Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar, “ Avrupa Birliği’nin gerçekleri bile bile Rum yanlısı bir tutum izlemesinin, Kıbrıs’ta çözüm istenmediği anlamına geldiğini” vurguladı. Ersin Tatar, Avrupa Birliği Liderler Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nin Kıbrıs’la ilgili bölümünü eleştirdi ve “ Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ta Türk ve Rumların siyasi eşitliğine dayalı bir çözüm istemediğinin, amacın Kıbrıs’ı Yunan yapmak olduğunun son kararla kesinleştiğini” ifade etti. Tatar açıklamasında şunları kaydetti: “ Avrupa Birliği gerçekleri bilmiyor olamaz. Avrupa Birliği Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs’ta Rumlar kadar hak sahibi olduğunu, Kıbrıs Türkü’nün 1963’te silah zoru ile Rumlar tarafında ortaklıktan atıldığını, Rum-Yunan ikilisinin 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen Devleti’ni ilan ettiklerini, Türkiye Kıbrıs’a müdahale etmeseydi bunu gerçekleştirmiş olacaklarını, bütün çözüm planlarının Rumlar tarafından reddedildiğini çok iyi biliyor. Avrupa Birliği bunları bile bile Rumların Kıbrıs Türk tarafını hiçe sayarak hidrokarbon aramasını, anlaşmalar yapmasını onaylıyor, destek veriyorsa art niyetlidir, bir antlaşma istemiyor demetir. Belli ki Avrupa Birliği Kıbrıs’ın Rum-Yunan ikilisi tarafından yutulabileceğini, bölgedeki kaynakların Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı dışlanarak Avrupa Birliği’nin ihtiyaçları için kullanılabileceği sevdası ile kendi kendini aldatıyor. Bilmiyorlar ki Kıbrıs Türkü Avrupa Birliği’ne zerre kadar güvenmemektedir. Bilmiyorlar ki Kıbrıs Türkü Avrupa Birliği tarafından aldatıldığının farkındadır. Bilmiyorlar ki Kıbrıs Türkü ve Türkiye kendi haklarını kimseye kaptırmayacak kararlılıktadır. Çok yazdık, çok söyledik ama yeniden vurgulamakta fayda görüyorum: Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan Avrupa Birliği ve Rum tarafının bu uzlaşmaz tutumu karşısında sadece lafta kalacak tepkilerle yetinmemelidirler. Ne Anastasiadis’le yemekte buluşmanın, ne de görüşme masasına Rum isteklerinin tatmini için dönmenin Kıbrıs Türkü’ne bir faydası olmayacaktır. Yapılması gereken yeni bir yol haritası ile Kıbrıs Rum tarafı ve AB’nin tutumlarına diplomatik teamüllere uygun şekilde misillemede bulunmaktır. Yapılması gereken bir an önce Doğu Akdeniz’deki Türk sondajlarını başlatmak, görüşme sürecinin Rumlar zihniyet değiştirene dek sona erdiğini dünyaya ilan etmektir. Gerisi Rumun peşinde sürüklenip gitmektir ve bu Kıbrıs Türkü’nün kesinlikle çıkarına değildir.”

Editör: TE Bilisim