinde eşit taraflar olarak sürdüreceğini, müstemleke olmadığını, iktidara gelmeleri durumunda herhangi bir Bakan veya Bürokratın yüz kızartıcı suç işlemesi durumunda en ağır ceza ile cezalandırılacağını, sivil toplum örgütleri ile Kıbrıslı Türk halkının refahı için temasta olacağını, eğer toplumsal varoluş için bir bedel ödenecekse bunu anlaşılır bir dille halka anlatıp destek alacağını, Kamu ihalelerine fesat karıştırmayacağını, halkın değer yargılarına hassasiyetle yaklaşıp toplumun genelini ilgilendiren her konuda enine boyuna etüd çalışmaları yapıp halkın desteği ile hareket edeceğini, icraatlarında şeffaf olacağını, eğitimi yap boz tahtasından kurtarıp öğretmen sendikaları ile bir eğitim politikasının ivedi olarak oluşturulacağını, sosyal yaşamın halk lehinde şekilleneceğini, insanların ekmeğini anlılarına dayamayacağını, korku imparatorluğu kurmayacağını, ağalık düzenini sona erdireceğini, el öptürmeyeceğini ve adam gibi olup kendinin değil toplumun çıkarları için mücadele edeceğini, Kıbrıs’ta gerçek bir yaşamın ancak iki toplumlu, iki bölgeli, federatif bir yapı çerçevesinde adil ve kalıcı bir çözümle mümkün olacağını açıkça dile getirip bunları yapmadığı takdirde onuruyla hükümetten istifa edeceğini söyleyip taahhütname imzalayacağını söylemeli.
 
-          Milletvekili adayları
Her şeyden önce onurlu, karakterli, kanaatkar, demokratik, anti biatcı, dürüst, saygılı, bilgili ve fikir sahibi, uzlaşmacı, çalışkan, optimist, eğitimli, sözünün eri, görgülü, kibar, anlayışlı, ahlak sahibi, halk adamı olmalı, kişisel değil toplumsal çıkarları düşünmeli; çıkarcı, dönek, avantacı, yanar döner, yalancı, cahil, tembel, yavşak, hırsız, rüşvetçi, menfaatçi, para göz, riyakar, uyuz, bölgeci, sumak dayı ve utanmaz olmamalı. Tabi siyasi partiler de bu vasıflara sahip milletvekili adaylarını seçip halkın önüne gururla çıkmalı.
 
-          Halk
Halk öncelikle kendisini yönetecek olanların aslında kendi yansımaları olacağı bilinciyle kurbanlık koyun ya da turfanda salatalık seçermiş gibi milletvekili seçmemeli. Kendini temsil edeceğine inandığı  siyasi partilerin milletvekili adaylarının yukarıda bahsettiğim özelliklere haiz insanlar olmasına özen göstermeli, kendisine menfaat sağlayacak ve başka vatandaşları mağdur edecek taleplerde bulunmadan hakkı olanla yetinecek mentalitede olmalı, bir yerlere gelebilmek ve hak ettiği iş, aş ve amaca ulaşmak için çalışması ve bunu alın teriyle elde edeceği bilincini geliştirmeli, torpil talep etmemeli ve en önemlisi kendisini yönetecek olan insanlarda olmasını arzuladığımız unsurların kendisinde de olması gerekliliğini unutmamalı, dönekliğe ve aldatılmışlığa prim vermemeli, boyun eğmemeli ve kandırılacağını bile bile itaat etmemeli, kişisel değil toplumsal kurtuluşun geleceğimiz olan çocuklarımız için yeni ufuklar açacağını kanaatine sahip olmalı, kaderci değil realist olmalı, söylenmemeli, söylemeli, toplumsal çıkarlar için mücadele edip siyasileri zorlamalı, ne istediğini bilen bilinçli bir seçmen olmalı. Kısacası kararlı ve tavşan b..ku gibi ne kokar ne tüter olmamalı…