Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan Adayı Dt. Ünal Üstel, Genel Başkan’ın kurultaya yönelik anti-demokratik uygulamalarını eleştirerek “Bu hükümet kurultaya yönelik olarak kurulmuştur, avantaj sağlamak uğruna ülke sorunları bir kenara itilmiş, yaşanan döviz krizine karşı önlem almak yerine, atanmayan müsteşar ve müdürler nedeniyle bir çok kuruluş kilitlenmiş, halkın ihtiyaçları dikkate alınmamıştır” dedi.

Üstel, “Hükümet 1.5 ayı buluyor, hala müdürlerini atamadı. Görev alabilecek bir çok arkadaşımız var, kendileriyle mülakat yapılıyor, mavi boncuk dağıtılıyor. 60 ile 90 arasında atama yapılacak ancak bu atamalar için kurultay sonrası için vaadler veriliyor. Bunun nedeni Genel Başkan’a oy toplamak. Bankalarda da yönetim kurulları toplanamıyor çünkü atamalar yapılmamış. Neden? Çünkü kurultay öncesi atama yapılabilecek kişilere vaadde bulunularak genel başkan lehine çalışmaları için yönlendirme yapılıyor. Hükümet kurultaya endekslenerek kilitlendi, müdürler müsteşarlar atanmadığı için iş yapılamıyor” şeklinde konuştu.

 

Öldükten sonra oksijenin ne faydası var?

Hükümetin döviz kurlarıyla ilgili yaşanan kriz konusuna ilgisiz kaldığını, aldığı tedbirlerin çoğunu kendisinin TV programlarında günler öncesinden açıklayıp ilan ettiğini söyleyen Ünal Üstel “Bir insan öldükten sonra oksijen vermenin ne anlamı var? Tedbirleri zamanında ve halkı düşünerek alacaksın” diye konuştu.

Kurultayla ilgili olarak bir çok antidemokratik uygulamalara şahit olduklarını söyleyen Üstel “Yeni üye yazılımı başlandığında gördük ki kurultay ve ilçe delegeleri üye yazılması gerekirken yazılmamış. Kurultay hesaplamalarına uydurmak için bölgelere üyelik belgesi gönderilmemiş, kendilerine yakın isimleri listeye almışlar. Gizlilik içerisinde örgüt başkanlarından gizleyerek üye yazmışlar. Örgüt başkanlarından sadece kurultay delegelerinin listesini almış, bu kişilerle telefonla görüşerek üye yazmışlar. Birçok kişi de bilgisi dahilinde olmadan üye olarak yazılmışlar, o kadar ileri gidilmiş ki, polis olan bir kişi bile üye olarak yazılmış” diye konuştu.

 

“Ben köy çocuğuyum”

Ulusal Birlik Partisi’nin KKTC’yi kuran ve yaşatan en büyük kitle partisi olduğunu, partinin bugünkü duruma gelmesinde mevcut yönetimin büyük sorumluluğu olduğunu vurgulayan Ünal Üstel  “Ben köy çocuğuyum, halk çocuğuyum, her işi yaptım, hekim olduktan sonra İstanbul’da çalışıp 1991’de politikaya girdim. Ben kendimi Ulusal Birlik Partisi’ne adadım. Bu yola kavga etmek için değil, tüm UBP’lileri kucaklamak için çıktım. Bu çarpık düzeni değiştireceğim, UBP’yi yeniden eski günlerine taşıyacağım” diye konuştu.

 

Üye yazımında hile yapıldı

Tüm ilçelerden UBP üyesi olmak için talepler varken, bunların dikkate alınmadığını, belirli kişilerin üye yazılması yoluna gidildiğinin altını çizen Ünal Üstel “15 Ağustos son tarihti, ancak 15 Ağustos’un Cumartesi tatili olmasına bakmadılar, ayın 14’ünde kapıları kapattılar, bölgelere üye başvuru belgesi dağıtmadılar” diyerek Özgürgün’e hitaben “Sen zanneder misin ki yazdığın 200 kişi oyunu sana verecek?” diye sordu

 

Rakipler GYK’dan çıkarıldı

UBP Genel Yönetim Kurulu’nun (GYK) karar alamadığını Genel Başkan ve arkadaşlarının burada azınlığa düştüğünü söyleyen Üstel “Bu kadar çok aday varsa, bunun yanıtını vermek Genel Başkan’a düşer, kendini sorgulaması gerekir. Arka arkaya iki seçim kaybeden bir Genel başkanın hala “Bana bir şans verin” demeye hakkı yoktur” dedi.

 

UBP, bu dönemde küçüldü

UBP Genel Başkanlığı için aday olurken kendi başına karar vermediğini belirten Üstel “2011’den bu yana partide büyük bir kan kaybı var. Yerel seçimde 14 belediyeden 5 belediyeye düşüldü,  Cumhurbaşkanlığı seçiminde Dr. Derviş Eroğlu’nu desteklediğini açıklayan UBP büyük oy kaybı yaşadı. Özgürgün başkanlığında UBP’de sürekli olarak küçülme ve oy kaybı yaşandı, bunu kendileri görmüyor mu?” diye sordu

28 belediyeyi de gezdiğini hepsinde mutsuzluk olduğunu, Parti Merkezi’nden hiç bir destek görmediklerine şahit olduğunu söyleyen Üstel, yerel seçimlerde mitinglere bile gidilmediğine dikkat çekti

 

UBP Tüzük çalışması konusunda da konuşan Üstel, “Bilgilendirme çalışmaları tatmin edici değildi, üstünkörü yapıldı, kimsenin fikri sorulmadı. Mağusa’da farklı, Girne’de farklı bilgilendirme yapıldı. Henüz geliştirilmemiş, eksik yanları olan tüzük çalışmasının kurultay öncesinde yapılması büyük bir hataydı. Bugünkü tüzük delege sistemini ortadan kaldırdı, üyelik sistemini getirdi. Lefkoşa dışındaki toplantılarda üyelik sisteminin getirileceği söylenmedi, Lefkoşa’ya gelindiğinde delege sistemi yerine üyelik sisteminin getirildiği duyuruldu” dedi.

 

Genel Başkan kendini sorgulasın

UBP’de 6 Genel Başkan adayı çıkması demokratik bir zenginlik olduğunu, Genel Başkan bunun nedenlerini düşünmesi gerektiğini söyleyen Üstel “Eğer kendisini sorgularsa, kendi sorduğu soruya cevap bulabilir. Genel Başkan ve arkadaşlarının yapmak istediklerini, kendi yazdıkları üyeler bile onaylamamakta. Siyasi partiler merkezden idare edilmeye kalkışılırsa, yarın seçimlerde örgüt başkanları “buyrun seçmenlerin partiye oy vermesi için siz ikna edin” demeyecekler mi? Siz 40 yıllık UBP’liyi dışarıda bırakamazsınız, keyfinize göre üye yazamazsınız” diye konuştu

CTP ile kurulan koalisyon hükümetine de değinen Ünal Üstel şöyle dedi: “Geniş tabanlı bir hükümetin ihtiyaç olduğunu biz de zamanında vurguladık. Bugün baktığımızda UBP’den ‘küçük ortak’ diye bahsedilen CTP-UBP hükümetini içime sindirmem mümkün değil. UBP’nin şu anda 18 milletvekili var. Bizim bilgimiz dışında görüşmeler yapıldı, gizlilik içinde bir protokol yapıldı, hiç bir milletvekilinini bundan haberi yok. Hükümet programı bile milletvekillerinin görüşüne sunulmadı. Parti Meclisi eşit oranda bir koalisyon için yetki verdi ancak sayısal eşitlikle, eşit ağırlıklı hükümet kurmak aynı şey değil. CTP’nin bakanlıklarıyla UBP’nin bakanlıkları aradaki farkı fazlasıyla ortaya koyuyor. DP’nin bile bakanlık ve yetkili daireleri daha fazlaydı.”

 

Parti Meclisi neden aylardır toplanmıyor?

UBP Tüzüğü gereği parti meclisinin ayda bir kez toplanması gerektiğine de dikkat çeken Ünal Üstel “Parti içerisinde bu konuların konuşulması için hükümetin kurulmasından bu yana Parti Meclisi toplantısı yapılmadı. Sadece Genel Yönetim Kurulu toplantısı yapıldı, 2 milletvekili arkadaş görevden alındı. Burada da yöntem yanlış. Bu arkadaşlar adaylığını koydu diye görevden alınmıştır. Esas amaç Genel Yönetim Kurulu’nda üstünlük sağlamaktı. Genel başkan bölgesel dengeleri korumak için kontenjan kullanmalıdır. Ama ne yaptı, kendine yakın isimleri yandaşlarını tercih etti. Bu toplantıda da büyük mücadele verildi, yazılmayan bir çok kişinin listeye alınmasını sağladık.” dedi.

 

Parti Meclisi yokmuş gibi davranılıyor

Üstel “Tüzük ayda 1 kez Parti Meclisi toplantısı yapılmasını gerektiriyor, ama tüzüğü takan yok. Genel başkan görüşme taleplerine de cevap vermiyor, gazetelere konuşarak cevap vermeye çalışıyor” diyerek şunları vurguladı:

“Ulusal Birlik Partisi tabanı, yapılanlara karşı tepkili ve kesinlikle olanları tasvip etmiyor. Genel Başkan’a buradan açık kalplilikle söylüyorum.  Gelsin, bir kamuoyu yoklaması yapalım. Hangi arkadaş birinci çıkarsa o genel başkanlığa aday olsun”

 

Partisinin milletvekiline randevu vermeyen..

“Kendi partisinin milletvekiline bile randevu vermeyen bir genel başkanla nasıl konuşup anlaşacaksınız?” diye sorun Ünal Üstel Düşününüz ki UBP’nin gazetesi adayladığımı açıkladığım anda ben ve diğer aday arkadaşlarımıza ambargo uyguluyor, bu demokratik bir yaklaşım mıdır?” diye sordu

Genel Başkan ve kendisi için çalışan özel grubunun fısıltı yoluyla UBP’nin temel taşı olarak kabul edilen isimlerine dil uzattığına da dikkat çeken Üstel “Enver Emin, Olgun Paşalar, Derviş Eroğlu, Hakkı Atun, Salih Coşar, Mehmet Bayram ve daha bir çok isim bu partinin değerleridir. Bu değerler partinin kan kaybına tabii ki üzülüyorlar. Bunlar zaman zaman çağrılar yapar ve fikrini söyleyebilir. Bu partiyi en iyi yerlere taşıyan isimleri bugün düşman gibi göstermek büyük ayıptır. Bunlar partinin akil insanlar grubunu oluşturmaktadır, onların yapacağı her öneri bize ışık tutacaktır. Dolayısıyla bazı isimler kurultaya müdahale ediyor şeklinde söylenen sözler en büyük ayıptır” diye konuştu.

UBP’nin öncelikle kurumlaşma çalışmasını ele alarak tamamlaması gerektiğini, kendi parti binaları olan, üyeleriyle bütünleşebilen, onlarla çeşitli etkinliklerde bir araya gelip kaynaşan bir UBP’nin, çok daha büyüyecek ve kitle partisi olma özelliğini pekiştireceğine işaret eden Üstel “Genel Başkan demişki ‘Bunlar bakanlık istedi, vermedim diye aday oldu’ Benim genel başkanlığa aday olacağım aylar öncesinde gazetelerde yer aldı” diye konuştu

 

Eleştirilecek yan çok..

Genel başkanın eleştirilecek bir çok yanı olduğunu belirten UBP Genel Başkan adayı Ünal Üstel “Sen hükümeti kurarken dengeli bir paylaşımı sağlayamadın, sen partinin kan kaybını durduramadın, sen partinin vizyonunu ortaya koyamadın, sen bir seçime daha girersen partiyi daha da küçülteceğini kanıtladın, bu hükümet kurultay amaçlı kurdun, ilçe başkanlarını bakan yaparak avantaj sağlamak adına parti çalışmalarının önünü tıkadın” diyerek şunları söyledi:

“Kurultayı kazanabilmek için “Kurultay Hükümeti” kurdum de, o zaman sana saygı duyarım. Ama seni eleştirdiğimizde de buna saygı göstereceksin. Parti Meclisi’ni toplamaktan kaçınmayacaksın, orada seni eleştireceğiz ve cevap vereceksin. eğer bunu yapmazsan tabii ki biz bu platformları kullanacağız, halkımıza ve seçmenlerimizi olan biteni anlatacağız. Genel başkanı sağduyuya davet ediyoruz. Her platformda kendisiyle tartışmaya da hazırım, Özgürgün’ün katılacağı her TV programına katılırım”

 

CTP’nin durdurduğu gençler

2013’te UBP’nin hükümetten gittiğini, CTP-DP hükümeti kurulduğunu söyleyen Ünal Üstel, konuşmasının sonunda “CTP-DP döneminde ilk olarak 88 genç işten durduruldu. Ardından 30’a yakın arkadaşımız da durduruldu. Genel başkan meydanlarda “Bu çocuklarımız nasıl işlerinden oldularsa, hükümete geldiğim anda hepsini tekrar işe alacağım” diye haykırıyordu. Böyle bir yaklaşım görebiliyor musunuz? Hani nerede verilen sözler?” diye sordu.

Editör: TE Bilisim