KIBRIS TİME'da dün yayınlanan 'Ombudsman Hala Yasta' başlıklı haberimizden sonra Ombudsman Daire Müdürü Zeki Gürsel bir açıklama yaparak bu direkleri kendilerinin kullanmadıklarını belirtti. Gürsel'in açıklaması şöyle;

Sayın Levent Özadam,
Genel Yayın Yönetmeni olduğunuz Kıbrıs Time internet sayfasında "OMBUDSMAN HALA YASTA" başlığı ile yayınlanan "ÖZEL" haber sanırım gerekli araştırma yapılmadan ve özen gösterilmeden hazırlanan bir haberdir. Daha da ötesinde üzülerek belirtmeliyim ki "maksat üzüm yemek değil, bağcı dövmektir" izlenimi uyandırmaktadır. Resmi yasın bitmesi ile bayrakların tekrardan göndere çekilmesi gerekirken, gerek haberde konu edilen, gerekse başka bazı binalardaki bayrakların yarıda kalması açıktır ki herhangi bir kötü niyetten değil, bir dikkatsizlik sonucudur. Ancak bu durumun "görenleri hayrete düşürüyor", " vatandaşlar... şikayetçi oldular", "...bayrak yasasına uyulmamasının cezai yaptırım gerektirdiğini söyleyen vatandaşlar..." vb. ifadeler ile sunulmasının çok abartılı ve haksız olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle bu bayrak direklerinin Sayıştay Başkanlığı ile bu binada birlikte kiracı olduğumuz dönemden kalma olduğunu, aslında Sayıştay Başkanlığı tarafından kullanıldığını belirteyim. Bayrak direkleri Ombudsman Dairesinin kirasında bulunan kısım ile tam ters tarafta ve giriş kapımıza göre arka kısımdadırlar. Ancak binanın her iki yanında Ombudsman Dairesini gösteren tabelalar vardır ve arka taraftaki tabelamız fotoğrafta da görüldüğü gibi bayrak direklerinin altındadır. Malumunuzdur ki Sayıştay bu binadan ayrılmıştır. Bu bayrak direklerini şu anda biz kullanmıyoruz ve bu bayrakları yarıya indiren de Ombudsman Dairesi personeli değildir. Hasbelkader tabelamızın bayrak direklerinin altında olması da bize ait olduğunun göstergesi değildir. Bu binada başka devlet dairesinin de kiracı olduğundan bilmiyorum haberiniz var mıdır? "Özel Haberci" arkadaşınız lütfedip de konuya ilişkin bir telefon açsa doğru bilgiye ulaşabilirdi sanırım. Şüphesiz ki bunu savunma yapma anlamında söylemiyorum, konu ile ilgili detayları da yeterince aktardım sanırım. Ama Bayrak Yasası konusuna da değinmeden edemiyeceğim. Değiştirilmiş şekli ile 15-1984 sayılı "KKTC Bayrak Yasası" herkesin malumudur. Yasanın bayrağın kullanımını tanımladığı maddeleri dışında 10. maddesi ile "Yasaklar", 11. maddesi ile de "Cezalar" düzenlenmiştir. Açıklamayı uzatma pahasına aynen aktarıyorum.

Yasaklar; 10 (1) "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı ve Türk Bayrağı, yırtık, soluk, delik, kirli, buruşuk, yamalı  veya lâyık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz; resmi törenler dışında her ne amaçla olursa olsun masalara, kürsülere örtü olarak serilemez; oturulan veya ayakta basılan yerlere konulamaz; bu yerlere ve benzeri eşyaya şekli yapılamaz; elbise veya üniforma şeklinde giyilemez."

(2) "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı ve Türk Bayrağı, hiçbir siyasal parti, dernek, teşekkül, vakıf, kulüp ve cemiyetin amblem, flama ve sembollerinde esas fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz."

(3) "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı ile Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez; hakaret kasdı ile bulunduğu yerden kaldırılamaz, yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz ve gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz."

(4) "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı ve Türk Bayrağı, bu Yasa kuraları çerçevesinde belirlenen renk, şekil ve oranlar dışında yapılamaz, satılamaz ve kullanılamaz."

Cezalar; 11. Bu Yasanın 10’uncu maddesinde belirtilen yasaklara bilerek ve isteyerek uymayanlar suç işlemiş sayılırlar ve mahkumiyetleri halinde, altı aya kadar hapis cezasına veya yüz bin Türk Lirasına kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler."

İlgili Yasa maddeleri bunlardır. Bu çerçevede "Özel Haberci" arkadaşımız lütfedip de "bayrakların yarıda kalmasının" hangi fıkra çerçevesinde nasıl bir suç oluşturduğunu ve cezasının ne olduğunu bunu "söyleyen vatandaşlar"a sorup  açıklığa kavuşturursa kamu oyu da, biz de aydınlanmış olacağız (!).

Sanırım kullanılan ifadelerin ne derece rencide edici ve haksız olduğu anlaşılmıştır. Evet Ombudsman Dairesi resmi yas sona ermiş olmasına rağmen Soma'da yaşanan facia dolayısı ile hala yastadır. Bu tür kazaların ve acıların bir kez daha yaşanmaması en büyük dileğimizdir. Ancak Ombudsman Dairesinin "yasta" olmasa da sıkıntılı olduğu, rahatsız olduğu birçok konu vardır. Bunların başında da haberde belirtildiği gibi "başkanı olmayan" bir kurum durumunda olmamız ve maalesef şu anda fonksiyonel olamamamız gelmektedir. Hem de iki buçuk yıla yakın bir zamandan beridir. Ancak hal böyle iken öte yandan kaçıncı kezdir Ombudsman Dairesi bayrak dolayısı ile basına konu olmaktadır. Oysa biz, Başkanı ve tüm çalışanları ile birlikte gerek idareye gerekse yurttaşlara güven veren, tarafsız çalışan, bağımsız yapıda olan, adaletli görüş ve öneriler ortaya koyan, hızlı, verimli ve etkin çalışan bir Daire olmak ve çalışmalarımızla, yayınladığımız raporlarla gündem olmak tercihindeyiz. Dünyadaki birçok uygar ülkede basın bu süreçte Ombudsmanların en büyük işbirlikçisi ve destekçisidir. Arzumuz bu düzeyi yakalamaktır. Kurulduğumuz 1997 yılından beridir olabildiğince, yani yasal mevzuatın elverdiği azami ölçüde şeffaf bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz ve basına herzaman gereken ilgiyi göstermekteyiz, bilgi sağlamaktayız. Hiçbir zaman "kapalı kapılar ardında" veya "ketum" olmadık. Bu tür durumları ve yayınları adil görmememiz de o sebeptendir. Sorunu anlaşılabilir bir şekilde ifade ettiğimi umarak, haberin bir daha değerlendirilmesini, gerekli ve uygun görülürse bu açıklamanın da yayınlanmasını rica eder, saygılar sunarım..."

 Zeki GÜRSEL
Ombudsman Dairesi Müdürü

NOT: BU ARADA HABERİN KIBRIS TİME'DE YAYINLANMASINDAN SONRA BAYRAKLAR YUKARIYA ÇEKİLDİ.

Editör: TE Bilisim