Halk dilinde kompleksli insan; kendine güvensiz insanlar için kullanılan bir deyimdir.

“Kompleksli olmak” sık duyduğumuz bir kelimedir. Peki kompleksli olmak ne demektir? Kelime psikoanalizden türemiş, ancak günlük yaşamımızda daha çok rahat hareket edemeyen, çekingen olan, çabuk alınan, kendini çok beğenmiş davranan, çabuk sinirlenen, aşırı kıskançlık gösteren, cinsel problemleri olan, ilişki içerisinde sık problemler yaşayan ve bunun gibi insanlara atfettiğimiz bir tanımlama olarak çıkar karşımıza.

Komplekslerin oluşması aslında çocuklukta yaşanan problemlerle ilgilidir. Küçücük bir çocuk, içinde bulunduğu korkutucu, üstünden gelemediği, acı çektiği durumlarda olayları ve bu olaylarla ilgili duygularını bilinçaltına atmaya mecbur kalır. En önemlisi de kendini koruyabilmek için belirli bir davranış sergileyerek problemi kendince çözer. Örneğin; Bir daha kimseden bir şey istemeyeceğim… Ben bir şey anlatırsam insanlar kızıyor… Ne yapsam boş; yapmasam da olur herhalde… gibi.

Ancak kişi daha sonraları yaşamında benzeri olaylar yaşadığı zaman, örneğin bir konuda başarıya ulaşması gerektiğinde veya birisi onu bırakıp gittiğinde vs. yine aynı acıyı hisseder ve olaya karşı aynı düşünce ve davranışı sergiler. Beynimiz maalesef bize duyduğumuz acının bu olayla ilgili değil, geçmişle ilgili olduğunu açıklamıyor, çünkü beynin zaman kavramı yoktur. Aslında kişi artık tehlikede değildir ve olaya yaşı ve gereksinmeleri doğrultusunda gereken sağlıklı tepkiyi verebilir. Her şeyin temeli ise güvendir.

Temel güven duygusu çok önemlidir. Çocuk gelişmesinin her evresinde ihtiyaçlarının giderildiğini, insanlara güvenebileceğini, önemsendiğini, sevildiğini algılayabilmelidir ki, bu temel güven duygusunu geliştirebilsin. Ruhsal ve zihinsel sağlık için bir insanın kendini diğer insanlarla ilişkilerinde olumlu algılaması gerekir. İşin biraz teorisine bakacak olursak psikolojide belli başlı iki kompleksten söz edilir: 'Ödipus kompleksi’ ve ‘Elektra kompleksi’. Ödipus kompleksi küçük oğlan çocuğunun anneye olan aşkı, baba ile olan rekabeti ve bu rekabetin sonucu korkudan kişiliğinin gelişememesi durumudur. Ödipus kompleksinin sağlıklı bir şekilde çözülememesi sonucu erkek çocuğu büyüdüğü vakit kadınlarla sağlıklı bir ilişki kurmakta zorluklar yaşayacaktır.

Elektra kompleksinde aynı şey kız çocuğu ve baba arasında yaşanır. Tahmin edeceğiniz gibi kız çocuğu büyüdüğü vakit erkeklerle olan ilişkilerinde karmaşa, güvensizlik gibi problemlerle karşılaşacaktır. Bu gibi komplekslerle başa çıkmaya çalışan çocuklar ergenlik çağlarına gelince çektikleri zorluklar sonucu dikkate alınmak, önemsenmek, sevilmek ve beğenilmek için normalin üstünde çaba sarf edeceklerdir. Bu kritik devrelerde erişilmesi zor beklentilerini gerçekleştiremezlerse aşağılık kompleksi yaşamaya başlarlar.

Güçlü olmak, popüler olmak hep bu aşağılık duygusu ile başa çıkmak için özlenen davranış biçimleridir. Aşağılık duygusu içinde olan bir insan kıskançlığı ve sevgiyi, kaybetme korkusunu da yoğun ve rahatsız edici boyutlarda yaşar. Aslında biz insanlar doğamız gereği büyümeye, değişmeye, ilerlemeye müsait ve hazırız ve gelişebilmemiz için de gereken güce ve yapıya sahibiz. Mutluluğumuza engel olan herhangi bir semptom veya bir bozukluk / zorluk aslında son derece doğal olan bu büyümenin bir şekilde frenlendiğini veya müsaade edilmediğinin bir işaretidir sadece.

Terapide kişilerin bu kompleksli davranışların nerelerden kaynaklandığını, çocuklukta bu davranışı mecburen edinmiş olduğunu, bir yetişkin olarak bunu değiştirebileceğini, başka seçeneklerinin de olduğunu anlaması sağlanır. Kişinin komplekslerinin kurbanı olmaktan çıkabileceğini anlaması, bunun farkında olması, hayatının geri kalanını değiştirebilir ve artık insan kendiyle barış içinde yaşayabilir.