Mektupta, “KKTC, yasal, icraatları geçerlidir”, “Her türlü toprak tavizine karşıyız” “Avrupa böyle istiyor diye haklı ve meşru olarak kurduğumuz KKTC’den ve her şeyimizi borçlu olduğumuz Anavatanımız Türkiye’nin garantörlüğünden vazgeçmemiz mümkün değil” gibi ifadelere de yer verildi.

MEKTUP, DENKTAŞ, ERTUĞRULOĞLU VE TC DIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU’NA DA ULAŞACAK

Dernek Başkanı Yılmaz Bora’nın imzasını taşıyan, dağıtımı Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na da yapılan mektupta, derneğin Kıbrıs konusundaki görüş ve önerilerine 12 maddede yer verildi.

Söz konusu maddelerde, “ ‘Çözüm ve barış’ diyerek yeniden huzursuzluk ve çatışma ortamı yaratılmasın”, “KKTC, yasal, icraatları geçerlidir”, “Rum tarafı savaş tazminatı ödemelidir”, “Müzakerelerde ve her platformda KKTC esas alınmalıdır”, “Siyasi eşitlik ve iki bölgelilikten geri adım atılmamalıdır” vurgusu yapıldı.

Mektuptaki maddelerden birinde “İki bölgelilik, AB normları ve dört özgürlük ileri sürülerek sulandırılamaz, bozulamaz” ifadelerine yer verildi, “KKTC’nin yaptığı yasal düzenleme ve anlaşmalar, verdiği koçanlar ve vatandaşlıklar geçerlidir. Nüfus kısıtlaması kabul edilemez” denildi.

Kuzey Kıbrıs’a Rumların yerleşmesine izinleri olmadığını kaydeden TMT Mücahitler Derneği, “Her türlü toprak tavizine karşıyız. Ara bölge ve sınır düzenlemeleri yapılabilir” ifadesine yer verdi.

Maraş dahil vakıf mallarının, Kıbrıs Türk halkının ve KKTC’nin öz varlığı olduğunun belirtildiği mektupta, bu malların Rumlara verilemeyeceği kaydedildi.

“Anavatanın etkin ve fiili garantisi yaşamsal önem arz etmektedir ve değiştirilemez” denilen mektupta, “Gündemde olan ‘Federal Birleşik Kıbrıs’ Kıbrıs’ın gerçekleri dikkate alınarak iki eşit Türk ve Rum devletinden oluşmalı” ifadesine yer verildi.

Mektupta, ayrıca Kıbrıs Türklerin bugüne kadar yaşananların sorumlusu ve suçlusu olmadığı, bağlı oldukları devletten silah zoru ve terörle dışlandıkları, Birleşmiş Milletler ve uluslararası barış örgütlerin toplumlararası olaylarda taraf oldukları, Kıbrıs’ın 1974 Barış Harekatı ile en uzun süreli barışa kavuştuğu, Türk halkının yaşananlara rağmen Rum komşularına kin ve nefret beslemediği gibi görüşlere yer verildi.

“AVRUPA BÖYLE İSTİYOR DİYE...”

KKTC’de bazı kişilerin ve siyasi partilerin barışı bir ninni ve silah gibi kullandığı, bunun Türkiye ile KKTC’nin arasını açmak için yapıldığı, Rumların makul ve gerçeklere dayalı bir barış anlaşmasına yanaşmadığı gibi görüşlerin de dile getirildiği mektupta, “KKTC’nin bunca zamandır tanınmaması hür dünyanın büyük ayıbıdır. Avrupa böyle istiyor diye haklı ve meşru olarak kurduğumuz KKTC’den ve her şeyimizi borçlu olduğumuz Anavatanımız Türkiye’nin garantörlüğünden vazgeçmemiz mümkün değildir. Kabul edilemez” denildi.

Editör: TE Bilisim