Kıbrıs Türk basını mercek altına alındığı zaman görülecektir ki adada yayımlanan Türk gazeteleri klasik anlamda yayımcılarının ve yayınevi sahiplerinin kişisel ihtirasları ve gazetecilik heveslerini karşılamak maksadıyla yayımlanmamaktadır. Prof. Dr. Ulvi Keser’in yaptığı açıklamada, ‘‘Kıbrıs Türk basını için söylenebilecek en karakteristik özelliik her daim en zor şartlarda, kısıtlamalar, sansürler ve tehditler altında mücadele etmeye ve yayımlanmaya çalışmaları olacaktır. 1891 yılında yayın hayatına başlayan Zaman Gazetesi’nden itibaren Kıbrıs Türk gazeteleri ve izledikleri yayın politikaları incelendiğinde tek bir gayeye hizmet etmek üzere hazırlandıkları açıkça görülebilir. Bu şartlarda Kıbrıs Türk basını için söylenebilecek en kısa ve en doğru tanım ise Kıbrıs Türk basınının bir mücadele basını olduğudur. 11 Temmuz 1888 tarihinde Ahmet Emin tarafından çıkarılmaya başlanan ve ilk Türk gazetesi kabul edilen Saded’ten bu yana ve bu anlamda özellikle 1 Nisan 1955 sonrasındaki süreçte Kıbrıs Türk toplumunda yayımlanan gazetelerin öncelikle misyonları Kıbrıslı Türklerin sesi, gözü kulağı olmak, Enosis iddialarına ve propagandasına karşı koymak ve adada Kıbrıslı Türklerin varlığını yaşatmak olur. Bu noktada Kıbrıs Türk basını mücadele basını olarak adlandırılır.’’ dedi. Prof. Dr. Keser: ‘‘KKTC Basın Günü adadaki insanların sesleridir.’’ İngiliz döneminde bile Türkiye ile bağlarını koparmayan Kıbrıs Türk basını bir yandan teknolojik gelişmeleri ve Latin harflerini kullanırken bir yandan da adadaki insanların dış dünyaya açılan sesleri olur. Son olarak Prof. Dr. Keser; ‘‘Bugün ülkemiz çeşitli özel ve devlet televizyonları yanında radyo kanalları ve herkese hitap eden çeşitli gazeteleriyle toplumun gözü kulağı ve sesi olmaya devam etmektedir. KKTC Basın Günü’nü bu bilinçle biz de gönülden kutlarız.’’ diyerek cümlesini sonlandırdı.

Editör: TE Bilisim