Hayatta herşeye kafa yorarken mutlu olup olmadığımızı ne sıkılıkla düşünüyoruz yada bizi mutlu edebilecek kısa anların keyfini ne kadar çıkarıyoruz.
Neden hep mutlu olmak için büyük değişiklikler yada uzun soluklu anlar arıyoruz.
Bence Coca Cola firmasının birkaç aydan bu yana televizyon ekranlarında yer alan reklam filmi de benzer fikirlerden doğdu.
Dünyanın birçok farklı şehrindeki güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerle yeni bir kampanya başlatıldı.
Kampanyada anlatılmak istenen Dünya’nın aslında inandığımız ve görebildiğimiz sürece, küçük de olsa binlerce mutlu andan oluşabildiği gerçeği.
Ancak bu reklam filminin aynı zamanda bu markanın başlattığı interaktif bir projenin devamı olduğunu ise Ayşe Arman’nın Hürriyet’de yayınlanan yazısından öğrendim. Kendisi de bu projeye katkı koymak adına “bir taksi yolculuğu” projesi başlatmış.
Tanımadığı insanları bindiği taksiye alarak istediği yerlere götürüyor ve bu arada onların hayat hikayelerini öğrenirken kendine de onlara da mutlu olmak için bir sebep veriyor. Harika bir fikir bence.
****
Kuşkusuz her gün yeni bir olayla uyandığımız küçücük ülkemizde mutlu olmak artık eskisi kadar kolay değil.
Üç damla yağmur yağdımı yolların kapandığı, her gün yeni bir eylemin yapıldığı,
insanların fikirlerinden dolayı çatıştırıldığı bir ülke artık burası.
Gazetelerde her gün şiddet, tecavüz, gasp yada hırsızlığın yer aldığı bir ülke artık burası...
Yaşam standartımız günden güne eridiği, aldığımız para ile yaşamayı arzu ettiğimiz hayatları yaşayamadığımız bir ülke artık burası.
Sağlığın ve eğitimin parayla satıldığı parası olmayanların öldüğü bir ülke artık burası.
Sevginin ve saygının azaldığı insanların kaba ve tahamülsüz olduğu bir ülke artık burası...
Ağaçların kesildiği, hayvanların zehirlendiği, insanların öldürüldüğü bir ülke artık burası...
Yalnızlıkların arttığı yardımlaşmanın azaldığı, benden olan yaşasın mantığının siyasete hakim olduğu bir ülke artık burası...

****
Ancak bunca olumsuzluğun içinde yola çıkıp yürüdüğümüzde birilerinin sizi gitmek istediğiniz yere götürdüğü bir ülke hala burası.
Kışın ortasında güneşin açtığı baharı andıran bir gün yaşayabileceğiniz bir ülke hala burası.
Yolda yürürüken tanıdığınız birilerini görebileceğiniz bir ülke hala burası.
Ailenizin, dostlarınızın yada yakınlarınızın bir telefon kadar yakın olduğu bir ülke hala burası.
Ansızın karşınızda bir ilkokul arkadaşınızın çıkabileceği bir ülke hala burası.
Çevre için, hayvanlar için bir avuç da olsa birilerinin mücadele ettiği bir ülke hala burası.
Arabanıza atlayıp yarım saat içinde kendinizi bir deniz kenarında bulabileceğiniz bir ülke hala burası.
Barışa, barışın bu topraklara bir gün mutlaka uğrayacağına inanan insanların yaşadığı bir ülke hala burası.
Herşeye rağmen doğduğumuz topraklar hala burası.
Ne yaşarlarsa yaşasınlar hala mutlu olmayı bilen gülümseye bilen insanların yaşadığı bir ülke hala burası.
Ne olursa olsun hayatımızı sürdürmeye yaşamaya devam etmeye karar verdiğimiz bir ülke hala burası.
Sonuç olarak tüm bunlar için bile mücadele etmeye değer bir ülke hala burası.