"Cuma günü ve gecesi nöbetteydim. Bir ara acile yüzüne cam girmiş bir yaralı getirdiler. Hastaya ben baktım. Yara etrafını silip temizledim. Camı usulünce çıkardım. Yaranın dikilmesi gerekiyordu. Acil çok kalabalıktı . Oradaki stajyer (sanırım tıbbiye 4. Sınıf) olan arkadaşa bana yardım etmesi için çağırdım . Büyük heyecanla geldi. Bir hemşire arkadaşında yardımı ile eldivenlerini giydi ve bana asiste etmeye başladı. Hastaya 4 dikiş atmamız gerekiyordu. İlk iki dikişi attıktan sonra bana yardım eden stajyer kızımıza dönerek “ şimdi bu dikişi nasıl attığıma bir o kadar daha dikkatle bakmanı istiyorum, zira bir sonrakini sen atacaksın” dedim. Kızın yüzüne hiç bakmadım ama bir an buz kestiğini elinin ayağının titrediğini hissettim. İçin için çaktırmadan onun bu hâline güldüm. Üçüncü dikişi de attıktan sonra aletleri ona uzattım. Önce tereddüt etti. Ben de ısrar ettiğimi belirttim. Aletleri aldı. Hastanın başına geçti. Küçük bir yardım alarak ilk dikişini attı. İşi bitirdiğinde yüz yüze geldik. Gözlerinde bir minnet ifadesi vardı. Ve çok haklı bir gururun da sahibi olmuştu. Meslek edinme adına küçücük ama onun hayatı içinde kocaman bir adımı birlikte atmıştık.
Bu duyguları zamanında aynen yaşadığımı hatırladım o an. Yaşıtlarımızın diskolarda barlarda gezdiği saatlerde ben de tıpkı onun gibi acil serviste mesleğimizi öğrenmek için duruyordum. Ve şimdi, bu meslek bir usta çırak ilişkisi olduğuna göre bizler de onun ileriki hekimlik hayatına bir şeyler katmak durumundaydık. O mutlu biz mutluyduk.
Varsın birileri bir yerde hakaret etsindi. Varsın birileri, o genç kızın acil serviste bir şeyler kapmak için zamanını eğitimi için harcadığı saatlerde, meyhanede içerken, hekimleri çekiştirmeyi, kendini de o stajyer kız ile eş tutmayı iş saysındı. Ve aramızda birkaç karaktersizi "siz hep böylesiniz" deyip( her devirde, her yerde , her iş kolunda vardır!) bize emsal gösterseydi…
Biz işimizin değerini biliyorduk.
Ben Cuma gecesi, meslek hayatının sonuna gelen bir hekim olarak, henüz hekimlik mesleğinin başındaki bir tıp öğrencisiyle bayrak değişimi gibi yaşamıştım olayı. Tıpkı bizden öncekilerin yaşadığı gibi.
İnsana yardım etmenin hazzının doruğundaydık…
Gerisi ne gamdı bize…"

Editör: TE Bilisim