Öncelikle yazacağım eleştiriler ağır gelebilir. Bunu yazmazsam büyük bir üzüntü duyacağımı düşündüm. Çünkü nasıl birileri fikir beyan ederken acımasızca açıklamalar yapıyorsa, bizler de gazeteci olarak yapılan beyanları köşemize taşıyarak düşüncemizi beyan edebiliriz.

Geçtiğimiz aylarda uzunca bir süre basını meşgul eden ve koca bir avcı ordusunu karşısına alarak antipati kazanan Hasan Sarpten’i esefle kınıyorum. Basın demecini okuduğumda ve televizyona yaptığı açıklamaları dinlediğim zaman ‘bu şaka mı’ diye düşündüm. Şaka olmadığını elbette biliyordum. Hatta basının içinde olan birisi olarak bu habere sitemizde yer vermek istemesem de vermek zorunda kaldım. Sarpten arkadaşımız büyük bir gaf yapmış ve talihsiz bir açıklama ile gündemde boş yere yerini almıştır. Sanırım bu şekilde yapılan açıklamaların kendisini popüler yapacağını düşünmüş olmalı ki kalkmış Türkiye’den ülkemize gelecek olan su için akıl almaz yorumlar yaparak kendini farklı kılmış.

Öncelikle bu düşüncesini kınıyorum.

Neden mi?

Bir, açıklama yaparken düşünmeden yaptığı ve saptırdığı birçok konu olduğu için.

O nasıl bir açıklamadı ki anlamadım. Açıklamada ‘suyun faydamıza olmadığını' savundu. Allah aşkına akıl var mantık var, ‘su hayattır’.

Sarpten, 75 milyon m3 suyun ülkenin ekolojik yapısını bozacak gibi anlamsız iddialarda bulundu. Bir de böyle bir talihsiz soru soruyor; ‘’Türkiye’den yılda 75 milyon ton su gelecek de ne olacak? ‘’ Kendisi sanırım Kıbrıs’ta yaşamıyor. Ya da olayın tam olarak ne olduğunu anlamıyor. Gelen su mevcut Geçitköy barajı’nın ıslah edilmesi sonrası eksi haline dönüştürülmesi ile bu baraja akacak. Mesarya kendi bölgem ve Güzelyurt’tan Mesarya’ya kadar bu su kaynakları kullanılacak. Özellikle narenciye cenneti Güzelyurt artık mevcut su kalitesini yitirmekte ve yer altı suları tuzlanmaktadır. Böylelikle gelecek olan su bu bölgeye yer altı kaynakları için önemli bir zenginlik sağlayacaktır. Yani eskiden var olan zenginliklerin yeniden var olmasını sağlamak amacı ile bugün bu çalışmalar devam ediyor. Ha köstek olacak olan olmayacak mı ? Elbette ki olacak. Şu an çıkıp kendilerini ön palanda gösterip, açıklama yapanlar gibi. Bu yapılan açıklamalar ve tutulan tutuma elbette ki sessiz kalmak olmazdı. Nasıl kendileri görüşlerini savunup böyle bir açıklama yapmışsa bizler de gazeteci olarak bu açıklamaları kınadığımızı yazacağız. Kimse de gocunmayacak. Alınmayacak. Eğer haklı olduklarına inanıyorlarsa haklılıklarını da devam ettirecekler. O zaman biz yazdıklarımızı özür dileyerek geri alırız.

İkincisi, yıllık yaklaşık 95 milyon m3 ihtiyacımız olan su ihtiyacını baz alarak 75 milyon3 bize zaten yetmiyor demesi komik oldu aslında. Mademki bu 95 milyon m3’e ihtiyacımız var neden o zaman gereksiz açıklamalarla gündemi dolduruyorsunuz? İşte bu suya KKTC’nin ihtiyacı var her şey ortadır. Dünyada ilk kez uygulanacak deniz yüzeyinin 250 metre altında, askılara yerleştirilecek özel yapım borularla Türkiye’den ülkemize yılda 75 milyon m3 su taşınmasını sağlayacak “Asrın Projesi” olarak nitelenen “KKTC Su Temin Projesi”nde yolun nerdeyse 3’te 2’si tamamlandı. Yani adı üzerinde ASRIN PROJESİ VE DÜNYADA İLK. Siz böyle bir çalışmanın nasıl olurda tamamlanmak üzere iken karşısında olursunuz? Neden bunların başında çıkıp da açıklama yapmadınız? Neden bu açıklama şimdi yapıldı? Zaten avcılık camiasını karşınıza aldınız. Şimdi hedef kim? ya da kimler?  Bu sistemi yaptığınız bu açıklamalarla değiştireceksiniz sandınız herhalde. Belki bazı konularda haklı olduğunuz oldu. Ama kavga ederek değil! Saldırarak da değil!

Evet gelelim Üçüncü sebebe ki bu üzücü ve akıl almaz bir açıklamadır,
Katıldığı bir televizyon programında KKTC’nin zaten kurak bir ülke olduğunu, bu yüzden kendi kendine yetecek suya sahip olduğunu açıkladı. Ve şok yaşattı yine. Mesleği ile ilgili bilgi birikimine sahip olduğundan eminiz ama gel görün ki Sayın Sarpten suyun KKTC’ye neler getirebileceğini ya da suyun ne kadar verimli olacağını tahmin edemiyor. Siyasi boyutundan bahsediyor sürekli. Yani bu su nerden ya da hangi ülkeden gelmeliydi? Suyun mevcut dengeyi bozacak bir durumu yok. Zaten ülke ihtiyacının altında gelecek olan bir su varken nasıl bir ekolojik yapı bozukluğu olacaktır ki? Yılda 75 milyon m3 suyun yarısı içme, yarısı tarımsal sulama amaçlı kullanılacak.

Suyun dağıtımı için 4 etaplı projeyle KKTC genelini kapsayacak toplam 480 km’lik isale hattı yapılacak, ancak bazı yerlerde var olan isale hatları da kullanılacak. Yani bu ne demektir? Bu ekolojik yapı bozulacak demek midir? 50 yıllık içme ve sulama suyu ihtiyacının karşılanması hedefleniyor. Bu çok önemli bir çalışmadır. Bu ülkede çiftçi, hayvancı ve üretici sayısı memurdan fazladır. Hayvanların yanı sıra doğal kaynakların zenginleştirilmesi çok önemlidir. Hayvancı da çiftçi de narenciyeci de bu suyun gelmesini 4 gözle bekliyor. İsterseniz bir de onları dinleyin. Kendi kendinizi dinleyerek ürettiğiniz fikirlerle sınırlı kalmayın derim ben.