Tarifi olunmaz bir acı. Bir anne, üç evladı ve her şeyden habersiz bir baba. Durup dururken yok olan bir aile. Bu acı öyle böyle değil. Derinden hem de çok derinden üzdü herkesi. Lanet olsun diyor insan. Bu ülkeye gelerek, yollarda ölüm saçan öğrencilere….ne söylesek azdır. Kendi hayatlarını yok etmekle kalmıyorlar, huzurlu, mutlu yuvaları yıkıyorlar. Yok ediyorlar. Bir ömür acı yüklüyorlar. Kendilerine de yaşattıklarına da.
Yaşanan acı bugün çok taze. Kimse teselli olmayacak.
Öncelikle suçlular hesap vermelidir. Dönemin bakanları, Karayolları Dairesi…. Bugün birçok noktada noksanlıklar olması kimseyi rahatsız etmemiş. İlla ki birileri ölsün de biz bunu ona göre yapalım düşüncesi ile hareket edilmiş. Özel şirketlerin yaptığı talepler, uyarılar ciddiye alınmamış, Gazimağusa Belediyesi’nin iki yıl içerisinde iki kez yaptığı yazılı uyarılar da hiçe sayılmış. Bu nasıl bir zihniyettir. Bakanlık ya da müsteşarlık ya da müdürlük sadece koltuğa oturmak mıdır? İcraat yönünden zayıf olanlar sadece konuşuyor. Kimse bunun farkında değil diye düşünülmesin. Herkes her şeyin farkında. Çocukları bile kandıramayacağınız bir dönemden geçiyoruz. Bunun farkında olmayan ne çok koltuk meraklısı varmış. İnsan hayatını bile dikkate almayan bu koltuk meraklıları, nasıl bebek katili doktorlar ‘’kürtaj skandalı’’ ile yargılanıyorsa, bu çocuk katilleri de ‘’çocuk cinayetinden’’ yargılanmalıdır.
Birçok yerden yazılı olarak yapılan uyarılar dikkate alınmamış. Halen o yol bir cinayete gebe. Tuzla’dan ana yol çıkışına kadar güvensiz bir yol. Işıklandırma olması gereken site girişleri karanlıklar içerisinde. Güneş enerjisi ile çalışan uyduruk uyarı lambaları dışında hiçbir güvenlik yok. Işıklandırma olmadığı gibi yolda kasisler yok. Kısıtlanması zorunlu hız tabelaları yok. Yani yok da yok. Hiçbir araç için güvenlik yok. İnsan hayatı hiçe sayılmış. O yolda bırakın normal araçlar öğrencileri taşıyan otobüsler de hiçe sayılmış. Bile bile ölüm yolu yaratılmış. Işıklandırma olmayan yollarda, tali yoldan çıkacak olan araçların güvenliği ve insan hayatı hiçe sayılmış. Hiçbir açıklama bu olayı telafi edemez yani hiçbir şey bu olaya mazeret olmaz. O zaman insan hayatını hiçe sayan tüm sorumlular yargı önünde hesap versin. O zaman koltuklarda oturanların ‘’niye göreve getirildikleri’’ belki aklılarına gelir.