Avukat Hasan Yücelen, garantilerin sulandırılmasıyla ve Türk askerinin gitmesiyle bir çözümün olmayacağını belirterek, “Ben bir Kıbrıs Türkü olarak kendimi güvencede hissetmek istiyorum” dedi.

Avukat Yücelen, Radyo Güven’de yayınlanan Mercek Altında programında yaptığı açıklamada, Kıbrıs’taki durumla ilgili siyasi konjektürün iflas ettiğini belirterek, her şeyi Kıbrıs konusuna bağlamanın yanlış olduğunu ve Türkiye’nin Kıbrıs Türküne sağladığı katkıların da görülmemesinin üzücü olduğunu kaydetti.

Kıbrıs sorunu çözüldüğünde ülkedeki bütün sorunların bir anda sihirli bir değnek gibi çözüleceğinin düşünüldüğünü ifade eden Yücelen, bunun yanlış bir düşünce olduğunu söyledi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanının açıklamalarıyla KKTC yetkililerinin açıklamalarının ortada olduğunu ve arada uçurumların bulunduğunu belirten Yücelen, “Kuzey’de Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi olmazsa olmaz tezi varken Güney’de de garantiler kalkmazsa olmaz tezini savunan bir taraf varken nasıl bir çözüm olacak” diye sordu.

Yücelen, şunları kaydetti: “Görüşmelerde, Mülkiyet konusunda da yeni bir göçün yaşam bulması söz konusuyken ve Güney’in çok yüksek oranda toprağın iadesi yönünde beklentisi varken, Kuzey’de insanların tekrardan yerleşim ve hayat kurması için maliyetlerin yüksek olduğu konusu varken ve bu maddi kaynakların ne şekilde ve kimin tarafından finans edileceği ortada yokken çözümün bir umut olarak pompalanması doğru değildir.”

1974 yılında Kıbrıs Türkünün uğradığı haksızlıklar ve zulümler sonucu Türkiye’nin Kıbrıs’a uluslararası anlaşmalardan doğan garantörlük hakkıyla geldiğini dile getiren Yücelen, Kıbrıs Türkünün can güvenliğinin Türkiye’nin adaya gelmesiyle sağlandığının da unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.

“Garanti ve ittifak anlaşmaları Kıbrıs Türkünün olmazsa olmazıdır. Kıbrıs Türkünün garantilere ihtiyacı var Güney’in değil. Çünkü 74’e kadar zulme ve katliamlara uğran Kıbrıs Türküdür” diyen Yücelen, herkesin çözüme yakın olduğunu, ancak barışa ihtiyacının olmadığını çünkü ülkede bir barışın olduğunu ve bu belirsizliğin artık ortadan kalkması gerektiğini belirtti.

“Kıbrıs sorununun temeli yani sorunu yaratan nokta henüz ortadan kalkmamıştır. Kıbrıs’ta kalıcı oluşmayacak olan çözüm yıkılmaya mahkumdur” diyen Yücelen, “Güney’de Kıbrıs Türklerine en fazla saldırıları düzenleyen ELAM örgütü üyelerinin seçimlerde parlamentoya girme şansları varken biz nasıl bir çözüm bekleriz üstelik de garantiler olmadan. Avrupa Birliği Kıbrıs Türkünü güvence altına alacak koruyacak bir birim değildir” diye konuştu.

“Konuşarak güvence olmaz. Bugün garantilerin sulandırılmasıyla ve askerin buradan gitmesiyle bir çözüm olmaz ben bir Kıbrıs Türkü olarak kendimi güvencede hissetmek istiyorum” diyen Yücelen, ülkede ekonomik sıkıntıların, gençlerin mezun olduktan sonra iş bulma gibi sorunlarının olabileceğini, ancak AB’ye girildiğinde tüm bu sorunların bir anda sihirli değnek gibi çözülmeyeceğinin anlaşılması gerektiğine işaret etti.

Avukat Yücelen programda, Kuzey ve Güney’deki eğitim sistemindeki farklılıklara da dikkat çekerek, “Kuzey’deki gençler çözümün olmasını yoğun şekilde isterken, Güneydeki gençler de Türk düşmanlığıyla yetişiyor. Ben bu noktada kalıcı bir çözümün olacağına inanmıyorum” dedi. 
Editör: TE Bilisim