2014’e merhaba dedik, olaylar peşi sıra geldi.
Bir tarafta kurşunlama,
Diğer tarafta kundaklama..
Ocak, Şubatı kovalarken, olaylar da devam ediyor,
Ülkede panik havası yaratılıyordu ki,
Geçen gün konuyla alakalı olduğuna inanılan 14 kişi tutuklandı.
Kızlı- erkekli hem de..
Bildiğiniz cephanelik,
Pompalı mı dersiniz,
14’lü mü ararsınız,
Kuru sıkılar bir tarafta,
Canlı mermiler ortalıkta.
Polis destan yazdı dersek yalan olmaz.
Destan dedikse yanlış da anlaşılmasın,
Öyle, insanların üzerine TOMA ile su sıkarak değil,
Vatandaşın gözüne gaz bombası atarak değil,
Tekmeleyerek, joplarla değil,
Fişleyerek değil,
Kısıtlı personeli,
Az sayıda araç-gereci,
Az uyuyup bol çalışarak,
Ciddi araştırmalar sonucu,
Sessizce ve sağlam adımlarla destan yazdılar.
Bu kadar mı?
Tabi ki hayır.
Ne pahasına olursa olsun, canlarını hiçe sayarak destan yazdılar.
Adamın biri motosikletli polisi çiğnedi geçti,
Ama o gözlerinden öpülesi Polis, canını hiçe saydı, kaçakları yakalayarak destan yazdı,
Trafik dersleri verilerek destanlar yazıldı,
İtfaiye dersleri de eklendi buna,
1 gr otun peşinden günlerce koşarak destanlar yazıldı.
Rahat bir uyku için yazıldı bu destan..
Zaman zaman adına huzur dendi, ama yazıldı işte.
Saralım şimdi makarayı başa,
Hatırlayalım bakalım kimler neler demiş..
Bir bardak suda nasıl fırtınalar kopartılmış..
Birileri de aklınca destan yazmak istedi Pervin Gürler üzerinden.
Vekaleten Genel Müdür olan Pervin Gürler bir şeyleri bozacaktı.
Terör estirecekti.
Polisi ikiye değil dörde beşe bölecekti.
Daha vekilken çok konuşulan Gürler, Genel Müdür olduğunda kim bilir neler yapacaktı.
Kimisi düşünmek bile istemiyordu.
Polisin geleceği vahimdi,
İş yapamayacaklardı.
Çıkar savaşları olacaktı.
Ülkeye bir gram faydası olmayanlar, bu ülkenin sırtından envayi çeşit kazanç elde etmeye çalışanlar, ülkenin iki önemli ismi (Pervin Gürler- Şenay Kebapçı) üzerinden siyaset yapmaya çoktan başlamışlardı bile.
Ama ne oldu?
Hanım eli değdiği sizce de belli olmadı mı?
Şimdi bunlar neden kaleme alındı?
Hakkı teslim etmek, özrü hatırlatmak için.
Polis teşkilatını yıpratmaya çalışanlar sanırım yapmaları gerekeni biliyorlar.
Sizce de Pervin Gürler özrü çoktan hak etmedi mi?