‘Partiyi yıkıma uğratan, atanmışları üste getirecek ve kontrolü bir kişinin eline vererek tüzük hazırlandı’. İşte bu sözler Sayın Şonya’nın iddiası.

Bugün siyasi partiler yaprak dökümüne uğruyor. UBP, TDP, CTP ve sıra DP’de .. DP-UG demiyorum DP diyorum. Çünkü halen kendi partilerine katarak ayni yolda yürüme kararı aldıkları UBP’lileri kabul etmeyen bir zihniyet . Güçlerine güç katmak adına 8 UBP’li milletvekiline kapı açarken, kendi çıkarlarını da göz önüne alan DP, bugün iç savaş yaşıyor. Genel Sekreter olan ama partiye katılan UBP’lileri halen kabul etmeyen Şonya, geçen akşam gerçekleşen tüzük kurultayında olay isim oldu.

Bugün bir partinin Genel Sekreteri Genel Başkanı ‘diktatörlükle’ suçluyor. Bir ittifak çalışması yürütülmediğinden yakınıyor. Tıpkı Akansoy gibi. Genel başkanına meydan okuyor.

Şonya, kimsenin haberi olmadan ve kimseye danışılmadan hazırlanan parti tüzüğüne tepki gösterdi. Ve hazırlanan tüzüğün Genel Başkan tarafından tek taraflı hazırlandığını savundu. Olay böylece patlak verdi. Yani kimseyi dikkate almadan hazırlanan tüzük kurultayı bir anda ertelenmek zorunda kaldı.

Peki kime göre hazırlandı bu tüzük? Kimin çıkarları gözetilerek yazıldı? Kime sorularak onay alındı? Neden Genel Başkan dışında kimse tüzüğün içeriğinden haberdar değil?

Asıl sorulması gereken sorular budur.

Bengü Şonya Genel Sekreter olarak dikkate alınmamış olabilir, Genel Başkan ve Genel Sekreter aralarında kişisel sorun da olabilir ama bu demek değildir ki tüzük hazırlanırken kimsenin bilgisine sunulmayacak ya da danışılmayacak. Bir partinin tüzüğü tüm organları ile tartışarak yazılmalıdır. Doğru olan budur.

Aslında biraz geçmişe giderek yaşanan sarsıntının nedenlerine bakmak gerekir.

Erken genel seçimlerde yaşanan parti içi sıralama bugün halen yaşanan iç savaşın nedenidir. Partiye sonradan katılan isimleri kabul etmeyen Şonya, halen mevcut isimlerle bir çatı altında birleşmenin mümkün olmadığını savunuyor.

DP, UBP’lilerin partiye gelmesi ile yeniden toparlanmaya başlamış ve güçlenmiştir. Bu inkar edilemez bir gerçektir. Eğer sağda birleşmenin gücü hafife alınır ve kabul edilmezse sorunun boyutu başkadır.

UBP’nin iç sorunlar yüzünden parçalanması sonucu DP güçlenmiş ve bir anda 8 kişi ile hükümet ortağı olma şansı yakalamıştır. Yani 8 kişinin konumu DP’nin güçlenerek büyümesinin ana nedenidir. Sayın Şonya’nın kabul etmelidir ki bu yolda yürüyecekse bu kişilerin varlığını da kabul ederek yürüyecektir. UBP’den gelenlerde DP’nin kanatları altında olmaktan çok da huzurlu değildir. Bu siyasi süreçte ne yapılması gerekiyorsa o yapılmıştır.
Bengü Şonya, kendini partiden dışlayan bir Genel Başkana baş kaldırmıştır. Nedeni de Serdar Denktaş’taki değişimdir. Eskiden birlikte hareket ettiği günleri unutarak şuan görevden almak istediği Bengü Şonya tıpkı CTP’nin yaşadığı ikinci bir vakadır. Yani Genel Başkanla yürüyen sonra da geri plana itilen bu isimler Genel Başkana meydan okudu.

Gerek UBP, gerek CTP, gerek TDP, gerekse DP-UG iç parçalanmadan geçiyor. Yani insanların alıştığı isimler artık istenmiyor. Kabul görmüyor. Yeni isimler eski isimleri eski isimler yeni isimleri istemiyor. Yani bir kısırdöngü devam edip duruyor.

Halk artık gözünü açtı. Halk 40 yıl ayni kişilerle, ayni sistemle ve ayni mentalite ile yürüyen bir parti istemiyor.

Artık partilerde devrim şarttır.