İrsen bey, Kaşif’e diş biliyor.

Emin olun ki bu hesaplaşma iyi sonuçlar doğurmayacak.

Zaman kimin lehinde ya da aleyhinde çok yakın zamanda göreceğiz. Önceleri ikinci turun olacağına kesin gözü ile bakılırken bugün ikinci turun olmayacağına kesin gözü ile bakılmaya başlandı. Yani, dengeler gün be gün farklılık gösterirken geleceğin durumu halen meçhul.

Küçük, Ahmet Kaşif’in kendisi ile bu denli hırlaşıp kafa tutacağını düşünmemişti. Kaşif’e yaptığı basın açıklamaları ile atıflarda bulunmasına rağmen Kaşif istifini bozmamış, tam aksine cevap mahiyetinde basın açıklamaları yayınlatmıştır. Bu durum kime mi zarar verir? Tabi ki halka.

Tüm bu süreç halkın zararına olmuştur. Şuan tek karlı çıkanlar istihdam edilerek işe başlatılan delege yakınları.

Bu sürecin piyonu olarak işe girenlerin gelecekte ne olacakları henüz belli değil ama bu sürecin en karlı çıkanları arasında yer aldılar.

Uzatmadan önemli iki noktaya daha parmak basmak isterim. UBP, yıllarca zirvede olan bir parti. Köklü bir parti olmasından dolayı tabanın kararları partinin ne şekil alacağını belirler. Yani eften püften kişiler bu partiye hükmedemez. Partiye damgasını vurmuş isimlerin etkisinde kalan birçok delege ve taraftar var. İşe bu isimlerin yön alması ile arkasından birçok UBP taraftarı gidecek ve partinin son durumunu şekillendirecektir.

Diğer taraftan birbirine ters düşen Sayın Küçük ile Kaşif’e gelelim.

Hırsları yüzünden mahkemelere kadar düşen bu iki isim dillere destan oldu. Artık Kıbrıs Tarihi derslerinde bu süreç yer alacak ve bugünün bizleri ile geleceğin gençleri bir ilke tanık olacaktır. Osmanlılar döneminde padişahlar ölene veya şehit olana kadar tahtan inmiyordu. Az olasılık olarak da yeniçeri isyanı ya da tahta gözünü dikmiş sadrazamlar tarafından tahtan öldü ya da diri  olarak indiriliyorlardı.

Yani şimdi tahtını bırakmak istemeyen İrsen Küçük Osmanlı dönemini hatırlattı bana… Tahtını ölene kadar devretmek istemeyecek ama tahta gözünü dikmiş Kaşif ise onu tahtından indirmek için elinden gelen herşeyi yapacaktır.

Evet mahkemelere düşen bu iki isim, sürekli birbirini suçlayıcı basın bildirisi yayınlatıyor.

Aldığımız duyumlara göre Kâşif ve ekibi ilerleyen günlerde Küçük’ün başbakanlığının düşmesi için elinden geleni yapacak.

Tabi bunda ne kadar başarı sağlanacak bilinmez çünkü muhalefet partilerinden destek aldığı takdir de bunu başarabilirler. Ama muhalefet partileri UBP’in iç kavgasına müdahil olmak istemiyor.

Başbakan bir hafta boyunca Kaşif ve ekibi tarafından mecliste destek alacak fakat bir hafta sonra ikinci turun gerçekleşmemesi halinde kendisini genel başkan olmadığı ve demokrasinin üstünlüğüne inanmadığı gerekçesi ile başbakanlık koltuğunda çok ciddi sorunlar yaratacağı öne sürülerek başbakanlığının düşmesi istenecek. Tabi tüm bunlar bir hafta içerisinde genel kurula gidilmediği takdirde gerçekleşecektir.

Yani Kaşif, kendi parti içinde eleştirilemeyeceği enti-püften bir konuda güvensizlik önergesi verirse, muhalefet desteklemeyebilir. Örneğin muhalefet yapılan son istihdamlar üzerinde bir önerge verirse, Kaşif muhalefeti destekleyecek mi? Bence hayır desteklemez. Bunu da göz önünde tutacak olan muhalefet ciddi bir konuda güvensizlik önergesi verildiği takdirde destek verecek aksi takdirde iç meselelerle birbirine düşürücü olaylara kesinlikle destek vermeyecektir.
Kısacası Kaşif, her ne kadar haklı olsa da başbakan İrsen Küçük’ü kolay kolay koltuğundan kaldırmanın mümkün olmayacağını biliyor. Bu yüzden eğer Küçük’ün başbakanlığının düşmesi için güvensizlik önergesi verecekse ‘elle tutulur’ ciddi öneriler sunmalıdır.