Kâbus haline gelen trafik kazaları için birilerinin artık bir şeyler yapması gerekiyordu.

Yaşanan ölümlü kazalardan sonra alınması gereken önlemlerin alınmaya başladığını görüyoruz. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Sayın Ahmet Kâşif’i göstermiş olduğu duyarlı çabadan ve yaptığı açıklamanın hemen ardından ortaya koyduğu icraattan dolayı takdir ettim doğrusu. Siyasiler genellikle verdikleri sözleri erteleyerek, zaman kazanmak isterler. Trafik konusunda yapılması gerekenleri ertelemek, birilerinin hayatını kaybetmesi ile denktir. Maalesef bunu fark eden siyasetçimiz de yok denecek kadar azdır.

Yollardaki alt yapı eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılar, devletin el atması ile düzene girecektir. Karayolları Dairesi’ne bu konuda büyük görev düşmektedir. Öncelikle ana yollardaki mühendislik şaheserlerini yeniden elden geçirmeli, yapılan hatalar ivedilikle düzeltilmelidir. Yollarımızı yapan mühendisler, bu ülkede yağmur yağacağını hesaba katmamış olsa gerek ki yolların içinde biriken yağmur suları kazaya davetiye çıkarmaktadır. Yolun dış kısmına verilmesi gereken mehil iç kısmına verildiğinden yağan yağmur suları yolun iç kısmında birikerek tehlike arz etmektedir. Özellikle yağmurlu havalarda Allaha emanet gidiyorsunuz yollarda.

Hade bunları geçtik. Köylerimizin bulunduğu ana yoldaki kavşaklarda ayrı sıkıntılar yaşanıyor. Bazı sorunların kökten çözümü beklenirken, kavşaklardaki dengesizlikler gözler önüne seriliyor. Örneğin Lefkoşa’dan Gazimağusa istikametine giderken Turunçlu köyüne dönmeyi deneyin. Bir de akşam saatinde o yolu kullandığınızı düşünün. Çift şerit olan yolda Turunçlu köyüne dönmek için sinyalinizi verdikten sonra yaşadığınız sıkıtı içler acısıdır. Sağ ve sol şerit ortasında beklemek zorunda kalıyorsunuz. Ne bir bekleme alanı, ne bir dönel kavşak, ne bir güvenlik önlemi, kısaca hiç bir şey yok. Özellikle bu kavşağa benzeyen ve geçtiğimiz aylarda ölümlü trafik kazası ile sonuçlanan Korkuteli kavşağı da ayni sorundan muzdariptir.

Bu kavşaklar büyük tehlike arz ediyor. Kazaların oluşumuna sebep olan güvensiz alanlardan kaynaklanan sıkıntılar birçok sürücüyü tehlikeye atıyor. Yaşanan onca kaza hiçbir yetkiliyi harekete geçirmemiş, hatta beyanat vermekle sınırlı kılmıştır. Ama bugün yapılan beyanatının ardından olaya müdahil olan Ahmet Kaşif’in gösterdiği duyarlılık ölümlü kazaları büyük oranda engelleyecektir.

Geçtiğimiz haftalarda 4 gencimizi kaybettik. Ateş düştüğü yeri yakar. O yolları altından döşeseniz de ailelerini yine mutlu edemezsiniz. Çünkü giden geri dönmeyecektir. Ama başka gençleri kaybetmemek, acısı dinmeyen derin yaraların açılmaması için bugün alınan tedbirler önemlidir.

Hamitköy-Haspolat ana yolu üzerinde konmaya başlanan bariyerler sadece bir başlangıçtır. 2011 yılında eski bakan Ersan Saner’in ülkeye kazandırdığı ‘’New jersey’’ korkulukları büyük bir ‘trafik güvenliği’ yatırımıdır. New jersey korkulukları, dünyada standart olarak uygulanan ve orta refüjü ikiye bölen korkuluklardır. Böylelikle trafik açısından emniyeti en yüksek korkuluk tipidir. Direksiyon hâkimiyetini kaybeden bir sürücünün karşı şeride geçip, oradan seyreden suçsuz insanların hayatına kastetmesini engeller. En önemlisi de gece seyreden sürücülerin karşı şeritten gelen araç farlarından etkilenmesini önler. Yani küçük gibi görünen ama büyük kazaların olmasını engelleyen ‘’New jersey’’ korkulukları ülkeye kazandırdığı için Ersan Saner’i de ayrıca tebrik etmek gerekir.

1974’ten bu yana ülkemizde kayıt altında olan araç sayısı nerdeyse 300 bini buldu. Trafikte güvenliğin artması ve standartların yükseltilmesi için Karayolları Dairesi’nin plan program ortaya koyması kaçınılmazdır. Birçok yolumuz güvenli değildir. Bölünmüş yollara sahip bir ülkeyiz fakat bu alanda yeteri kadar çalışma yapamıyoruz. Kavşaklar, trafik güvenliği için oldukça önemli iken halen kavşaklarda da gerekli çalışmalar yapılmamıştır. Umarız yaşanan ölümlü kazalardan bir nebze ders alınır ve insan hayatının değersizleştiği ülkemizde gerekli tedbirler uygulanır.